Bu yıl 75.si düzenlenen Berlin Film Festivali’nin açılışında, festivalin onur konuğu olan Tilda Swinton, kariyerini ödüllendiren Altın Ayı’yı aldı. Swinton, konuşmasında dünya genelinde giderek yükselmekte olan otoriterleşme trendi ve insan hakları ihlallerini kınadı.
“Meşru tahakküm ve kötülüğün şaşırtıcı vahşiliği, devlet tarafından işlenen ve uluslararası düzeyde meşrulaştırılan kitlesel cinayetler, insanlık için kabul edilemezdir. Bunlar birer gerçektir. Yüzleşilmelidir. O halde, daha net olmak için adlarını koyalım. İnsanlık dışı suçlar, gözlerimizin önünde işleniyor. Bunu tereddütsüz ve şüphe duymadan adlandırmak, ayrıca gezegeni yok edenler ve savaş suçlularıyla barış yapan, açgözlülük içinde hareket eden hükümetlerimizin kabul edilemez kayıtsızlığını tanıyan herkesle sarsılmaz bir dayanışma göstermek için buradayım.” ifadelerini kullandı. İsrail’in Gazze halkına karşı işlediği suçların ardından, Gazze’deki durumun küresel çapta tepkiye yol açmaya devam ettiği bir dönemde, Swinton’ın sözleri geniş kitlelerde karşılık buldu.
Berlin Film Festivali’nin uzun süredir İsrail’e olan desteğini açıkça belirtmesini de göz önünde bulunduracak olursak, Swinton’ın açılış töreninde yaptığı bu konuşma tarihi bir anlam taşıyor. Festivaldeki “Varlığının yokluğundan daha faydalı” olabileceğini düşündüğünü söyleyen oyuncu, “Buraya gelmeye karar verdim çünkü bana bir platform verildi ve bunun bu dava için gelmemekten daha faydalı olabileceğini hissettim. Bu tamamen kişisel bir karar oldu ve sorumluluğunu tamamen üstleniyorum,” dedi.
Sınırsız Bir Krallık Olarak Bağımsız Sinema
Swinton ayrıca, Trump’ın geniş çapta kınanan ve Gazze’yi “Orta Doğu’nun Rivierası”na dönüştürmeyi öngören yeniden yapılandırma planına da bağımsız sinemanın kapsayıcı doğası üzerinden dolaylı bir eleştiride bulundu. “Bağımsız sinema, sınırsız bir krallıktır; doğası gereği kapsayıcıdır ve işgal, sömürgeleştirme, ele geçirme, mülkiyet hakkı ya da Riviera’da gayrimenkul geliştirme çabalarına karşı bağışıktır,” ifadelerini kullandı.
Oyuncu, yakın zamanda Pedro Almodóvar’ın son filmi The Room Next Door ile beyazperdeye geri dönmüştü. Tilda Swinton ayrica Doctor Strange ve Avengers gibi büyük yapımlarda roller üstlense de her zaman en çok bağımsız sinemanın kendisini heyecanlandırdığını ifade etti.