48. Altın Portakal Film Festivali’nde “Jüri Özel Ödülü”, 23. Ankara Film Festivali’nde ise “Umut Veren Yeni Yönetmen” dahil “En İyi Görüntü Yönetmeni”, “En İyi Müzik”, “En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu” ve “SİYAD Ödülü”nü kazanan Canavarlar Sofrası, Türk sinemasında gerek konusu, gerek yapısı ile oldukça farklı bir emsal olacak nitelikte. Film tek dil olarak İngilizce’nin konuşulduğu, ahlakın ve etik değerlerin tamamen tepetaklak olduğu, zamanı ve koordinatı bilinmeyen herhangi bir yerde, yaşama anlam katacak her türlü sanat eserinin ve keyif veren unsurun yasaklandığı faşizan bir sistemin yönetimiyle baskı altında yaşayan distopik bir dünyayı modellemektedir. Böylesi bir dünyada tüketime dair kendilerine empoze edilen şeylerin öğretileriyle kalıplaşmış davranışlar sergileyerek bu yasakların haklılığını savunan fakat bu yasakları çiğnemekten de geri duramayan J., M., K., ve D. adındaki bireyleri bir akşam yemeğinde biraraya getiren yönetmen Ramin Matin bu karakterlerin aykırılıklarıyla her ne kadar seyirciye tuhaf bir tablo çizse de, bu koşulların günümüzden çok da uzak olmadığını söylemek sanırım yanlış olmaz.