“Sevmek, sevdiğin kişiyle birlikte olmak değildir unutma. Çünkü aşk; onunla yaşamak değil, onu yaşamaktır aslında” demiş Nazım Hikmet. Bu liste yazısında da romantizme farklı bakış açıları kazandıran aşk hikâyelerine yer verildi. Keyifli okumalar.
Her (Spike Jonze, 2013)
Listenin ilk sırasında bulunan Her (2013), oldukça romantik bir film. Kahramanımız Theodore, başkaları adına aşk mektupları hazırlayan bir şirkette yazardır. Bazen kalbi kırık sevgilileri barıştırır bazen ise bir âşığın hislerini ilan etmesine yardımcı olur. Fakat kendisinin aşk hayatı yolunda değildir. Derken bir gün Samantha ile tanışır. Scarlett Johansson’ın sesi ile can verdiği Samantha, kodlardan oluşan bir işletim sistemidir. Zamanla bu arkadaşlık aşka dönüşecektir. Aşka bambaşka bir bakış açısı sunan Spike Jonze’ın 2013 yapımı filmi, aşkın anlamını yeniden sorgulamamıza yol açmakta.
Sevmek Zamanı (Metin Erksan, 1965)
“Ben sana değil, resmine aşığım. Ben senin resmine değil de, sana âşık olsaydım ne olacaktı? Belki bir kere bile bakmayacaktın yüzüme. Belki de alay edecektin sevgimle.” sözleriyle hafızalarda yer edinen Sevmek Zamanı (1965), zamanının ötesinde olup yerli sinemanın en romantik filmlerinden bir tanesidir. Halil fotoğraftaki bir surete âşıktır. Bir gün fotoğrafın sahibi olan Meral olanları öğrenip Halil’in aşkına karşılık vermek istese de Halil halinden memnun, kendi dünyasında mutludur.
Ruby Sparks (Valerie Faris ve Jonathan Dayton, 2012)
Listenin enerjisi en yüksek filmlerinden biri olan Ruby Sparks (2012) Türkçeye “Hayalimdeki Aşk” olarak çevrilmiştir. Geçmişi başarılarla dolu olan yazar Calvin, hayalindeki sevgiliden ilham alarak yeni bir romana başlar. İsmini Ruby koyduğu ideal kadınını, bir gün salonunda kanepede otururken bulur ve onu kaçırmamak için elinden geleni yapar. Bir gençlik filmi gibi gözükse de aslında senaryosu ilişkiler üzerine zengin açılımlarda bulunur ve sahip olma dürtüsünü sorunsallaştırır.
Ex Machina (Alex Garland, 2014)
Ex Machina (2014) büyülü olduğu kadar kan dondurucu hikâyesiyle adeta modern bir Frankenstein hikâyesi. Henüz 24 yaşında dünyanın en büyük arama motoru şirketlerinden birinin CEO’su olan Nathan, şirket içinde bir yarışma düzenler. Yarışmayı kazanan Caleb, bir hafta boyunca Nathan’ın lüks villasında konaklar ve yapay zeka Ava ile tanışır. Ava ve Caleb arasında gelişen duygusal bağ, izleyiciye Descartes’in bilinç ve varlık felsefesini yeniden düşündürür.
Lars and Real Girl (Craig Gillespie, 2007)
Her şeyden önce Lars’ın sanrı gördüğünü ve her insan gibi sevmeye, sevilmeye ihtiyaç duyduğunu söylememiz gerekir. Babasını kaybettikten sonra iyice içine kapanan Lars, şişme bebek Bianca ile sevgili olduğunu açıklar. Ailesi ve kasaba halkının desteği ile Lars’ın tek kişilik bu aşk hikâyesi, efsanevi bir hal alır. Film, yalnızca Ryan Gosling’in muhteşem performansı için bile izlemeye değer.
Harold and Maude (Hal Ashby, 1971)
Harold yirmili yaşlarında, hayattan tat alamayan, devamlı intihar girişimlerinde bulunan zengin bir ailenin oğludur. Ölümü saplantı haline getirdiği için sık sık cenaze törenlerine katılır. Bir gün gitti bir cenaze töreninde yetmiş dokuz yaşındaki Maude ile tanışır. Maude’nin hayat dolu ve neşeli hali Harold’ın hayatını kökünden değiştirir. Arkadaşlıkları zamanla aşka dönüşür. Burjuva yaşam tarzına tatlı sert eleştirilerde bulunan Harold and Maude, aslında hayatı nasıl yaşamamız gerektiğini bizlere yeniden hatırlatır.
On Body and Soul (Ildikó Enyedi, 2017)
On Body and Soul (2017) “rüyalarda buluşuruz” tanımına belki de en çok uyan eser olabilir. Nitekim bilinçdışı bir düzlemde birlikte olduklarını keşfeden Endre ve Maria, bu birlikteliklerini gerçek hayata taşımaya karar verir. Macar yönetmen Ildikó Enyedi, spiritüel bir aşk hikâyesi üzerinden aslında iki çarpıcı konuyu ele alır. Biri sosyal becerileri bozulmuş, empatiden yoksun, yalnızlaşan modern insan; diğeri et endüstrisinin çarpıcı gerçekleri. Peki, bu doğrultuda dünyayı yalnızca sevgi ve aşkın kurtaracağını söyleyebilir miyiz?
Anomalisa (Charlie Kaufman, 2015)
Listenin son filmi, Charlie Kaufman imzalı stop- motion animasyon filmi, Anomalisa (2015). Baş karakterimiz Micheal Stone evli ve işinde başarılıdır. Bir seminer vermek üzere gittiği şehirde unutamadığı aşkı, eski sevgilisi ile buluşur. Monoton hayatından sıkılan Micheal, bu yolculukta tanıdığı herkesten farklı, o özel kadını arayacaktır. Fakat asıl sevgi emek değil miydi?