Martin Scorsese’nin ileride harikalar yaratacağına dair sinyaller veren ilk uzun metraj filmi “Who’s That Knocking at My Door”, 1968 yapımı. Filmde, işsiz ve kanunsuz işler peşinde olan bir grup serseriden biri olan J.R’ın, günün birinde aşık olmasıyla birlikte kendisiyle karşılaşma fırsatı bulması ve böylelikle karışan hayatı anlatılıyor. Erkek egemen dünyayı en şiddetli yüzü ile ele alarak, çarpık ahlaki değerlerini en gerçekçi haliyle gözler önüne seren Martin Scorsese, böylelikle olanı gösterirken, yine kendine has üslubuyla olması gerekene ilişkin farkındalık yaratmayı başarıyor. Film bu şekilde okunduğunda muhafazakarlık üzerine de derin eleştiriler barındırır nitelikte. Martin Scorsese’nin ustalık yolundaki ilk adımını izlememiş olanlar, bu deneyimi yaşamayı daha fazla ertelemeyin derim.