Resmi ve ideolojik kimliklerden, kalıplardan, öğretilmiş görevlerden, kısacası sosyal ve ekonomik sistemlerin dayatmalarından haberdar olmayan bir insan, savaştan haberdar olabilir mi? Kwang-Hyun Park, ilk uzun metraj denemesinde, bizi savaşın ve silahın ne olduğunu bilmeyen “saf” insanların köyü Dongmakgol’a götürüyor. Kuzey Güney savaşı sırasında uçağı köyün yakınlarına düşen Amerikan askeri Smith, yaralanır ve köyde kalmaya başlar. Bir süre sonra, yolda birliklerini kaybeden bir grup Kuzey ve Güney Kore askeri farklı zamanlarda köye gelirler. Kuzeyliler ve güneyliler kaşılaştığında ortam gerilir fakat köylülere zarar vermemek için bir süreliğine ateşkes ilan ederler. Bir süre sonra tüm taraflar Dongmakgol’da yaşamayı öğrenmek zorunda kalacaklardır. Welcome to Dongmakgol zorunlulukların ve iktidarın olmadığı ve dolayısıyla insanların “savaş” kavramını bilmediği ve algılayamadığı fantastik bir dünya yaratıyor ve “savaş” temalı filmlerdeki klasik söylemlerin biraz üzerine çıkarak meselenin özüne iniyor. Film, hikayedeki fantastik durumu görsele de aktarmayı başarıyor ve zaman zaman anime estetiğine çok yaklaşan bi görsel şölen sunuyor. Gösterime “gender-blender” yani “türler ötesi” bir film iddiasıyla giren Welcome to Dongmakgol, bu güçlü iddiayı başarılı bir biçimde hayata geçirmeyi başarmış, oldukça sıradışı bir yapım.