Film, 1957 yılında Türkiye’nin doğusunda, Erzincan’ın ıssız ve sapa bir köyünde geçen, kişisel ve toplumsal mitolojilerle beslenen, gerçekle kurmaca arasındaki bir olayı konu eder. Siyasi partiden milletvekili adayı olan bir mühendisin tesadüfen bir köyden geçerken arabası arızalanır ve orada refakat etmek zorunda kalır. Bu zorunlu bekleyişi politik bir kazanca dönüştürmek için köy ahalisini meydanda toplayan mühendis, kendilerinden alacağı oy karşısında ABD işbirliğiyle köye bir uzay gemisi fabrikası inşaa etme vaadinde bulunur. Nice zaman sonra bu vaadin yalan olduğunu anlayan ve bunu kendilerine dert eden dört köylü, bir cami minaresini uzay mekiğine dönüştürerek aya seyahat etme girişimi için çabalar. Olayı belgeleyen eski siyah-beyaz fotoğraflar filmin görsellerini oluştururken, yöre şivesiyle konuşan anlatıcı hikayeye can verir. Günümüzde haberlerin bile kurmaca olabileceğini düşünen Kutluğ Ataman, gerçekliğinden şüphe duyulan bu olay hakkında farklı alanlardan Türk aydınlarına başvurarak gerçeklik hissini artırmış, resmi tarihin de günümüze gelene kadar farklı yollar ve kişiler sayesinde değiştirilebileceğini mizahi bir yolla izleyice sunmuştur. “Journey to the Moon” adıyla uluslararası arenada da ilgiyle karşılanan film, çağdaş Türk kültürünün derinlemesine bir incelemesini de yapıyor.