*Filmi izledikten sonra okumanız tavsiye edilir. Bu yazı Spoiler içermektedir.
Kim Byung-woo’nun yönetmenliğindeki The Great Flood (2025), yakın gelecek yerine günümüzde geçen bir felaket filmi olarak türdeşlerinden ayrılmaktadır. Yapay zekâ uzmanı An-na’nın altı yaşındaki oğlu Ji-an ile hayatta kalma mücadelesini kıyamet romantizmiyle birlikte işleyen Byung-woo, günümüzde AI teknolojisinin önlemez gelişimini ve yeni insan ırkının üretimindeki olası paydalarını tür yıkımı tekniğiyle sunar. An-na, bilişim teknolojisinde kilit isimlerden biri olarak yeni projesi üzerinde çalışmaktadır. Ancak kariyeri ve anneliği arasında sıkışan genç kadın, etik değer ve yargılar bağlamında zorlu bir sınav vermek zorunda kalır. Hüzün, duygusallık, gerilim, kaygı ve yas gibi temaları sistematik bir tonda işleyen The Great Flood, Amerikalı sosyolog Timothy Recuber’ın Afet pornosu (Disaster/Ruin Porn) kavramıyla çözümlenmeye çalışılacaktır.
Günümüz kitle iletişim araçları ve globalleşmenin bir yansıması olarak Afet pornosu kullanımındaki artış, sosyolojik bağlamda ulusları etkisi altına almaktadır. Ulus devletler, bireyi toplumsal bir varlık olarak değerli kılmak amacıyla büyük bir kitlenin üyesi yapar. Üyeler üzerinden afet ve yıkım senaryoları devletlerin hassasiyetle üstünde çalıştığı önemli bir proje olarak dikkat çekmektedir. Bu hususta hiçbir etnik veya siyasi grup kitle iletişim araçları olmadan bir önem teşkil etmez. Çünkü korkuyu ve felaketi yönetmek adına güçlü bir temsil yaratmak, kaygıyı kontrol altına almak gerekir. Uluslar, başkalarının felaketine şahit olmak, uzaktakilerin sesini duyurmak zorundadır. [1]
Bir simülasyonun içinde yaşayan An-na, yapay zekânın duygu motoru gelişimi üzerine çalışmalarını sürdürmektedir. Bir sabah aniden Seul’u basan sel felaketinde oğlu Ji-an ile sığınağa gitmeye çalışır; ancak An-na, aynı gün tüm insan neslinin tükeneceğini öğrenir. Mekanik aletlerde insani duyguların gelişimi hakkında yürütülen proje, bilişim yetkilileri tarafından kaotik bir atmosfere dönüştürülür. Genç kadın, duygu motorunu örneklendirmek amacıyla oluşturduğu Ji-an’ı parçalarına ayrılmadan önce kurtarmak zorundadır. Fakat öncesinde annelik duyguları test edilen yeni bir denek tasarlaması gerekmektedir. Yıllar sonra yeni insan ırkının dünyaya geri dönebilmesi ve Ji-an’ın kurtulabilmesi için An-na gönüllü olur. Yeni deneğin An-na olmasına karar verilir. Bütün insanlığın sular altında kalıp, ölüme terk edildiği bir dünyada artık önemli olan tek şey yapay zekâ ve geliştirilme aşamasındaki duygu çalışmalarıdır.
Ji-an’ın her ne kadar bir proje olarak var olduğunu öğrensek de An-na’nın duygusal bağ kurması film boyunca dikkat çeker. Teknolojik emeğin bir karşılığı olan Ji-an, tüm çocuklar gibi annesi An-na’ya bağlıdır. Bu hususta Ji-an’ın kusursuz çalışan bir makine olduğunu varsayabilmek mümkündür. Duygu ve motor becerileri geliştirilen Ji-an, test olarak üretilen numune klonlardan biridir. Ancak yine de küçük çocuk Seul’u sular altına alan tufandan en güvendiği varlık olan An-na ile kurtulmak ister. Byung-woo, ileri yapay zekâ teknolojilerinde kullanılan insani robotların gerçek bir insan gibi işlevi olup olamayacağını sorgulaması bilimkurgu sinemasında yeni bir soluk değildir. Ancak The Great Flood, uzay-zaman ve mekân kavramlarını teknolojik bir yıkım ve modern insanların felaket görme istenci üzerinden tartışır. Başkasının başına gelen herhangi bir felaket, ötekinin yıkımını seyretmek izleyen taraf için duygusal bir tatmine dönüşür. Bireyin, ekranda olup bitenin öznenin kendi başına gelmediğine dair duyduğu haz, gösterilen her şeyi bir felaket pornosuna dönüştürür. Acının, korkunun, felaketin karşısında gözetleyen kısım, bakmaya yönelik hazzını duygusal orgazm şeklinde tamamlar.
Bu açıdan An-na’nın eylemlerine geri dönüldüğünde çevresinde olup bitenler, binlerce kişinin ölmesi, duygusal ve acıklı bir sürece evrilir. An-na’nın şahit olduğu birçok şey ve ötekileri aşma mücadelesi bu bağlamda Afet pornosunun oluşmasına zemin hazırlar. (Ezcümle Afet pornosu karakter yerine seyirciyi ve izleyici deneyimine önem vermektedir.) İnsani tutumlarının ötesinde kariyer odaklı olan genç kadın, işinde daha ileriye gitmek ve başarılı olmak için önem hiyerarşisine üzerinde çalıştığı projesini yerleştirmektedir. Bundandır ki Ji-an’ı işi ve sorumlulukları karşısında sürekli ihmal eder. Ancak her şeyin kopmaya yüz tuttuğu kıyamet anı An-na için dünyaya geri dönüş yolu aradığı bir evreye sürüklenir. Defalarca ölüp dirilen tüm ekip, daha iyi bir insan olmak için her defasında yeni çıkış yolları arar. İnsan ırkının duygusal olduğu kadar kin ve nefret dolu olması bilişim güçlerinin ve An-na’nın karşı karşıya gelmesine neden olur. Her bir canlının denek olduğu bu uzam, şiddet döngüsünü ve yozlaşmayı da birlikte sorgular. An-na ve sitesinde yaşayan diğer insanlar hayatta kalmak uğruna birbirini kurban eder. An-na’nın insani duyguları başkalarının acılarına şahit oldukça katılaşır, yine de bazı sahnelere vicdan çatışması dahil edilir. Özellikle pragmatist bir karakter olan An-na, yeniden üretebileceği Ji-an’ın imhası için üzüntü duyar. Çocuğunu bırakıp, ölüme terk etmek istemez. An-na’nın duygusal bir canlıya dönüşmesi, karakter içi çatışmaları sonraki sahnelerde tufanda boğulma riski taşıyan diğer site sakinlerini kurtarma üzerine yoğunlaşır.
Farklı Boyutlarda Yine Aynı Anne Olmak
An-na’nın zorlu görevleri aşması için öncelikle binlerce kuantum evreninden geçmesi ve Ji-an’ı kurtarıp simülasyonda başarılı olması gerekmektedir. Felaket pornosu bağlamında An-na; kendisi, Ji-an ve onları helikoptere ulaştırmakla görevli He-zoo’nun yaşayacağı hezeyanı önlemek üzere acının yönünü değiştirmeye çalışır. Bu hususta başkasının acısına şahit olurken zevk almaya atıfta bulunan felaket pornosu kavramı, sıklıkla medya ve iktidar ilişkisiyle anılır. Çünkü başkalarının çekmiş olduğu acı politik ve ahlâki sonuçlar barındırır. Mevcut iletişim kanalları afetin çekiciliğiyle beslenmeye devam eder. Başkasının felaketine bakmak, bireyi acıyı yeniden yapılandırmaya davet eder.[2] An-na’nın bilişim yetkililerine yönelik isyanı, itaatkâr çalışandan politik bir tona evrilir. Keza, kendi tasarladığı ve oluşturduğu mekanik sistemin kölesi olmuştur. Genç kadın, başkasının acısına bakmaktan ziyade kendi acısını merkeze alır. Bu hususta acının yönü An-na’nın kendi felaket pornosunun yönetim sürecine geçiş yapar. An-na özneyken sistemin tatmin olmak için kullandığı nesneye dönüşür. Böylece felaketin görünümü öznenin kendi içine bakarak, başkasının acısını yine kendisinde seyretmesini gerekli kılar.
Ekolojik bir yıkım yerine göksel olayları merkeze alan The Great Flood, dünyaya çarpan astreoid parçasıyla Büyük Tufan’ın modern izleğine atıfta bulunur. Hz. Nuh ve insanları felaketten koruyan Nuh’un gemisi film kapsamında kurtarıcı helikopter olarak saptanmaktadır. Nasıl ki büyük tufanda ilâhi bir kurtarıcı varsa, An-na’nın kuantum alanında kurtarıcı mesih ileri teknoloji duyusal yapay zekâ olarak temsil edilmektedir. Distopik felaket senaryosunun aksine olası bir meteor olayının tercih edilmesi acı pornosu kapsamında tutarlı bir izlektir. Bu tercih, felaket kavramının doğal afet olarak tartışılmasını dışardan gelen tehlike olarak görünür kılmaktadır. İnsan eliyle oluşturulan tahribat yerine bu kez merkeze Tanrı’nın gazabı ya da evrenin intikamı gibi söylemler alınır. Dışarıdan gelen her türlü afet, An-na’yı toplumsaldan bireyselliğe yöneltir. Ki bu durum film boyunca tartışılan mekanik insanın gerçek insandan daha ahlâklı olup olmayacağı hakkında fikir beyan etme sürecine evrilmektedir.
Bireyi artıcı şoklarla felaket haberlerine, şiddet içeren görsellere boğan medya, otuz yılı aşkın bir süredir felaket pornosu hakkında içerik üretmektedir.[3] Dünyanın görmüş olduğu acı pornografisi her bir ulusun ve yurttaşın hislerini kaybetmesiyle sonuçlanır. Ego uğruna mahremiyetin aşılması ve bireyin haklarının ihlal edilmesi, vahşetin büyük oranda sükse yapmasını sağlar. An-na, bütün zorluklara rağmen insan kalmayı tercih eder; ancak Ji-an’ı kurtarmak için simülasyona tabî olmak zorundadır. Son kertede felaket konulu filmleri doğaüstü anlatıma sahip afet senaryolarını nasıl göstereceklerine odaklanır. [4] Bir başka deyişle Afet pornosu kavramı, seyir deneyimi bağlamında haz yaratma eğiliminde bulunur.
[1],[3] Recuber, Timothy (2013) Disaster Porn!
https://journals.sagepub.com/doi/10.1177/1536504213487695
[2] Erdem, Hatice İ. (2024). Felaketin Temsilinden Tanıklığın İmkânsızlığına: Başkalarının Acısına Bakmak.
[4] Anar, Özer (2025). Afet Sineması: Felaket Konulu Yapımların Ütopya/Distopya Bakış Açısı İle Analizi.






















