Tarih boyunca kimi konu ve meselelerin tartışmaya ya da sanatın konusu olmaya açık olup olmadığı, toplum ve iktidar sahipleri tarafından kilitli kapılar ardında belirlenmiştir. Hele ki bir sanatçı sinema vasıtasıyla Katolik Kilisesi ve Hristiyanlığı eleştirmeye kalkmışsa, bu bütün okları üzerine çekmesi anlamına gelir.
Turkish Delight (1973), RoboCop (1987), Basic Instinct (1992) ve Elle (2016) gibi türler arası gezintilerine alışık olduğumuz Hollandalı yönetmen Paul Verhoeven, bu yıl gösterime giren Benedetta ile bahsetmiş olduğumuz riski alarak elini taşın altına koyuyor.
Benedetta, 17. yüzyılda -henüz çocuk yaşta- rahibelik eğitimi almak için bir İtalyan manastırına bırakılan Benedetta Carlini’nin hayatını konu alır. Benedetta Carlini, oradaki süresi boyunca başka bir rahibe (Sister Bartolemea) ile uzunca bir süre eşcinsel ilişkiye girer ve bu fark edildiği zaman aforoz edilerek görevinden uzaklaştırılır. Film, konusunu büyük ölçüde bu konudaki en kapsamlı araştırma olan Judith C. Brown tarafından kaleme alınmış Immodest Acts: The Life of a Lesbian Nun in Renaissance Italy kitabına dayandırır. Brown, İtalyan rönesansı ve Avrupa tarihi konusunda bir uzmandır ve Wesleyan Üniversitesi’nde tarih profesörü olarak hayatını sürdürmektedir.
Film aynı zamanda Verhoeven sinemasından -özellikle bir önceki Elle filminden- tanıdığımız yapımcı Saïd Ben Saïd, senarist David Birke, besteci Anne Dudley ve editör Job ter Burg’u da tekrar bir araya getirir. Benedetta Carlini rolünde Virginie Efira adeta yıldızlaşır ve ona deneyimli oyuncular Lambert Wilson ve Charlotte Rampling’in yanı sıra, yeni Fransız sinemasından aşina olduğumuz Daphne Patakia ve Louise Chevillotte gibi oyuncular da başarılı performanslarıyla eşlik ederler.
2021 Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye için yarışan filmin uluslararası festivallerde iki ödülü ve on sekiz adaylığı bulunmaktadır. Çağımızda pek alışık olmadığımız bir sansür uygulamasının kurbanı olarak, Katolik Kilisesi’ne hakaret ettiği gerekçesiyle Singapur’da yasaklanmıştır.