Türkiye işçi sınıfına selâm!
Meydanlarda hasretimizi haykıranlara,
Toprağa, kitaba, işe hasretimizi,
Hasretimizi, ayyıldızı esir bayrağımıza.
Nazım Hikmet RAN
1 Mayıs işçinin, emekçinin bayramı… 1 Mayıs halkın bayramı… Bu yıl dokuzuncusu düzenlenen İşçi Filmleri Festivali’nde Şarlo, V, Kırmızılı Kadın ve Karagöz,Taksim’de kol kola yürürken biz de festival koordinatörü Önder Özdemir ile söyleşimizi gerçekleştirdik.
İşçi Filmleri Festivali’nin çıkış noktasından biraz bahsedebilir miyiz?
1997 yılında ABD, San Francisco ve 1999 yılında Güney Kore’de gerçekleştirilen İşçi Filmleri Festivali’ne katılma fırsatımız olmuştu. Festival fikri o zamanlar oluştu fakat gerçekleşmesi için 2006 yılını beklememiz gerekiyormuş. Bizleri diğer festivallerden ayıran birçok özelliğimiz var. Örneğin sponsorumuz yok, yarışma yapmıyoruz ve biletlerimiz ücretsiz. Bunların yanı sıra her yıl bir sinema emekçisine teşekkür plaketi veriyoruz.
Festival sürecimizden bahsedecek olursak; İstanbul, Ankara, İzmir ve Diyarbakır olmak üzere dört ilde aynı anda 1 Mayıs’ta başlayıp bir hafta sürüyor. Daha sonra aralık ayına kadar Kocaeli, Eskişehir, Bursa, Bolu, Samsun, Trabzon, Artvin, Adana, Mersin, Antakya, Antalya gibi illerde, bunun yanı sıra Kıbrıs’ta ve Londra’da tekrarlanıyor.
Gösterilecek filmler seçilirken odak noktalarınız neler?
Aslolarak emekçilerin, yoksulların, çalışanların hayatlarını anlatan filmleri seçiyoruz. Bugün “işçi” dediğimizde sadece fabrikada çalışan mavi tulumlu işçi modelini anlamıyoruz. Yaşamak için emeğini satmak zorunda olan birçok kesim, “işçi” tanımı içine girdi ve bu tanım genişledi. Bu nedenle toplumun birçok kesiminin hayatlarını, sorunlarını, mücadelelerini anlatan kısa ya da uzun metraj belgesel veya kurmaca filmleri seçiyoruz.
Bunun yanı sıra her yıl klasikleşmiş bir film seçiyoruz. Özen gösterdiğimiz bir diğer konu da farklı coğrafyalardan filmler seçmek. En az birer adet işçi-emekçi sorunlarından ayırt edilemeyeceği için “Barış, kadın, çevre” ile ilgili filmlere yer veriyoruz. Mevsimlik Kürt tarım işçileri ile ilgili her yıl bir film seçmeye gayret ediyoruz.
Ayrıca o yıl içerisinde kaybettiğimiz yönetmen ve oyuncuları seçtiğimiz filmlerle anmaya gayret ediyoruz. Örneğin; bu yıl Tuncel Kurtiz’i anmak için İnat Hikayeleri (2004)’ni programımıza aldık.
Bu yılki temanız “Gezi Parkı Direnişi” Şarlo ve Karagöz afişinizin yanına bu yıl Kırmızılı Kadın ve V de eklendi mesela. Nasıl tepkiler aldınız?
Karagöz ve Şarlo karakterlerini, festivalimize sevgili Aydan Çelik kazandırdı. Her yıl temamıza uygun olarak bu karakterler yanına başkalarını alarak başka bir şey yapıyorlar. Hatta 4 ilde, o ilin simgeleri olan alanda halay çekiyorlar. Bu yıl da tüm ülkenin ayağa kalktığı direnişi görmemek olmazdı. Hem de seçtiğimiz 15 adet gezi filmi temamız ve afişimizle, Gezi ve Haziran direnişini selamlamak istedik.
Bu yıl festivalde – her yıl olduğu gibi- ünlü bir yönetmeni konuk ediyorsunuz: Michael Wayne. Kendisinin bu etkinliğe bakış açısı nasıl?
Her yıl uluslararası yönetmen/senarist konuklarımız oluyor. Bu yıl da konuklarımız var.
İngiliz İşçi Sınıfınız durumu filmin yönetmeni Michael Wayne. Kendisi İngiltere’de bir akademisyen. Türkiye’de üç kitabı çevrildi. Çok heyecanlı…
Elif’s Maenner (2012) filminin Alman yönetmeni Markus Fiedler ve oyuncusu geliyor.
Perspektifler filminin yönetmeni Alexandros Papathanasiou geliyor.
Daha önceki sekiz festivale dönüp baktığınızda, ne gibi bir fark yarattığınızı düşünüyorsunuz?
Şimdiye kadar, 2014 yılı da dahil olmak üzere 525 film göstermişiz. Özellikle dünyanın bir çok ülkesinden festivalimiz için getirilen filmleri sendikalar da çeşitli etkinliklerinde üyelerine gösteriyor. Bugüne kadar 24 farklı ilde festival organize ettik ve Anadolu’da bir çok ilde ücretsiz gösterimler gerçekleştirdik. Bu arada festival süresince sadece film gösterilmiyor. Festival yürüyüşleri, paneller, söyleşiler ile birçok kişiye ulaşıyoruz. Bir çok yönetmen festivalimizden güç alarak film yapıyor artık. Sinema salonlarındaki tekelleşmeye karşılık sanki bir dağıtım şirketi gibi yüzlerce salonda film gösteriyoruz. Bu nedenle “Film yaparsam salon bulamama derdim olmaz, işçi filmleri festivali var.” diyen yönetmenlerimiz var. Filminin geniş kitlelere erişmesini isteyen yönetmenler bizi tercih ediyorlar.
Teknolojiyi yakından takip ediyoruz. 2 yıldır gösterimlerimiz HD olarak yapılıyor. Bu yıl ilk defa internet salonu gösteriminiz olacak.
İşçi Filmleri Festivali’nde bu yıl ilk defa gerçekleştirilecek bir diğer uygulama ise “İnternet Sinema Salonu”. Festival filmlerinden seçilen 20 adet film 1-8 Mayıs 2014 tarihlerinde, 22:00-00:30 saatleri arasında her gün gösterilecek. İnternet salonu filmlerimiz www.capul.tv adresinden yayınlanacak ve internet salonu gösterimlerinde yer alacak filmler sadece festival programında belirlenen saatler içinde izlenebilecek.
Festivali hazırlarken karşınıza en çok çıkan problemler nelerdi?
Hiç birimiz profesyonel değiliz. Maaş alan hiç bir çalışanımız da yok. Festival, tamamen gönüllü emekle gerçekleştiriliyor. Uzun bir çalışma olmasına rağmen son bir ayın yorucu geçmesi dışında söyleyebileceğim bir problem yok.
Bir film atölyesi grubu oluşturma fikrinizden bahsetmişsiniz. Atölye hakkında biraz fikir verebilir misiniz?
Her il kendisi bir takım atölyeler oluşturup kendi filmlerini de yapıyorlar. Festivalimizde ünlü kurgucu Thomas Balkenhol kurgu seminerleri verdi.
Sizin bu festivalde favoriniz olan film hangisi?
Aslında çok güzel filmler seçtik.25 adet uluslararası, 51 adet Türkiye’den olmak üzere 76 film göstereceğiz. Hepsinin de festivalimize çok yakışan filmler olduğunu düşünüyoruz. Ben L’uomo Con Il Megafono/Megafonlu Adam (2012) filmini çok sevdim. Gezi ve Haziran Direnişi filmleri içerisinde de çok güzel seçimlerimiz oldu.
Eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Güncel program bilgilerimize www.iff.org.tr ve https://www.facebook.com/iscifilmlerifestivali adreslerinden ulaşabilirsiniz.