Un Été Comme Ça (Yön. Dénis Côté)
Üç hiperseksüel-nimfomanyak kadın, bir göl kenarında 26 gün geçirmeleri için davet edilir. Onlarla bu süreç içerisinde bir terapist ve bir sosyal çalışmacı onları takip eder. Herhangi bir tedavi uygulanmaz; farklı deneyim ve arzularını keşfetmeleri sağlanmaya çalışılır.
Dénis Côté imzalı Un Été Comme Ça, adeta tanrı bakış açısı ve belgesel ciddiyetiyle konumlandırdığı kamerasıyla seyirciye sinemada çok az anlatılan bir hikâyeyi anlatıyor ve aslında toplumda çok fazla gözler önüne serilmeyen bu sıkıntıyı gün yüzüne çıkarıyor. Hiperseksüelliği bir şekilde sinemada anlatılıyor olması güzel fakat yarışma filmi olmaya layık bir yapıt değil. Cüretkâr bir doğallığa sahneler izleyiciyi şoka sokmak yerine “Niye?” sorusunu sormaya itiyor. Senaryoda herhangi bir çatışmadan veya kreşendo bulunmuyor, bu ise filmin kurgusallığını sorgulatıyor. Yarışmanın en zayıf filmlerinden.
Puan: 1.5/5
The Outfit (Yön. Graham Moore)
İşinin ehli gözüken, özel dikim giysiler diken bir terzi; manevi kızı ile birlikte işlettiği dükkanında sakin ve huzurlu bir hayat geçiriyor gibi gözükmektedir. Dükkanını üs gibi kullanan mafyanın işi bir gece sarpa sarar ve dükkâna sığınırlar. Gece sonu, başı kadar masum olmayacaktır.
Graham Moore imzalı polisiye, Berlinale Special bölümde galasını yaptı. Mark Rylance’ın başrolde olduğu film, tek mekânda geçmektedir. Eğlenceli ve hoş vakit geçirebileceğiniz bir seyirlik.
Puan: Herhangi bir yarışmada yer almadığından puanlandırılmamıştır.
A Propos de Joan (Yön. Laurent Larivière)
Yarı İrlanda, yarı Fransa genlerine sahip Joan’ın hayatındaki dönüm noktaları. Keşkeleri, yaptıkları, yapamadıkları, hataları, üzüntüleri… Joan’ı yakından tanımaya ve aynı yolda yürümeye hazır olun.
72. Berlin Film Festivali’nin bu seneki Onur Ödülü’nün sahibi Isabelle Hupert’in son filmi olan Laurent Larivière imzalı A Propos de Joan, gençliğinden sonbaharına kadar Joan karakterini takip ediyor. İlk aşkından son aşkına, çocuğunu doğumundan annesinin ölümüne kadar önemli anlarını kaydediyor. Filmin atmosfer ve anlatım olarak yine Hupert’in başrolünde yer aldığı L’Avenir filmini anımsatıyor. Fakat çok geniş bir zamana yayılan hikayesi bu benzerliği sadece hissiyat düzeyine indirgenmesini sağlıyor. Her ne kadar Hupert’in beyazperdede ışıldadığını görmek her zaman olağanüstü olsa da sergilediği performans, A Propos de Joan’ı ortalama bir seyirlikten ileri götüremiyor.
Puan: 2.75/5