Seyirciyi provoke etmeyi kendine şiar edinmiş yönetmen Marco Ferreri imzasını taşıyan Dillinger è morto, modern dünyada mutlu olmak için gerekli olan her şeye, güzel bir eşe, lüks bir eve, saygın bir sosyal statüye sahip, bir gaz maskesi tasarımcısının görünürde diğerlerinden farklı olmayan, sıradan bir gününü perdeye taşıyacakmışçasına başladıktan sonra, tüketim toplumuna, pop kültürüne, yer yer gerçeküstücü bir hal alan, ama lafını sakınmayan bir saldırıya dönüşüyor. Buna paralel şekilde film, uzun planları, hiçbir anlam taşımıyormuş gibi görünecek şekilde tasarlanmış mizansenleriyle klasik anlatı sinemasının tam karşısında konumlanıyor. Yabancılaşmanın hazmedilmesi zor bir üslupla ele alındığı bu başyapıt, 1969’da Cannes’da Altın Palmiye için yarışmıştı.