“Yolda giderken kişinin birinin aklına film izlemek gelir ama öncesinde bir şeyler okumak ister. Düşündüğünde mantıklı bir şey bulamamıştır ki yine aklına bir şey gelir. Önce filmi izleyip sonra yazıyı okuyacaktır.”
(Adını Vermek İstemeyen Birinin Anılarından) [0]
Tanrının Yarattıkları Ama Karanlıkta
Tanrının Yarattıkları (2022) sular altında [1] kalmasına kesin gözle bakılan bir gerçeğin tersine çevrilişini ekrana getirir. Bir anne-oğul ilişkisinin zaman içerisinde “katlanılamayacak” bir olayla sallanışını görürüz. İrlanda’daki herhangi bir adada – isim yoktur – geçimini istiridyelerle sağlayan Aileen; şeylerin tekdüzeliğinde, yaşamın herhangi bir yerinde çabalamaya devam eder. Daha kapalı, şeylerle mesafesi olan bir alanda – sinematografi sıkça yağmuru ve kapalı havayı gösterir – Aileen’in ailesi ekrana gelir. Hasta bir baba, silik çizilen bir eş ve kızı. Buraya kadar bir “aile” anlatısını göstermesi netleşen yaratı, ailenin içine direkt ve kesin bir dalış yapar. Avustralya’da olduğu belirtilen Brian’ın kesinkes dönüşü – ilginçtir ki bu dönüş bir cenazeye rastlar – [2] şeylerdeki yıkıcı ifadeyi hızlandırır. Doğal olarak yıkımı hazırlayan ilk şeyler, mutluca geçen saatlerin ya da günlerin sırtları fazla zorlamadığı anlardır. Ne Brian’ın geçmişi masaya getirilir ne de Aileen’in sıkı sıkıya bağlandığı rutin hayatı. Anne ve oğul birleştiğinde düşündükleri normal olarak birliktelikleri olur. Dünyayı bir şekilde kendilerine sıkıştırmaya çalışırlar, tâ ki dünya boğulana kadar.
Anne Kanar mı ya da Anne Kanar mı?
Aileen dünyada herhangi bir seçim yapmaya zorlanan ilk kişi değildir. Yaratının çehresini değiştiren olayın – ekrana gelmeyen ve oradaki çatışmayı bize netleştiren – farkında olmasına rağmen oğlunu düşünerek de dünyadaki ilk canavar olmamıştır. Burada yaratının metinsel eksikliği çatışmanın dozunu azaltır. [3] Aileen gerçekten de şeyleri seven, onları önemseyen biridir. Bu, salt oğlunun bir anda adaya dönmesiyle de açıklanabilecek bir şey değildir. Demek istediğimiz şudur ki yağmurlu, çamurlu ve sürekli soğuk bir yerde mutlu olabilmek için birçok nedene ihtiyaç vardır. Ama Aileen için bunlar geride kalanlardır. Oğlunun ülkeye gelişiyle de mutluluğu artar. Onunla anılarını hatırlar, onun “başıboşluğunu” düzeltmenin yollarını arar. Bu aranan yol onu kendi güvenli alanına çekmek olur. O gittikten sonra hep orada kalan istiridye alanını kendine mesken edinir. Alanın politiği veya etiği gereği parasını kaçak yollardan kazanmaya çalışır. Bu illegal ifadeye annenin çalıştığı yerden istiridye kapaklarını çalması da eklenir. Bir sevgi alanı doğal olarak onun karşıtını da birleştirecektir: Birbirilerini sevenler ya da sevmeye çalışanlar.
Gece Bir Ses ve Rüzgâr
Tanrının Yarattıkları’nın ana ekseni nedir? Ya da daha güncel tabirle motivasyonu [4] nedir? Bir yalanın trajiği mi, tutunamayışların hikâyesi mi, daha yukarıda bir yerdeki sistematik problem mi ya da insanın kendisi mi? Buna verilebilecek cevap hem evet hem de fazlasıyla evet olur. Anne ve oğulun arası artık trajik bir gerçekle bölünür. İçgüdüsel olarak oğlunun yanında olan Aileen, bardaki çok net bir sahnede – bu sahne basitliği ve tonuyla şeyleri açıklar – [5] gerçekleri öğrenir. Burası erk(ek)in alanıdır ve şeylere savaşmanın ya da onları yok etmenin tam vaktidir. Sarsılan dünyanın içinden çıkmanın çabası anneyi daha da netleştirir ki bence seyirciyle anne burada yakınlaşır. Söylenen yalanın yıkıcılığı, yalanı bilinen gerçeğin çarpışıyla anneyi afallatır. Kızının söylediğini dinler, iş arkadaşı Sarah’ı dinlediğinde şeyler çoktan bitmiştir. Belki metinsel yani senaryo yazımında bir problem vardır. Brian’ın dünyası netleşmemiştir, Aileen’in anneliğinin kopuşu ya da yıkılışının sancısı ekrana yaklaşmamıştır veya onlarla-çevrili-dünya yeteri kadar ses çıkarmamıştır. Bunlara rağmen gerçek apaçık ortadadır. Anne yarattığı gibi yıkmayı da görev edinir, dünyanın ilk gününde olduğu gibi.
Herkes Gibi, Gerçekten
Filmin başarısı sabah uyanır uyanmaz yüzünü yıkamayı beceren birinin başarısı ile eşdeğerdir. [6] Uyanmak için bazı şeyler yapmak gerekir. Artık şeyleri yok eden gerçek öğrenildiğinde – ki gerçek hep bilinendir dersek eğer – ortada “değerlerle” ilgili hiçbir şey kalmaz. Bu değerler geleneksel kodlarla ilgili değildir. Bunlar herhangi bir şeye değmekle açıklanacaklardadır. Anne yalan söyler, oğlunu korumak ister. Ama gerçeğin trajiği hem yağmur, hem çamur hem de kutsal olunca şeyler daha da netleşir. Oğul hep orada kalmışlığıyla bırakılır, şeyler karanlığa yaklaşır. Sarah’a özür dilemeye giden – ya da konuşmak isteyen – Aileen ne yaptığının farkındadır ve yaratı, hakiki anlamda en güçlü kozunu oynar. Film, şeylerin seyrini değiştiren ve onu çevreleyen olayın mağduruyla kapanışı yapar. Onun dünyasını değiştirme çabası, uzaklaşmak ve nefes almak istemi artık açının önündedir. Sarah arabasına biner ve öylece gider. [7] Tanrının Yarattıkları dünyanın herhangi bir yerindeki trajiktir ve şeyler hep yok olacaktır.
ÖNEMLİ: God’s Creatures (Tanrının Yarattıkları) filmini BAŞKA SİNEMA kapsamındaki salonlarda izleyebilirsiniz.
DİPNOTLAR
[0] Bu yazı filme dâir spoiler içerir demenin başka bir yolu, belki de gereksiz.
[1] Yaratıyı hep sular çevirir. Dünya suların etrafına kuruludur burada. Kendince ilk günah burada işlenir, yaratının çehresini değiştiren olay buranın içerisindedir ve annenin trajiği – oğlunun ölümü – de buradadır.
[2] Bununla ilgili bir ifade var aklımda. Hiç beklenmeyenin burada belirişi bize belki şunu söyleyebilir: Belki burada bir şeyler başlamaz ama önünde sonunda şeyler burada bitecektir.
[3] Film doğal olarak merkezine “çatışmayı” alır. Söylenen yalan ve üstü kapatılması gerekenler, öğrenilen gerçek ve yıkılması gerekenler. Bence metinsel olarak eksiklikler var. Brian’ın çatışmaya dahil oluşu eksik ancak şeylerin yönünü değiştirmesiyle netleşme tamamlanıyor.
[4] Motivasyonu olmayan yaratılar vardır, sadece bir şeyler söylemek isteyen ya da susmayı bilen. Bu kelimeden (motivasyon) pek hoşlanmıyorum ama bazı gerçekler de var.
[5] Arada silik bir bar açısı. Anneye yaklaşan açı – onu sağına alır – ve bardaki ses. Erkeği doyurmaya çalışan erkek hikâyeleri ve annenin ifadesi.
[6] Bu aynı zamanda bir övgüdür, gerçekten.
[7] Sarah’ın tecavüze uğrayışındaki trajik ve şeylerin yok oluşu yaratı için arka planda bir şeyler söylemek ister bize. Bu adada kadınların ötekileştirilmişliği -Aileen’de, yaratının açılışında oğlu ölen Mary’de ve birçoğunda – çok fazla arkalardadır. Ve acıyı da onlar yaşar.