Tunç Şahin‘in yazıp yönettiği İnsanlar İkiye Ayrılır, 40. İstanbul Film Festivali’nde Ulusal Yarışma’da yarışıyor.
Tunç Şahin‘in yazıp yönettiği; Burcu Biricik, Pınar Deniz ve Aras Aydın‘ın başrollerini paylaştığı İnsanlar İkiye Ayrılır, 40. İstanbul Film Festivali Ulusal Yarışma kapsamında 10 Temmuz 21.00‘de Maximum Uniq Açıkhava‘da gösterilecek. Oyuncu kadrosunda Başak Daşman, Erdem Akakçe ve Nezaket Erden‘in de bulunduğu film, bu yıl Ulusal Yarışma’nın iddialı yapımlarından. Bir Film ve BluTv ortak yapımı olan İnsanlar İkiye Ayrılır, Antalya Altın Portakal Film Festivali‘nden En İyi Senaryo ve En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu ödülleri ile dönmüştü.
İnsanlar İkiye Ayrılır Hakkında
Uzun zamandır iş bulamayan genç bir kadın olan Duygu, son çare olarak bankalar adına telefonla borç tahsilatı yapan şirketlerden birisinde çalışmaya başlar. Borçlular üzerinde psikolojik baskı kurma metotları öğretilen Duygu, kısa zaman içinde çalıştığı şirketin en başarılı elemanlarından birine dönüşür. En yüksek tahsilatı yapan çalışanın ek prim kazandığı firmada, başka bir dişli çalışan olan Bahadır’la, Duygu arasında kıyasıya bir rekabet başlar. Duygu ve Bahadır arasındaki çekişme, Ceren Gürel adlı genç bir kadının dosyası üzerinde çalışmaya başlamalarıyla içinden çıkılmaz bir hal alır. Her ikisi de Ceren’i manipüle ederek kendi tarafına çekmeye çalışır. Ceren başlangıçta Duygu ile birlikte hareket etmeyi seçse de, Bahadır’ın çekimine karşı koyamaz ve zamanla genç adamın etki alanına girer. Ancak Ceren Gürel dosyası göründüğünden çok daha büyük bir sürpriz içermektedir.
Senarist ve Yönetmen Tunç Şahin
İnsanlar İkiye Ayrılır; Hamam (2010), Sadece Tek Bir Gün (2013), Karışık Kaset (2014) ve 7Yüz (2017) gibi başarılı yapımların arkasındaki senarist ve yönetmen Tunç Şahin‘in ikinci uzun metraj sinema filmi. Şahin, yeni filminin ilhamı hakkında “Birkaç yıl önce bankalar adına arayan bir kişiyle yaptığım konuşmanın sonucunda çok sıkıntılı birkaç gün geçirmiş ve sürecin sonunda kendimi ziyadesiyle kandırılmış ve köşeye sıkışmış hissetmiştim. O telefon konuşması ve devamında hissettiğim öfke uzun bir süre aklımı kurcaladı. Bu öfke bir süre sonra yerini, bir merak duygusuna bıraktı. Bir insanın nasıl olur da, halihazırda zor durumda bulunan insanları daha da köşeye sıkıştırabilecek bir işte çalışabildiğini düşündüm. Kısa bir araştırmadan sonra bu kurumlarda çalışan personelin büyük bir kısmının yaptıkları işin duygusal yüküne katlanamadıklarını, bu nedenle şirketlerde yoğun bir eleman devridaimi olduğunu öğrenince, öfkemin hedefi telefondaki kişilerden, onları bu şartlarda çalışmaya iten sisteme döndü,” ifadelerini kullandı.
Senaryonun yazım aşamasının yaklaşık iki yıl sürdüğünü belirten Tunç Şahin, filmi hayata geçirmek istemesinin nedenini “Ülke sinemasında beyaz yakalı, orta sınıf şehirli insan temsilinin eksik olduğunu düşünüyoruz. Öte yandan bu grup tam da sinemaya giden izleyici demografisinin önemli bir kısmını oluşturuyor. İnsanlar İkiye Ayrılır, kahramanlarını hepimizin tanıdığı, bazen av, bazense avcı olarak yollarımızın kesiştiği bu insanları hikayenin merkezine almayı hedefliyor… 7YÜZ sonrası, internette gezinirken denk geldiğim, 1985 yılında Alison Bechdel adında bir karikatüristin ortaya koyduğu bu kritere göre, filmlerin Bechdel testinden geçebilmesi için, filmde diyaloğu olan en az iki kadın karakterin birbirleriyle, minimum bir sahne boyunca erkeklerle ilgisi olmayan bir konudan bahsetmesi gerekiyor. Daha önce yazdığım senaryoların pek çoğunun bu basit kuralı karşılamadığını şaşırarak fark edince, doğrudan bu kriteri karşılayacak bir hikaye kurmaya karar verdim. İnsanlar İkiye Ayrılır da bu amaçla, merkezinde kadınların olduğu, doğrusuyla yanlışıyla kadınların hikayeye yön verdikleri bir film olma iddiasıyla yapıldı,” şeklinde açıkladı.