Luis Buñuel’in ilk uzun metrajlı filmi olma özelliğini taşıyan L’age d’or, senaryosu Buñuel’in yanı sıra Salvador Dalí tarafından yazılan, Dadaist ressam Max Ernst’in oyuncu kadrosunda bulunduğu, Avrupa’nın ilk sesli film örneklerinden ve sinema tarihinin tartışmalı yapımlarından biridir. İsimlerini bilmediğimiz iki karakterin birbirlerine olan aşkları ekseninde gelişen hikayede, ustaca işleyen sürrealizm, cinsellik ve saldırganlığı Freudyen patlamalarla göz önüne serer. Dali bu sert ve öfke dolu burjuvazi eleştirisinin amacını şöyle özetler: “ İçinde yaşadığımız toplumun alçakça işleyişini gözler önüne sermek! “ Sevgilisine kavuşmasına ve aşklarını özgürce yaşamalarına engel olan ahlakçı toplum yapısına öfke nöbetleriyle karşılık veren erkek karakter, kör bir adamı ya da yaşlı bir kadını sebepsiz yere hırpalarken, eleştirilen kesimden bir baba, oğlu tütününü yere döktü diye onu öldürebilmektedir. O zamanlar için erotik ve günümüz için hala fetişist görüntüleriyle, örneğin kadının bir heykelin parmaklarını emdiği sahneyle tepki çeken, girişi ve finalindeki ağır din eleştirisiyle hedef haline gelen yapımın gösterimleri sırasında muhafazakarlar tarafından salona bomba atılmış ve film elli yıllık bir yasaklanma süreci yaşamıştır.