Yönetmenliğini Serpil Altın’ın üstlendiği, dünya prömiyerini 29. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali’nde gerçekleştiren Bir Zamanlar Gelecek: 2121 uluslararası film festivallerini dolaşmaya devam ediyor.
Serpil Altın’ın ilk uzun metrajlı filmi Bir Zamanlar Gelecek: 2121 dünya film festivallerindeki yolculuğuna devam ediyor. Bu yıl 30 Mart – 2 Nisan tarihleri arasında 34. kez düzenlenecek olan Münih Türk Film Günleri’nin açılış filmi olarak karşımıza çıkan film; aynı zamanda Amerika’nın en büyük beşinci şehri ve Arizona eyaletinin başkenti olan Phoenix’te 19. kez düzenlenen Uluslararası Horror & Sci-Fi Film Festivali’nde yarışma bölümüne seçilen dört bilim kurgu filminden bir tanesi.
Türkiye’de uzun metraj bilim kurgu ve distopya filmi çeken ilk kadın yönetmen unvanına sahip olan Serpil Altın’ın filmi 25 Mart, 31 Mart ve 1 Nisan tarihlerinde Phoenix Harkins Sinemaları’nda gösterimde olacak. Bir Zamanlar Gelecek: 2121, 30 Mart Perşembe günü saat 20.00’de yönetmen ve senarist Serpil Altın, eş senarist Korhan Uğur, oyuncu Selen Öztürk ve görüntü yönetmeni Kaan Çalışkan’ın katılımıyla 34. Münih Türk Film Günleri’nin açılış filmi olarak Rio Filmpalast’ta seyirciyle buluşacak.
Bilim-kurgu ve dram türündeki Bir Zamanlar Gelecek: 2121‘in kadrosunda Selen Öztürk, Çağdaş Onur Öztürk ve Ayşenil Şamlıoğlu yer alıyor.
Türkiye’nin İlk Sürdürülebilir Filmi
Türkiye’nin ilk sürdürülebilir film girişimi olan (yeşil film prodüksiyon ilkelerine sadık kalmaya gayret eden) Bir Zamanlar Gelecek: 2121‘in konusu ise şu şekilde: Gelecekte iklim krizi ve kıtlık sebebiyle yeryüzü yaşanmaz hale gelir. Kıtlık Kanunları gereği sisteme getirilen yeni hayat karşılığında yaşlı neslin yok edilmesi zorunludur. Bu sistemde yaşayan ailenin hayatı yeni bebek haberiyle değişir.
Fil’m Hafızası‘na verdiği röportajda yönetmen Serpil Altın, filmin sürdürülebilir olmasıyla ilgili şunları söyledi: “Biliyorsunuz ki setlerde her gün litrelerce içecek tüketiliyor. Kullanılan enerjiyi, benzini, çıkarılan atıkları düşündüğünüzde karbon ayak izinin çok yüksek olduğunu görüyorsunuz. Biz işin içindeki insanlar olarak yeşil film fikrini takip ediyorduk. Araştırırken gördük ki, Türkiye’de daha önce kimse yeşil film çekmeyi denememiş. Madem böyle bir film yapıyoruz, bu fikri set ortamına da taşıyalım istedik. Araç kullanımı, ışık, atık, enerji gibi başlıklarla bir liste oluşturduk ve kendimize “Neler yapabiliriz?” sorusunu sorduk.”