1990’lı yıllardaki özgürlüğü çok iyi bilen modern bir nesille birlikteyiz. Daha ne isteriz ki? 2023’te 90’ları yaşamak…
Masmavi ufkun karşısında duran hafif kızarmış güneşin arasındaki renklerde yaşayan dinamik bir nesil. Birlikte olduklarında hayat daha da güzel… Eğlenerek giden bir otomobilin içinde, dışarıdan gelen rüzgârın esintisi gençliklerini daha da heyecanlı kılıyor. Ayın altında son hızla giden otomobille özgürlüğe doğru ilerleyen bir nesil. Ancak bu nesil, modern dünyadan ve modern insanlardan sıkılmış durumda. 1990’ların özgürlüğünü ve sadeliğini arıyorlar.
Günümüzün dijital yoğunluğu ve sürekli bağlantı hâlinde olma zorunluluğu, onları yormuş ve nostaljik bir özlemle baş başa bırakmış. Dijital çağın yüklerinden arınarak, daha özgün ve doğal bir yaşam arayışında, geçmişin özgür ruhunu yeniden keşfetmek istiyorlar.
Çocuk Ruhu ve 90 Gençliği
Yönetmenliğini Ross kardeşler’in yaptığı Gasoline Rainbow (2023), 1990’lı yıllar gençliğinin çocuk ruhunu ve Rock’n Roll kültürünü modern bir yorumla yeniden canlandırıyor. 90 kuşağı, otoriteye karşı isyanın, bireysel özgürlüğün ve barışın simgesi olmuştu. Bu kuşak, Beatles gibi grupların müziğiyle kendini ifade ederken, savaş karşıtı ve sivil haklar hareketlerine de öncülük etti.
Filmde bu ruhun izlerini görmek mümkün. Gençler, modern dünyanın kaosundan kaçıp 90’ların özgürlük ve sadelik arayışına girerken, aslında 90 kuşağının idealist ve romantik ruhunu yeniden canlandırıyorlar. The Beatles‘ın albüm kapaklarına yapılan göndermeler, bu iki kuşağın ortak noktalarını ve ideallerini birleştiriyor. İsyan, özgürlük ve kendini ifade etme arzusu, her iki kuşağın da temel motivasyonları arasında yer alıyor.
Her Şeyi Yeniden Keşfeden Çocuklarız
Gasoline Rainbow, Lars von Trier’in The Idiots (1998) filminin açılışını andırıyor. Her iki grup da kendilerini benzersiz kılan şeyin diğerlerinden ayrı olduğunu düşünüyor. Aslında bu onlar için sorun değil. Farklı olmak, hayatı nihayetinde güzelleştirir. Ancak onlar kendilerini farklı değil, ait hissetmek istiyorlar. Diğerlerinden yabancı değil.
Onlar için özgürlük, yolculuğun kendisinde, rüzgârın esintisinde ve Rock’n Roll’un coşkusunda saklı. Bu gençler, hayatlarının kontrolünü yeniden ellerine almak ve özgürlüğü hissetmek için bir yolculuğa çıkmaya karar verirler. Stop lambaları kırık bir minibüse doluşarak daha önce hiç gitmedikleri okyanus kıyısına doğru yola çıkan bu gençlerin tek bir arzusu var: Her şeyi boş vermek. Boktan bir iş bulup çalışmak zorunda kalmadan, birlikte son bir geziye çıkma fikri akıllarına gelir. İstedikleri şeyi bulmak için zaman çok kısıtlıdır. Bu gençler, modern dünyanın hızına ve dijital yoğunluğuna karşı, 90’ların özgür ve doğal ruhunu yeniden keşfetme arayışındadırlar.
Yolculuk boyunca, dönemin en isyankâr Rock’n Roll parçaları onların rehberi olur. Radyodan yankılanan bu şarkılar, gençlerin içsel özgürlük arayışlarını daha da ateşler.
Berduşlar Şehirde! : Dünyanın Sonunu Yolda Geçiren Gençler
Eski neslin dünyaya yaptıkları, çocukların siyaset konuşmak zorunda kalmasına sebep oluyor. Bu gençler, modern dünyanın hızına ve dijital yoğunluğuna karşı, 90’ların özgür ve doğal ruhunu yeniden keşfetme arayışında. Dönemin en ünlü müzik grubu The Beatles Abbey Road (1969) albüm kapağına da gönderme yapar filmin bir sahnesi.
“Artık suya düşmekten korkmuyorum. Tek yapman gereken atlamak.”
Eski kuşakla yeni kuşağın farkı burada belirginleşiyor. Gençleri, onları anlamadığımızı düşünmeleri ve sürekli bir beklenti içinde olduğumuzu hissetmeleri üzüyor. Bazen sadece kendi gibi insanlarla vakit geçirmek, üzerlerinde hiçbir sorumluluk olmadan yaşamak istiyorlar.
Bu kadar erken büyümeyi hak ediyorlar mı?
Gasoline Rainbow, bu sorulara cevap ararken gençlerin iç dünyalarını ve özgürlük arayışlarını etkileyici bir şekilde gözler önüne seriyor.
Parti Bitti. Şimdi Ne Yapacağız?
90 kuşağı ve modern gençlik arasında birçok ortaklık bulunmaktadır. Her iki kuşak da dijital dünyanın baskısından uzaklaşarak, daha anlamlı ve derin bir yaşam arayışındadır. Doğal yaşama geri dönme, minimalizm, çevre bilinci ve sosyal adalet gibi konular, her iki kuşağın da öncelikleri arasındadır.
90 kuşağı, barış ve sevgi mesajlarıyla dünyayı değiştirmeye çalışırken, modern gençlik de aynı idealleri dijital platformlar aracılığıyla yaymaya devam ediyor. Bu bağlamda, Gasoline Rainbow, geçmişin özgür ruhunu yeniden keşfeden ve modern dünyada bu ruhu yaşatmaya çalışan gençlerin hikâyesini son sahnede her bir çocuğun bakışıyla, etkileyici bir şekilde bağlar. Sanki dünyaya karşı bir mesaj veriyor gibidirler.
Buna bağlı olarak sahnenin sonundaki ateş de isyan alevidir aslında. Alev büyüdükçe isyan da büyür, piyano yanmaya başlar. Metafor olarak The Pianist (2022) filmine, bir nevi savaşa da gönderme midir? Savaş seslerini kısın, bazen sessizlik en iyi özgürleştiricidir.
Dünün kaygıları dünü ilgilendirir. “Her şeyi boş ver.” filmin ana mottosudur.
Yeni filmleri, dünya prömiyerini Venedik Film Festivali’nde yapılan Gasoline Rainbow, Ross kardeşlerin ilk kurmaca filmleridir. Amatör oyuncularına doğaçlama özgürlüğü tanımış olan oyuncu yönetmenlikleri, bu filmde de belgesel estetiğini korumalarını sağlamıştır.
Film boyunca doğanın güzellikleri, güneşin batışı, açık yollar ve rüzgârın esintisi eşliğinde gençlerin kendilerini keşfetme süreçleri izleyiciye aktarılır.