İstanbul, Aralık ayının ortasında sinemanın dönüştürücü gücünü insan hakları odağında yeniden hatırlatacak önemli bir buluşmaya hazırlanıyor.

Bu yıl 15. kez düzenlenen Hangi İnsan? Hakları Film Festivali, 13–17 Aralık tarihleri arasında şehrin farklı mekanlarında izleyiciyle buluşacak. Kurulduğu günden bu yana hak temelli anlatıları merkeze alan festival, bu yıl da günümüzün en yakıcı toplumsal meselelerini sinema aracılığıyla tartışmaya açmayı hedefliyor.
Festival programı; bakım emeği, ekolojik cinayetler, deprem, savaş, kadın ve LGBTI+ hakları gibi başlıklar etrafında şekillenen film seçkilerinden oluşuyor. Kurmaca, belgesel ve deneysel türlerdeki yapımlar, yalnızca bireysel hikayelere odaklanmakla kalmıyor; bu hikayelerin ardındaki politik, ekonomik ve toplumsal yapıları da görünür kılıyor. Hangi İnsan? Hakları Film Festivali, bu yönüyle izleyiciyi yalnızca tanıklığa değil, aynı zamanda sorgulamaya da davet ediyor.
Festivalin İstanbul’un farklı semtlerine yayılan yapısı, insan hakları meselesinin toplumsal hayatın her alanıyla ilişkili olduğunun altını çiziyor. Gösterimler, çeşitli kültür ve sanat mekanlarında gerçekleştirilecek; her gösterimin ardından izleyicinin katılımına açık söyleşi ve tartışmalar düzenlenecek. Bu yaklaşım, festivali klasik bir film izleme deneyiminin ötesine taşıyarak canlı bir kamusal tartışma alanına dönüştürüyor.
Film Gösterimleri, Söyleşiler ve Atölyelerle Çok Katmanlı Bir Program
15.Hangi İnsan? Hakları Film Festivali’nin programı, tematik bölümler hâlinde yapılandırıldı. Festivalin ilk günlerinde, bakım emeği ve görünmeyen emek biçimlerine odaklanan belgesel ve kurmaca filmler izleyiciyle buluşacak. Bu seçkide, özellikle kadınların omuzlarına yüklenen ve çoğu zaman ekonomik değeri yok sayılan emek biçimleri, kişisel hikâyeler üzerinden ele alınıyor.
Festivalin ilerleyen günlerinde ekolojik yıkım, iklim krizi ve ekolojik cinayetler başlığı altında gösterilecek filmler, doğa talanının yalnızca çevresel değil, aynı zamanda toplumsal bir hak ihlali olduğuna dikkat çekiyor. Deprem temalı yapımlar ise afet sonrası yaşam, dayanışma ve devlet politikaları bağlamında güçlü anlatılar sunuyor.
Savaş ve zorunlu göç eksenli filmler, coğrafi sınırları aşan ortak bir insanlık deneyimine odaklanırken; kadın ve LGBTI+ haklarını merkezine alan seçkiler, beden politikaları, şiddet, ayrımcılık ve direniş pratiklerini sinema diliyle görünür kılıyor. Bu gösterimlerin ardından düzenlenecek söyleşilerde, film ekipleri, akademisyenler ve insan hakları savunucuları bir araya gelerek filmleri farklı perspektiflerden değerlendirecek.
Festival programı yalnızca film gösterimleriyle sınırlı değil. Gün içinde düzenlenecek panel ve atölye çalışmaları, insan hakları sinemasının üretim süreçlerine, etik meselelerine ve anlatı biçimlerine odaklanacak. Bu etkinlikler, özellikle genç sinemacılar ve öğrenciler için önemli bir paylaşım ve öğrenme alanı sunmayı amaçlıyor.
Festival etkinlikleri, Pera Müzesi, Fransız Kültür Merkezi, Aynalı Geçit, Postane, Bağlarbaşı Kültür Merkezi (Üsküdar) ve TAK Kadıköy gibi mekanlara yayılarak İstanbul’un iki yakasında izleyiciyle buluşuyor.
15.yılında Hangi İnsan? Hakları Film Festivali, sinemanın yalnızca bir anlatı aracı değil, aynı zamanda bir yüzleşme ve dayanışma zemini olduğunu bir kez daha hatırlatıyor. İstanbul’un kültürel takviminde kendine özgü bir yer edinen festival, izleyicisini bu yıl da aynı soruyla karşı karşıya bırakıyor: “Hangi insan, hangi hak?”























