Henüz yetişkinlik duvarları benliklerinin çeperinde inşa olmamış iki gencin kendi sınırlarını yoklamasını izliyoruz filmde. İşitme kaybıolan Giacomo (Giacomo Zulian) arkadaşı Stefi (Stefania Comodin) ile yazın kızdırıcılığı ve sakinliğinde birbirlerini, kendilerini ve çevrelerini keşfe çıkıyorlar. Bir omuz kamerasıyla onların keşiflerindeki üçüncü kişi oluyor; çoğunluğun ve filmin kurgudan belgeciliğe varan kimi noktalarına temas ediyoruz. Erişkinlik ve çocukluk arasında gidip gelen bu iki genç, çocukluktan kalma keşfetme becerilerini kullanıyor. Yabancısı oldukları şeylere doğrudan dokunarak ya da onlara bağırarak bir şekilde onların mevcut bütünselliklerini bozuyorlar. Bunları yaparken salt maddeselliği değil onun ötesindeki şeyleri, kendi içlerindeki hisleri, zevkleri ve arzuları da keşfediyorlar.