Sinemada, filmlerinin önüne geçip kendisini fetişleştiren yönetmenlerden birisi olan Hitchcock’un, değeri çok geç anlaşılacak “Marnie” filmi yayınlandığı dönemde ancak yönetmenin Tippi Hedren ile yaşadığı sorunlarla anılmıştır. Fakat, Robin Wood’un kitabında geniş biçimde işleyip cevherini ortaya çıkarttığı bu film, sinema tarihinin en güçlü psikanalitik filmlerinden birisidir. Yönetmenin adeta Freud’un koltuğuna oturduğu, derin imgelerin yer aldığı bu filmde, Mark, Marnie isimli bir kadına aşık olur. Marnie bir türlü önünü alamadığı hırsızlık problemiyle boğuşmaktadır. Onu yakından tanıdıkça daha derinlerde, geçmişin büyük bir gölge gibi kadının yaşamını sardığını görür Mark. Marnie’ye yardım etmek için elinden gelen her şeyi yapmaya hazırdır. Marnie, Hitchcock’un “Stranger On A Train” filmiyle başlayan ustalık döneminin mühürlendiği film olma özelliğini taşımaktadır.