30. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali altıncı gününde dünya sineması seçkisinden filmlerle ve çeşitli özel gösterimlerle devam etti. Akşam ise ödül töreni gerçekleştirildi. Kısa, belgesel ve ulusal uzun metraj alanında birçok ödülün sahiplerine dağıtıldığı gecede ödül konuşmalarına, “sansüre hayır!” sloganı damga vurdu. Suyun Üstü ile En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’nü kucaklayan Elit İşcan, ödülünü Çiğdem Mater ve Mücella Yapıcı gibi haksız yere tutsak alınanlara adarken daha pek çok ismin hukuksuz bir şekilde tutulan, haksız muamele görenlere selam gönderdiği gözlemlendi. Festivalin sonlarına yaklaşırken sizler için izlediğimiz filmler hakkında kısa kısa izlenimlerimizi yazdık. Keyifli okumalar…
Ayı Yok (Yön. Cafer Panahi, 2023)
Yasakların ülkesinde tüm engelleri profesyonelce aşıp film çekmeyi başaran birçok İranlı yönetmenden bahsedilebilir. Lakin tüm yaratıcılığını kullanarak her defasında daha önemli, başarılı işler ortaya koyan Cafer Panahi ayrı bir yerde durmaktadır. Yıllardır maruz kaldığı ev hapsi ve film çekme yasağına rağmen yaratıcılığını kullanarak bizi birbirinden etkileyici filmlerle buluşturan Panahi, bu kez birbirine paralel iki hikâyeyi perdeye yansıtıyor. İran’daki ve Türkiye’deki her iki çiftin hikâyesinin temeli de sınırları aşmak ve beraberliklerini daim kılmaktır. Tüm bu paralel hikâyelere Panahi’nin otobiyografik hikâyesi de eşlik ediyor.
Panahi’nin filmografisinde sık sık karşımıza çıkan film içinde film yapısının bir başka örneği olan Ayı Yok’ta Yılmaz Güney’in hapishaneden tek tek sahneleri çizerek Yol (1982) filmini yönetmesinin modern bir versiyonu devreye giriyor. İnternet sayesinde Panahi her an olamadığı yerdeki çekimleri birebir takip edip yönetebiliyor. Bir yandan Panahi’nin film çekimlerine yakın olma isteği nedeniyle bir sınır kasabasında geçirdiği zamanları, bir yandan da her dakika dram dozunu yükselten hikâyeleri eş zamanlı izliyoruz. Kısılıp kalmanın, uzaklaşmanın mümkün olmadığı; bir yandan gelenekler bir yandan iktidarlar, devletler tarafından engellendiğinin çok sarsıcı bir örneği olan Ayı Yok, ustalıklı kurgusuyla da göz dolduruyor.
Ulysses Çevirmek (Yön. Aylin Kuryel, Fırat Yücel, 2023)
Ulysses çevirmek bir yana dursun Ulysses’i okumak bile belki de yazınsal dünyanın en zorlu eylemlerinden biridir. Öyle ki her bir kelime insanın göz merceğinden zihnine, oradan da ruhuna doğru yolculuk yapan bir ışın edasıyla belleğe nüfuz eder. Bir şey var her şeyin içinden geçen bilmecesiyle eş değerli ilerleyen bu söz dizimi yönetmenler Aylin Kuryel ve Fırat Yücel’in eşsiz dokümanteriyle Ulysses’i bir nebze de olsa anlayabilmemiz için kapı aralıyor. Çevirmen Kawa Nemir’in James Joyce’un efsanevi eseri Ulysses’i Kürtçe’ye çevirme hikâyesine odaklanan belgesel çok katmanlı yapısıyla da oldukça dikkat çekici.
Türkiye’de ve dünyada belli azınlıkların ortak sorunları vardır. Sınıf ayrımından entelektüel birikimlerin ve zevklerin farklılığına kadar ötekilik mücadelesi veren her grup dil ve bağlam dışında da belli bir konjonktürde varlık mücadelesini sürdürür. Ana dilde eğitim hakkı tartışlamalarıyla önemini yeniden gösteren dil özgürlüğü günümüzde tanınmayan ya da unutulmaya yüz tutmuş pek çok lisanı yeniden canlandırmaya odaklanır. Ana dil açılım olarak çocuğun annesiyle, babasıyla evinde, özünde konuştuğu, kendisini ifade ettiği, dünya ile bağlantı kurduğu ilk adımdır; ancak yoğun asimilasyonlara maruz kalan dil özgürlüğü şu an bile hâlâ sorunludur. Bu hususta dil özgürlüğü konusunda adeta devrim mücadelesi veren Kawa Nemir, Ulysses’i Kürtçe olarak da edebiyat dünyasına kazandırır. Ve Kürtçe konuşulan coğrafyalarda yaşayan insanlara Ulysses’i okuyabilme özgürlüğünü hediye eder. Yoğun mücadeleler ve emekler sonucu tamamlanan çeviri tam da bayram hediyesi olarak 21 Mart 2023’te Kürtçe olarak yayınlanır.
Karganın Uykusu (Yön. Tunahan Kurt, 2023)
30. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali Ödülleri’nde en iyi görüntü yönetmeni, en iyi müzik, Adana İzleyici Ödülü ve Yılmaz Güney Özel Ödülü alan Karganın Uykusu, karısını uykudayken öldüren uyurgezer bir adamı merkezine alıyor. Çevresi tarafından dışlanmış bu adam, oğlunu aynı kaderden kurtarmaya çalışıyor. Tunahan Kurt’un yönetmenliğini yaptığı filmde, Ahmet Ağğün’ün güçlü performansı filmi olduğu yerden çok öteye taşıyor. Uyurgezerliği ile çevresine zarar vermemek adına geceleri kendini yatağa bağlayan Nasip’in zincirlerini her sabah oğlu çözüyor. Oğlunun annesiz kalmasına sebebiyet vermenin vicdan azabını taşırken, bir yandan da ona hayata dair bir şeyler öğretmeye çabalıyor. Nasip’in bu depresif, umutsuz ve devamlı ölümle burun buruna hâli, filmin tüm zeminine sirayet ederek ortama karanlık bir tema katıyor. İzleme deneyimi ve senaryo açısından oldukça başarılı olan Karganın Uykusu, Tunahan Kurt’un ilk uzun metraj denemesi icin geçer not almayı başarıyor.