Mockumentary (İroni-Belgesel)
Mockumentary kavramını kabaca tanımlamak gerekirse, kurmaca belgesel demek mümkün görünmektedir. Hâliyle işin bu kurmaca tarafı da komedi üzerinden şekillenmektedir. Nihayetinde olmayan bir kişi veya olaylar hakkında insanların kamera önünde ciddi ciddi röportajlar vermesi, neresinden bakılırsa bakılsın komik bir hadisedir. Belgesel gibi gerçek olay, olgu veya kişilerin hikâyesini anlatan türün, bir nevi parodisi niteliğinde olan ve kendi gerçekliğini yaratmayı çalışan mockumentary filmleri çoğunlukla “komik” olmaya ve çizginin dışında, özgün eserler meydana getirmeye devam etmektedirler.
What We Do In The Shadows (2014)
Tüm vampirleri büyük, görkemli şatolarda, gözlerden uzak yaşayan, gizemli ve ürkütücü varlıklar olarak düşünüyorsanız eğer, şimdi bir durup düşünmeniz gerek. Çünkü karşımızda aynı evde yaşayıp sosyal hayata karışmaya çalışan, çok masum değil biraz ürkütücü hasbelkader de gizemli dört vampirimiz var. Viago, Vladislav, Deacon ve Petyr tarihin apayrı dönemlerinde yaşayıp vampir olmuş, nihayetinde yolları Yeni Zelanda’ya düşmüş dört arkadaştır. Yeni Zelanda’da düzenlenen “Kutsal Olmayanların Maskeli Balosu” adlı etkinlikten önce bir belgesel ekibi -yenmemek şartıyla- vampirlerle anlaşır ve belgesel çekimleri başlar. Böylelikle biz de günümüz koşullarında vampirlerin hayatını idame ettirirken yaşadıklarına, sevdikleri bir insanı yiyip yememe kararsızlıklarına ve kendi gündelik ev hayatlarında karşılarına çıkan sıkıntılara tanık oluruz.
Taptaze bir mockumentary örneği ve çok canlı bir komedi olan What We Do In The Shadows (2014) izledikten sonra “yahu ben bunu bu zamana kadar nasıl da kaçırmışım” dedirtecek türden bir yapım.
Take The Money And Run (1969)
Mockumentary türünün müdavimlerinden usta bir isim huzurlarınızda efendim; Woody Allen. Fakat bu sefer kendi deyimiyle “ciddi” filmler yapmadan önceki dönemine tanık oluyoruz Allen’ın. Annie Hall’a (1977)kadar olan süreçteki tüm filmlerinde olduğu gibi Take The Money and Run (1969)’da da daha farklı ve direkt bir komedi anlayışı hâkim. Hikâyesini Virgil Starkwell adında suç takıntılı bir adam üzerinden işleyen kurmaca belgeselde, Virgil’ın hayatının tüm dönemleri yakın çevresinin tanıklıklarıyla aydınlatılıyor.
Mockumentary kavramı ekseninden bakıldığında da usta yönetmenin bu filmini türün erken dönem örneklerinden belki de ilk eseri olarak tanımlayabilmek mümkün. Aynı zamanda Woody Allen’ın hem senaryoyu hem yönetmenliği hem de başrolü üstlendiği ilk film olması bakımından da sinefiller için kıymetli bir noktada durmaktadır.
Can Bediroğlu