Fransa’da emeklilik yaşını 62’den 64’e çıkaran tartışmalı reform nedeniyle tüm ülkede giderek büyüyen gösteri ve eylemler, bu yıl 16-27 Mayıs tarihleri arasında gerçekleşecek olan 76. Cannes Film Festivali‘ne de sıçrayacak gibi duruyor.
Geçtiğimiz günlerde, başbakan Elisabeth Borne yasanın parlamentoda onaylanmadan hükümet tarafından direkt kabul edilmesini mümkün kılan anayasa maddesini işleterek, reformun yasalaşmasını sağladı. Bunun üzerine, maden ve elektrik sektöründeki çalışanların bir araya geldiği CGT Enerji isimli sendika, hükümetin reformu geri çekmemesi halinde Cannes Film Festivali’nin elektriğini keserek festivali karanlıkta bırakabileceklerini duyurdu. Sendika, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un “100 günlük yatışma” planından bahsetmesi üzerine, kendilerinin yatışma veya sakinleşme değil, “100 günlük bir öfke” istediklerini ve protestoların şiddetini arttıracaklarını belirtti.
Fransız haber kanalı BFM TV’den enerji uzmanı ve ekonomist Anna Créti’nin belirttiğine göre de sendika, festivalin elektriğini kesmek için gerekli teknik araçlara sahip. CGT’nin, geçen hafta Macron’un ziyareti sırasında bir okulun da elektriğini keserek eylemlerine devam ettiğine bakılırsa, söz konusu tehdidin gerçekleşme ihtimalinin olduğunu söylemek mümkün. Cannes Film Festivali yöneticilerinden ise henüz konuyla ilgili bir açıklama gelmedi.
”Biz burada öğrenci ve işçilerle birlikten konuşuyoruz. Siz dolly-shot’lardan, close-up’lardan bahsediyorsunuz.”
Protestocuların, Fransa sokaklarını 1968 olaylarına gönderme yaparak, “64’te ısrar edersen 68’i hatırlatırız” şeklinde inlettiği bu günlerde, aralarında Jean-Luc Godard ve François Truffaut’nun da bulunduğu birçok sinemacının grevdeki işçilerle dayanışma amacıyla 1968 yılındaki festivali kesintiye uğrattığını hatırlamakta da fayda var. Filmlerini sokaktaki harekete destek verilmesi için festivalden çeken yönetmenler, daha sonra Carlos Saura’nın Altın Palmiye için yarışan Peppermint Frappé filminin gösterimi sırasında salonu basmış ve o yılki festivalin iptal edilmesini sağlamışlardı. Bu olay sırasında da Jean-Luc Godard ”Biz burada öğrenci ve işçilerle birlikten konuşuyoruz. Siz dolly-shot’lardan, close-up’lardan bahsediyorsunuz.” şeklindeki sonradan tarihe geçecek sözünü söylemişti.