Çocukluğunda gittiği her evdeki albümleri, kasetleri karıştırmaya bayılanlar burada mı? Bu alışkanlığım dolayısıyla Rodriguez’in albümünü gördüğümü hatırlıyorum. Bazı anılar olur ancak tekrarlandığında onu anımsarsınız. Sonrasında da asılsız çıkar. Searching for Sugar Man (2012) belgeselini gördüğüm zaman, küçüklüğümden tanıdığımı zannettiğim Rodriguez hakkında bir şeyler öğrenmek için çok heyecanlanmıştım. Fakat Rodriguez’in hikâyesini biliyorsanız eminim ki neden önceden rastlamış olmamın hiç de muhtemel olmadığını tahmin edersiniz.
8 Ağustos 2023, Detroit’te hayata gözlerini yuman sanatçıyı tekrardan müziği ve belgeseli eşliğinde anmak üzere,
Searching for Sugar Man, Rodriguez olarak bilinen Sixto Rodriguez’in nasıl öldüğü üzerine yazılacak bir makaleden yola çıkar ve her belgeselin farklı derecelerde de olsa deneyimlediği gibi “işler değişir, kendine yeni bir yön bulur.” Rodriguez, çeşitli bar ve kulüplerde sahne aldıktan sonra müziği hakkında sektörden aldığı olumlu eleştirilere tezat, ilk iki albümü satmaz. Durum böyle olunca da yavaşça rock müziği sahnesinden çekilir. Rodriguez’in inkâr edilemeyecek kadar yetenekli ve üstün bir müzisyen olmasına karşın neden tanınmadığı birçok kez sorgulanıyor. Rodriguez’in yokluğu sırasında intiharı hakkında rivayetler ortaya çıkıyor. Fakat ilginçtir ki dünyanın öbür ucunda Rodriguez Presley’den bile daha ünlü!
Searching for Sugar Man çoğu bağımsız olmak üzere birçok festivale katıldı ve ödüllerle döndü, ki bu ödüllerin arasında En İyi Belgesel dalında aldığı Oscar da bulunmakta. İki türün bir araya gelerek bir belgesel içerisinde var olması izleyici açısından oldukça ilgi çekici. Belgesel modunun da arşiv görüntüleri, röportajlar ışığında bir gerçeğin, birinin veya bir olayın peşinden çıkılan bir maceraya dönüşmesi bir yana, müzik ve dedektiflik türleri Searching for Sugar Man’de adeta birbirine karışıyor. Cape Town’da isyanın sesi hâline gelen sanatçının çıkış yeri olan Amerika’da hiç tanınmaması, ölümü hakkında yapılan son derece dramatik rivayetler… İşte bu noktada şarkı sözleri birer delile dönüşüyor, müzikologlar ise birer dedektife.
“Beni hayatta tuttuğunuz için teşekkürler.” [1]
Güney Afrikalı iki hayran sanatçının ölümünün izini sürerken aslında yaşadığını öğreniyor. Bunun üzerine sanatçı Güney Afrika’da konser veriyor ve seyirciye şöyle sesleniyor: “Beni hayatta tuttuğunuz için teşekkürler.”
Rodriguez’i çoğunlukla başkalarından dinliyoruz, özellikle de filmin başlarında. Bazısı onu mahalle köşelerinde görüyor, bazıları ise albüm kapağında. Ancak kimse şarkı sözlerinden fazlasını bilmiyor. Kendisi de zaten fazla anlatmıyor. Farklı zamanlarda tek başına yürürken görüyoruz onu çoğunlukla.
İz sürme bağlamında kurgu belgeselin üslubunda önemli bir yer tutuyor. Önceden de belirttiğim gibi, Rodriguez’i bulma yolculuğu ölümünün araştırılması vesilesiyle başlıyor. Paranın izi sürülüyor, çünkü kabul edelim ki şarkı sözlerinden daha takip edilebilir. Ancak sonunda izi sürülen bir müzisyen ve onun müziği oluyor. Belgesel boyunca Rodriguez’in müziğini dinliyoruz. Detroit’ten Cape Town’a gelene kadar müziğini de hep stüdyo kaydından dinliyoruz. Sahneye çıktığında ise Rodriguez’in performansını izliyoruz, dinliyoruz. Müziğin kullanımı bu noktada ilk başta sanatçının yaşadığını ele vermeden, onu biraz da mistisize edecek şekilde karşımıza çıkıyor. Müzisyenin evi sahnesidir; dolayısıyla Cape Town’da sanatçının müziğini kendi ağızından duyuyoruz. Albümleri dinlediğimiz zaman hep bir mesafe oluyor, ancak canlı performans kayıtlarında o mesafe aşılır. Dünyanın öbür ucundan da izleseniz uzak hissetmezsiniz. Pürüzsüz bir kayıt olmasa da size dokunmayı başarıyor.
Mesafe kavramı Searching for Sugar Man’de çok temel bir yere sahip. Mesafe ile perspektif de değişiyor. Audrey Golden’ın dediği gibi: “Rodriguez’in müziğinin kritik tarihini anlamak için kendinizi Apartheid şiddetinin zirvesinde, Güney Afrika’da bulmalısınız…” [2] Bir albüm tüm mesafeleri aşıp devrimin müziği hâline gelebiliyor. Benim için filmde mesafeyi yeniden vurgulayan sahneler önce de belirttiğim gibi Rodriguez’in tek başına yürüdüğü sahnelerdi. Tanıdığınız biri size bakmadan yürüdüğünde aranızdaki mesafe derinleşiyor. Bu sinematik mesafe müziğinin aşinalığı ile dayanılmaz bir kontrast oluşturuyor.
Sen yürümeye devam etsen de aramızdaki mesafe açılsa da seni hayatta tutacağız Rodriguez.
Kaynakça
[1] Rodriguez, S. D. (1971). Climb Up On My Music [Recorded by Rodriguez]. On Coming From Reality. Sussex Records.
[2] Golden, A. (2023, August 11) Remembering Rodriguez: Resistance Music in Context. Loder Than War. https://louderthanwar.com/remembering-rodriguez-resistance-music-in-context/