Yönetmenliğini Mustafa Kara’nın yaptığı Kalandar Soğuğu (2015), izleyicisini Karadeniz’in çetin coğrafyasında var olmaya çalışan bir aileye davet ediyor. Ulusal ve uluslararası alanda çok sayıda festivalden çeşitli ödüller alan yapım, yönetmenin ikinci uzun metraj film projesidir.
Mehmet, değerli madenler bulma umuduyla dağlarda kazıcılık yapmaktadır. Hem hayatını idame ettirmek hem de down sendromlu çocuğunu tedavi ettirmek için bazen mağaralarda bazen kazdığı çukurlarda “umudu” arar. Bu yönüyle Yılmaz Güney’in Umut (1971 filmindeki arayışa benzer bir anlatının olduğu film, başarısını yönetmenin tercih ettiği yalın üslubundan almaktadır. Zamanın tam olarak bilinemediği bir uzamda, doğa görsel açıdan bir fon değildir de karakterlerin göz ardı edemeyecekleri bir muhataptır. Yoksulluğun pençesinde hayallerini törpülemek ve değiştirmek zorunda kalan Mehmet’in yolculuğu, Mustafa Kara’nın dokunuşlarıyla evrensel bir hikâyeye evrilir. Amatör oyuncuların ağırlıkta olmasına karşın filmdeki imgelerin işleniş biçiminin öyküyü derinleştirdiği ve katmanlaştırdığı söylenebilir. Gerçekle düşün sinemanın kendine has anlatım olanaklarında kesiştiği yapım, günümüz Türkiye Sineması’nın önemli örneklerinden birisi olarak addedilebilir.