Aile Şerefi (1976)
Şeref, gurur, haysiyet… Bunlar Yeşilçam filmlerinin mihenk taşları. İster zengininde ister fakirinde ister köylüsünde isterse şehirlisinde, eğer bu üçünden yoksunsa karakterler filmin sonunda gidereceklerdir eksikliklerini, ama mutlu son ile ama acı. Yeşilçam sinemasında babadır evin direği ve Yeşilçam’ın iki büyük babası vardır asla unutulmayacak olan. Münir Özkul ve Hulusi Kentmen, büyük oyuncular, büyük isimler. Genellikle zengin ve tonton baba denilince akla gelen Hulusi Kentmen’dir ve pek tabi ki, fakir ama gururlu, onurlu babamızdır Münir Özkul. İsimleri değişir Münir Özkul’un Yaşar Usta olur, Mesut Bey olur, Rıza olur. Çocukları için her şeye katlanır, bir dilim ekmeği olmayabilir ama mutlu bir ailesi vardır ve onun için en önemli olan o ailenin şerefidir.
Aile Şerefi’nde Rıza olarak karşımıza çıkar Özkul, işportacılık yaparak ailesini geçindirmeye çalışır. Beş çocuğu vardır ve Adile Naşit tarafından canlandırılan karısı. Malı mülkü dert etmeyen ailenin başına gelen bir kaza sonucu bütün hayatları değişir. Küçük oğulları Murat’a araba çarpar. Fakat, bu değildir aileyi yıkacak olan. Murat’a çarpan zengin çocuğun evin kızına âşık olmasıdır her şeyi değiştiren. Zengin çocuk fakir kıza âşık olur, fakat Sev Kardeşim(1972) gibi mutlu sonla bitecek bir aşk değildir bu. Kızına çeşitli tacizlerde bulunan, atlarını öldüren, oğlunu yaralayan ve neredeyse ailenin her bireyine zarar veren bu şımarık çocuğa ve onun her şımarlıklığına göz yuman babasına söylenebilecek her şeyi söyleyen Rıza ailesinin şerefi için Oktay’ı vurduğunda anlarız Yeşilçam sinemasında şeref, gurur ve haysiyetin önemini. Bir ölüm bile haklı kılınabilir bu üçü için Yeşilçam’da. Problemli bir son ile biten film Yeşilçam’ın en temel unsurlarının neredeyse tamamını içermesinden ötürü, en azından bir defa izlenilmeyi hak eder. Ayrıca nadiren doğrudan ayrılan Münir Özkul karakterlerinden birini içermesi görülmeye değer.
Burcu Keskin