Bu yıl otuzuncusu düzenlenen, Türkiye’nin en önde gelen sinema festivallerinden biri olan Adana Uluslararası Altın Koza Film Festivali’nde üçüncü gün geride kaldı. Türkiye’nin dört bir yanından gelen sinemaseverlerin akın ettiği festivalin üçüncü gününde; ‘’Cumhuriyetin 100. Yılında Türk Sineması’’ adlı panel haricinde Ulusal yarışma filmlerinden Sanki Her Şey Biraz Felaket , Bir Gün, 365 Saat ve Karganın Uykusu filmlerinin gösterimler gerçekleştirildi.
Prof. Dr. Nesrin Aysun Yüksel moderatörlüğünde gerçekleşen paneli, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar da izledi. Yerli sinemamızın dünü ve bugünü, hâlen var olan sorunları, sinemamıza uygulanan sansürler ve daha birçok konunun konuşulduğu panel sonrası teşekkür plaketi alan Halil Ergün,
‘’Kendi sinemamızın sahiplenilecek, sırtımızda taşınacak birikimleri var. Yeşilçam sineması, Türk insanının yaşam macerasında; gencin, ihtiyarın, çocuğun, kadının, erkeğin toplumsal sorunlarla ilgilenmesi; toplumsal ve bireysel sorunlarla çok önemli işlevleri yerine getirmesi konusunda, çok önemli bir sinemadır.” dedi.
Gözyaşları Eşliğinde Türk Gencinin Portesi: Sanki Her Şey Bir Felaket
Daha öncesinde çektiği başarılı kısa filmleriyle tanınan Umut Subaşı, bu filmlerinde oluşturmaya çalıştığı sinema dilini devam ettirerek Sanki Her Şey Felaket adlı ilk uzun metraj filmini seyirciyle buluşturdu. Filminin çıkış noktasını yaşadığı hayatı, kendi jenerasyonunun sıkışmışlığı/mutsuzluğu olarak değerlendirmen yönetmen, kısa filmlerinden getirip devam ettirmeye çalıştığım bir tonla en başından beri bununla ilgili bir film yapmak istediğini belirtti. Ayrıca yönetmen filminin çıkış noktasıyla alâkalı; “Bu, bir kişinin ya da bir şeyin filmi değil, bir kuşakla ilgili. Filmde dört karakter olacağı en baştan beri belliydi. Sonra karakterleri biraz oturtmaya başladım ve onlar bir şekilde iç içe geçmeye başladı. Benim için senaryoyu yazarken en uğraştırıcı şey yapıyı kurmak ve inşa etmekti.” dedi.
Taciz Trajedisinin Hikâyesi: Bir Gün, 365 Saat
Saraybosna Uluslararası Film Festivali’nin resmi yarışma programında yer alan Türk yapımı tek film olan, yönetmen Eylem Kaftan’ın, iki genç kadının ortak deneyimleriyle uğradıkları tacizin ardından istismarcılarıyla yüzleşme hikayesini takip eden uzun metraj belgeseli Bir Gün 365 Saat Altın Koza’da görücüye çıktı. İstismara uğramış fakat yine de umutlarını yitirmemiş iki kadının adaletin yerine getirilmesi mücadele edişini konu edinen filmin çıkış noktası sorulduğunda yönetmen Eylem Kaftan: “Ahbap Derneği Yönetim Kurulu Üyesiyim. Derneğimize bu durumda olan kadınlar geliyor. Sohbetler oluyor. Meselenin çok daha yaygın olduğunun bir kez daha farkına vardım. Konuştukça, cinsel şiddet, aile içi cinsel şiddetle ilgili film yapma fikri oluştu. Bu sadece bir mağdur hikayesi değil. Aynı zamanda birbirine güç veren üç kızın hikayesi olması, umut verici olmasıydı önemli olan…” dedi.
Uyurgezerlerin Vicdan Yükü : Karganın Uykusu
Karısının ölümüne neden olan uyurgezer bir adamın hikâyesini anlatan Karganın Uykusu, yönetmenliğe gönül vermiş, imam hatip lisesi mezunu bir polis memurunun ilk filmi. Yönetmen Tunahan Kurt herkesi şaşırtan sinemaya giriş hikâyesiyle birlikte sinemaseverlerin karşısına çıktı. Sinema ve hikâye arayışının bu filmi ortaya çıkardığını söyleyen yönetmenin, kendi kuzeninin uyurgezer olması ve teyzesinin yazın damda yatarken kuzeninin ayaklarını bağlaması çok dikkatini çekmiş ve bununla ilgili bir film yapmak istemiş.
Can Turbay