Christopher Nolan imzalı Interstellar, 6 Aralık’ta IMAX salonlarında yeniden vizyonda!
Christopher Nolan’ın 2014 yılında sinemaseverlerle buluşturduğu, bir modern bilim kurgu klasiği olan Interstellar (Yıldızlararası), 10. yılına özel dünyada ve ülkemizde yeniden gösterime giriyor. Christopher Nolan diyince aklımıza ilk gelen tema olan “zaman” yine filmin merkezinde. Film, seyirciyi koltuğundan kaldırmayan tempolu ve epik anlatım tarzı ile zamanın, evrenin ve sevginin sınırlarını ustalıkla zorluyor. Başrollerinde Matthew McConaughey, Anne Hathaway ve Jessica Chastain’ın yer aldığı film; bizleri evrenin bilinmezliklerle dolu derinliklerinde uzun bir yolculuğa çıkarıyor.
Unutanlar İçin Kısa Bir Hatırlatma
IMAX salonlarında filme tekrar gitmeden önce Interstellar’ı bir kez daha hatırlayalım. Yakın gelecekte, dünya ciddi bir ekolojik krizle karşı karşıyadır. Kıtlık, toz fırtınaları ve tarımsal üretimdeki düşüş, insanlığı yok oluşun eşiğine getirmiştir. Eski NASA pilotu Cooper (Matthew McConaughey), artık çiftçilik yaparak iki çocuğuna bakmaktadır. Ancak, dünya hızla yaşanamaz hale gelirken, NASA’nın gizli bir projesi insanlık için yeni bir yuva arayışını başlatır. Bu proje kapsamında, yakınlardaki bir kara deliğin ötesinde, başka bir galakside yaşanabilir gezegenler keşfetmek hedeflenmektedir. Cooper, bilim insanı Dr. Brand (Anne Hathaway) ve ekibiyle birlikte, insanlığı kurtarmak için bu tehlikeli yolculuğa çıkmayı kabul eder. Ekibin amacı, zaman ve yerçekiminin farklı işlediği bu yeni dünyalarda yaşam ihtimalini araştırmaktır. Cooper, bir yandan insanlığın geleceğini güvence altına alma görevini üstlenirken, diğer yandan geride bıraktığı ailesine dönme özlemiyle mücadele eder. Bu yolculuk, zamanın, uzayın ve insanın en derin duygularının sınırlarını sorgulayan bir serüvene dönüşür.
10 Yıl Sonra Perdede
Baktıkca kendimizi değersiz ve küçük hissettiğimiz uzay görselleri ve kara delik gibi fenomenlerin görsel dünyaya taşınması gibi unsurlar ile teknik anlamda kusursuza çok yakın bir iş çıkaran yönetmen, bir yandan da insanın ve sevginin doğasına dair çok güçlü mesajlar vererek tam anlamıyla bir “uzay destanı” deneyimi yaşatmayı başarıyor. Bu deneyimi 10 yıl sonra beyaz perdede hem de IMAX formatında yaşamak, reddedilmemesi gereken bir fırsat.