Türkiye’nin ilk uzun metraj kadın bilim kurgu yönetmeni Serpil Altın’ın Bir Zamanlar Gelecek: 2121 filmi 28 Haziran’da vizyona giriyor.
Türkiye’nin ilk uzun metraj kadın bilim kurgu ve distopya yönetmeni unvanına sahip Serpil Altın’ın, katıldığı uluslararası festivallerde toplam 15 ödül kazanan Bir Zamanlar Gelecek: 2121 filmi 28 Haziran’da vizyona giriyor. Gerçekçi ögeler barındıran film, hızla yürümekte olduğumuz trajik sonun çarpıcı bir tasvirini sunarken yüreklerde umudu yeşertmeyi de ihmal etmiyor.
Türkiye’nin ilk sürdürülebilir yeşil filmi olan Bir Zamanlar Gelecek: 2121′in yapımcılığını ve eş senaristliğini Korhan Uğur üstleniyor. Filmin kadrosunda ise başarılı oyuncular Selen Öztürk, Çağdaş Onur Öztürk, Ayşenil Şamlıoğlu ve Sukeyna Kılıç yer alıyor.
Merakla beklenen filmin konusu ise şöyle:
Gelecekte iklim krizi ve kıtlık sebebiyle yeryüzü yaşanmaz hale gelmiştir. Kıtlık Kanunları gereği sisteme getirilen her yeni hayat karşılığında yaşlı nesilden birinin yok edilmesi gerekmektedir. Bir gün, bu sistemde yaşayan ailenin hayatı beklenmedik bir bebek haberiyle sarsılır.
Yönetmen Serpil Altın, Türkiye’nin ilk gerçekçi bilim kurgu filmi olma özelliğini de taşıyan Bir Zamanlar Gelecek: 2121 hakkında şunları söyledi: “Size filmimle uçan arabalar, uzay yolculukları, gezegenler arası savaşlar vaat etmiyorum. Karanlık bir gelecekte her şeyin değiştiği, bugün önemsemediğimiz sorunların ileride yol açacağı felaketlerin yaşandığı bir dünya ve insanlığın gelecekten gönderdiği bir mektubu sunuyorum.”
“Bizi ayakta tutacak şey, iyi bir şeylerin olması hayali ve umudu”
Bir Zamanlar Gelecek: 2121, Türkiye prömiyerini 2022 yılının Eylül ayında Adana’da gerçekleştirmişti. Fil’m Hafızası olarak ekiple yaptığımız söyleşide, filmin yönetmeni ve senaristi Serpil Altın, filmdeki sürdürülebilirlik çabası ve ‘sistem’ metaforuyla ilgili şunları söyledi: “Modernizm ve kapital düzen, tüketimi teşvik ediyor. Bizim bahsettiğimiz şey ise tam tersi. Geri dönüştürülebilen, sürdürülebilen, yerin altında, minimalist kurulmuş bir dünya. Bu kavramların altını çizmek gerektiği duygusuyla harekete geçtik. Film boyunca kendisinden bahsedilen sistem ve modernleşme arasında tabii ki bir benzerlik kuruyoruz. Bu çağdaki sistem metaforu çalışmak ve tüketmek üzerine.”
Filmin başrol oyuncusu Selen Öztürk ise aynı konu hakkında, “Bu sistemler hep var olacak. Bizi ayakta tutacak şey, iyi bir şeylerin olması hayali ve umudu” şeklinde konuştu.