Bu sene 57. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde ve Filmekimi Galaları’nda gösterilen Hayalimdeki Sahneler (2020), Metin Akdemir’in Türkiye sinemasındaki kuir boşlukları doldurmaya çalıştığı ve bunun olasılıklarını tartıştığı yeni belgesel filmi. Akdemir, Atıf Yılmaz’ın Dul Bir Kadın (1985) ve Kadının Adı Yok’u (1988) ile Yavuz Özkan’ın İki Kadın (1992) adlı filmlerindeki kadın karakterler arasındaki, o dönemlerde bile çok konuşulmuş ilişkilerin kuir okumasını yapıyor. Bu ilişkiler arkadaşlık üzerine kurulu gibi gözükse de Akdemir, sahnelerin arasına kendi çektiği olasılıkları aşılayarak silinmiş veya hiç çekilememiş olabilecek sahneleri, orijinal metrajların arasına konumlandırıyor.
Eve Kosofsky Sedgwick’in “Eğer cinsiyet ve cinsellik yekpare bir şekilde gösterilmiyorsa o zaman kuir, birbiri içine geçmiş imkânlar, boşluklar, çakışmalar ve uyumsuzluklar anlamına gelir.” alıntısıyla başlayan belgesel tam olarak da bunu yapıyor— bu imkânları ve boşlukları doldurmaya ve yönetmenlerin gerçek niyetlerinden bağımsız olarak seyirciye yansıtılan şeyin özüne inmeye ve olasılıkları incelemeyi ümit ediyor. Oyuncularla ve çeşitli akademisyenlerle olan konuşmalardan da kesitler taşıyan film, şüphesiz ki Türkiye belgesel sineması için çok önemli bir çalışma.