Fil'm Hafızası
  • ANASAYFA
  • HAKKIMIZDA
    • BİZ KİMİZ?
    • EKİBİMİZ
    • GÖNÜLLÜLÜK İLANLARI
  • FİLM ÖNERİLERİ
    • Aksiyon – Macera
    • Animasyon
    • Belgesel
    • Bilim Kurgu – Fantastik
    • Biyografi – Tarih
    • Drama
    • Erotik
    • Komedi
    • Korku – Gerilim
    • LGBTİ
    • Müzik – Müzikal
    • Romantik
    • Savaş
    • Suç – Gizem
    • Western
    Prince of Darkness (1987)
    Film Önerileri

    Prince of Darkness (1987)

    İpek Ömercikli
    4 hafta önce
    Decision To Leave (2022)
    Film Önerileri

    Decision To Leave (2022)

    Ayşe Yapışık
    4 hafta önce
    Other People’s Children (2022)
    Drama

    Other People’s Children (2022)

    Büşra Soylu
    4 hafta önce
    Dead of Winter (2025)
    Suç - Gizem

    Dead of Winter (2025)

    İrem Yavuzer
    1 ay önce
    No Other Choice (2025)
    Film Önerileri

    No Other Choice (2025)

    Fil'm Hafızası
    2 ay önce
    Twilight (1990)
    Korku - Gerilim

    Twilight (1990)

    İrem Yavuzer
    3 ay önce
  • SİNEMA YAZILARI
    • Ayvalık Film Festivali 2025
    • 32. Altın Koza
    • 44. İstanbul Film Festivali
    • 25. İzmir Kısa
    • Film Analizleri
    • Eleştiri – İzlenim
    • Liste
    • Özel Dosyalar
    • Röportajlar
    Carlo Ponti Sineması: Bir Yapımcının Sinema Tarihine Etkisi
    Sinema Yazıları

    Carlo Ponti Sineması: Bir Yapımcının Sinema Tarihine Etkisi

    Nesrin Karadağ
    4 gün önce
    Mutlu Son Bekleyen Bir Masal Avatar: Fire and Ash (2025)
    Eleştiri - İzlenim

    Mutlu Son Bekleyen Bir Masal Avatar: Fire and Ash (2025)

    İrem Yavuzer
    5 gün önce
    2025’te Aklımızda Kalan Filmler
    Özel Dosyalar

    2025’te Aklımızda Kalan Filmler

    Fil'm Hafızası
    5 gün önce
  • HABERLER
    Nolan’ın Yeni Filmi The Odyssey’in Fragmanı Yayınlandı
    Haberler

    Nolan’ın Yeni Filmi The Odyssey’in Fragmanı Yayınlandı

    Elif Arı
    2 gün önce
    Genç Sinemacılara Çağrı: Cüneyt Cebenoyan 2025 Kısa Film Yarışması
    Haberler

    Genç Sinemacılara Çağrı: Cüneyt Cebenoyan 2025 Kısa Film Yarışması

    Ekin Taneri
    2 gün önce
    Oyun ile Gerçek Bulanıklaşıyor: Charlie Polinger, The Plague Filmini Anlattı
    Haberler

    Oyun ile Gerçek Bulanıklaşıyor: Charlie Polinger, The Plague Filmini Anlattı

    Evin Arslan
    3 gün önce
  • KISA FİLMLER
    A Kind of Testament (2023)
    Kısa Filmler

    A Kind of Testament (2023)

    Büşra Yayla
    4 hafta önce
    Adisyon (2025)
    Kısa Filmler

    Adisyon (2025)

    Günsu Akçatepe
    3 ay önce
    Teamül (2023)
    Kısa Filmler

    Teamül (2023)

    Günsu Akçatepe
    4 ay önce
  • SPOTIFY
    • Playlists
    • Podcasts
  • ETKİNLİKLER
    • Dinner Talks
    • Film Hafızası Akademi
    • Keşfetmenin Keyfi
  • GALERİLER
    • BiReplik
    • Bunları Biliyor Muydunuz?
    • Etkinlikler
    • Hafızadan Çıkmayanlar
  • İLETİŞİM
No Result
View All Result
  • ANASAYFA
  • HAKKIMIZDA
    • BİZ KİMİZ?
    • EKİBİMİZ
    • GÖNÜLLÜLÜK İLANLARI
  • FİLM ÖNERİLERİ
    • Aksiyon – Macera
    • Animasyon
    • Belgesel
    • Bilim Kurgu – Fantastik
    • Biyografi – Tarih
    • Drama
    • Erotik
    • Komedi
    • Korku – Gerilim
    • LGBTİ
    • Müzik – Müzikal
    • Romantik
    • Savaş
    • Suç – Gizem
    • Western
    Prince of Darkness (1987)
    Film Önerileri

    Prince of Darkness (1987)

    İpek Ömercikli
    4 hafta önce
    Decision To Leave (2022)
    Film Önerileri

    Decision To Leave (2022)

    Ayşe Yapışık
    4 hafta önce
    Other People’s Children (2022)
    Drama

    Other People’s Children (2022)

    Büşra Soylu
    4 hafta önce
    Dead of Winter (2025)
    Suç - Gizem

    Dead of Winter (2025)

    İrem Yavuzer
    1 ay önce
    No Other Choice (2025)
    Film Önerileri

    No Other Choice (2025)

    Fil'm Hafızası
    2 ay önce
    Twilight (1990)
    Korku - Gerilim

    Twilight (1990)

    İrem Yavuzer
    3 ay önce
  • SİNEMA YAZILARI
    • Ayvalık Film Festivali 2025
    • 32. Altın Koza
    • 44. İstanbul Film Festivali
    • 25. İzmir Kısa
    • Film Analizleri
    • Eleştiri – İzlenim
    • Liste
    • Özel Dosyalar
    • Röportajlar
    Carlo Ponti Sineması: Bir Yapımcının Sinema Tarihine Etkisi
    Sinema Yazıları

    Carlo Ponti Sineması: Bir Yapımcının Sinema Tarihine Etkisi

    Nesrin Karadağ
    4 gün önce
    Mutlu Son Bekleyen Bir Masal Avatar: Fire and Ash (2025)
    Eleştiri - İzlenim

    Mutlu Son Bekleyen Bir Masal Avatar: Fire and Ash (2025)

    İrem Yavuzer
    5 gün önce
    2025’te Aklımızda Kalan Filmler
    Özel Dosyalar

    2025’te Aklımızda Kalan Filmler

    Fil'm Hafızası
    5 gün önce
  • HABERLER
    Nolan’ın Yeni Filmi The Odyssey’in Fragmanı Yayınlandı
    Haberler

    Nolan’ın Yeni Filmi The Odyssey’in Fragmanı Yayınlandı

    Elif Arı
    2 gün önce
    Genç Sinemacılara Çağrı: Cüneyt Cebenoyan 2025 Kısa Film Yarışması
    Haberler

    Genç Sinemacılara Çağrı: Cüneyt Cebenoyan 2025 Kısa Film Yarışması

    Ekin Taneri
    2 gün önce
    Oyun ile Gerçek Bulanıklaşıyor: Charlie Polinger, The Plague Filmini Anlattı
    Haberler

    Oyun ile Gerçek Bulanıklaşıyor: Charlie Polinger, The Plague Filmini Anlattı

    Evin Arslan
    3 gün önce
  • KISA FİLMLER
    A Kind of Testament (2023)
    Kısa Filmler

    A Kind of Testament (2023)

    Büşra Yayla
    4 hafta önce
    Adisyon (2025)
    Kısa Filmler

    Adisyon (2025)

    Günsu Akçatepe
    3 ay önce
    Teamül (2023)
    Kısa Filmler

    Teamül (2023)

    Günsu Akçatepe
    4 ay önce
  • SPOTIFY
    • Playlists
    • Podcasts
  • ETKİNLİKLER
    • Dinner Talks
    • Film Hafızası Akademi
    • Keşfetmenin Keyfi
  • GALERİLER
    • BiReplik
    • Bunları Biliyor Muydunuz?
    • Etkinlikler
    • Hafızadan Çıkmayanlar
  • İLETİŞİM
No Result
View All Result
Fil'm Hafızası
No Result
View All Result
Home Sinema Yazıları Eleştiri - İzlenim

Güneşin Aylak Müridleri: Los lunes al sol

Murat Gürgen Murat Gürgen
11 yıl önce
Eleştiri - İzlenim, Sinema Yazıları
Okuma Süresi: 5 min
0
1
Güneşin Aylak Müridleri: Los lunes al sol
Facebook'ta PaylaşTwitter'da PaylaşWhatsapp'ta Paylaş

Bir filmi adamak adına belki de en uygun gündür pazartesi. Kapitalizmin içtimaya çağırdığı, insanlığın kendine yük ettiği, altında bir güzel ezildiği gün. Yararı kime olduğu tartışılır bir koşturmada kemirilen, defalarca kez aybaşına kadar süren meçhul ömrümüzün sömürülme davetiyesinin bize vardığı ilk an… Hâl böyle olunca onu sinemada anmamak; saymak olsun, sövmek olsun bir ağza almamak olmazdı. Hele ki pazartesiden en çok çeken işçilerden ya da pazartesi zulmüne en çok muhtaç olan işsizlerden bahsetmemek hiç olmazdı.

güneşli pazartesiler

Los lunes al sol (2002), İspanyol yönetmen Fernando León de Aranoa’nın, güneşin tadına doymalarına rağmen yeniden pazartesiden başlamak üzere tutsaklık arayan işsizleri işlediği bir film. Ağırbaşlılığından ödün vermeden, aktığı suyu bulandırmadan yolunu bulan tertemiz bir yapıt. Öyle ki, boşluklara şerbet gibi akan dingin müzikleri, rengini belli etmekten kaçınmayan açık sözlülüğü, tekme tokat isyan görüntüleri, dünyanın en çelimsiz hamlesi gibi görünse de hayli derinden sarsan inatçı direnişleri, yalnızlığımıza sataşan diyalogları ve arada kalmışlık sandığımız hâlimizin sıkışıp çatırdayışını efelenmeden anlatışıyla bünyemizin genişçe bir coğrafyasına hükmetmeyi başarıyor.

Altı erkek, kasvet çökmüş bir barın talihsiz sandalyelerine düzensiz bir şekilde dağılmış, birbirlerine hayli baygın bakarak bir şeyler konuşuyor. Javier Bardem’in baştan sona ayarında mimikleriyle hayat verdiği Santa karakterinin yönlendiriciliğinde yolunu bulan bu konuşmalar her defasında, bir zamanlar aynı tersanede işten atılmaya direnmiş bu altı arkadaşın kendi arasında yaptığı “Neden bizden bir devrim çıkmadı?” başlıklı bir oturuma dönüşüyor. Bu oturumlar filmin kurgu rotasını belirlerken, buluşmaların gerçekleştiği bar ise ana mekân olarak öne çıkıyor. Diyalogların, lirik havasını bir an bile yitirmediği filmde, bardan asla bir devrim çıkaramayacak olan altılıyı kavuran tıkanmışlık, filme baştan sona yayılıyor.

Tıkanmışlık hissiyle kavrulan yalnızca karakterler değil, ondan da aslı bizler. Yönetmen, oturduğumuz yerden bu olgun seyir içinde komik, kasvetli yahut gergin bir an bekleyen şehvet dolu gözlerimizi, koltuğa yayılmış hazırcı zihnimizi dürtüyor. Kendi kıpırdamazlığımızı yüzümüze vurmadan edemeyen yönetmen, polislerin işçilere saldırdığı görüntülerin üzerine örtülen klasik müzikle, sıradanlaşan vahşet karşısında insanlığın hoş bir sedaya kapılmasına inceden dokunduruyor. Bunun hemen ardından izleyiciyi barda ağırladığında ise tebessümle salıverdiği gerçekliği yaşamaya davet ettiği izleyicisine özdeşleşmek üzere biri diğerinden daha da dipte olan bol bol karakter sunuyor. O barda kimin ısmarladığı meçhul içkileri yuvarlarken gerçeği konuşmayı erteledikçe dingin bir tını, şiddetin üzerinde salınmaya kaldığı yerden devam ediyor.

güneşli pazartesiler 2002

İzleyiciyle çaresizliğini paylaştıktan sonra kurgusuna yeniden sarılan film, derdine ortak ettiği seyircisine tadımlık olarak sunduğu karakterlerin daha da derinlerine iniyor. Eşi Ana’yla (Nieve de Medina) sıkıntıları olan Jose (Luis Tosar), genç kalamadığına yanan Lino (José Ángel Egido), hasbelkader kendine bir iş bulmuş “stadyum bekçisi” Reina (Enrique Villén), barın sinirleri alınmış sahibi Rico (Joaquín Climent) ve onun kızı Nata (Aida Folch). Son olaraksa sakinliğiyle korkutan, filmden çektiği acıyı bitene kadar saklayıp varlığını filmin kopuş ânına feda ederek bizi erkenden terk eden Amador (Celso Bugallo). Nata ve Ana erkeklerin bezgin, durgun, çaresiz hallerinden farklı olarak kararlı, güçlü kadınlar olarak karşımıza çıkıyor. Böylece muhtaçlık bahsini “tersten” kuran yönetmen, piyasa ekonomisinin erkeği de kadını da nihayetinde kendine tutsak ettiğini ve onun da ötesinde sınıfsal ayrışmanın can yakıcılığını ikilinin çalıştığı işler üzerinden ziyadesiyle gözler önüne seriyor.

İlmek ilmek örülen ve karakterlere dengeli dağılmış olan dram, mesafeleri tadında kopuş anlarıyla seyirciyi filmde tutmayı başarıyor. Liberalinden sosyalistine, muhafazakarından anarşistine kadar temsillerini barın direnişçi altılısında yaşatan yönetmen, bir bakıma her bir ideolojiyi gerçeklikle, sokakla, hayatla sınıyor. Sivrilmeden sınavını gerçekleştirirken seyirciyi de iyi bir gözlemci olmaya teşvik ediyor. Zira neredeyse herkesin kendince haklı olduğu bir film karşımızdaki. Bireyselliği ya da toplumsallığı önceleyen herhangi bir çıkış kendi özgül koşulları içerisinde aynı oranda haklılık taşıyor. Söz gelimi dostluğu, birlikte mücadeleyi haykıran Santa ile “İşe ihtiyacım var, senin için böyle konuşmak kolay, o imzayı atmak zorundaydım” diyen Reina, yaşadıkları sürecin samimi, gerçekçi birer temsilini sunuyor.

mondays in the sun

Filme dair göze çarpan bir diğer nokta ise alt metinlerin yoğunluğu ve sahiciliği. Üretim araçlarının satılığa çıktığını seyreden Santa’nın emeğine olağanca yabancılığıyla bir ay öncesine kadar üretiminde yer aldığı gemiye taş sallamasından tutun, başına nice iş çıkarmış olsa da direnişinin simgesi hâline getirdiği kırılmakla cezalı bir sokak lambasına kadar çaresizliğin şiddete meyil edişi başta olmak üzere pek çok alt metin okunuyor. Birbirimizi ne kadar sevdiğimizin, birbirimize ne kadar acıdığımızla dile geldiğini Jose ile Ana üzerinden izlerken, yakınımızda olmasına rağmen hayatından bihaber olduğumuz nice insanın temsili, Amador’un sessiz sedasız gidişinde ortaya çıkıyor. Bunun yanında seyre keyif katan, tadında bunalımı tehdit etmeyip dinginliğe bulanmış seyrimize sataşmayan mizah ve hikâye anlatıcılığı da Los lunes al sol’u özel kılanlar arasında. Santa’nın ağustos böceği ve karınca hikâyesi karşısındaki çıkışı, Amador’un siyam ikizleri hakkında anlattıkları ve filmde yer alan diğer birçok pasaj göz dolduruyor.

Sinemanın, hayatı yaşadığımız kadar ona olan tanıklığımızı pekiştiren yönünün başarılı bir şekilde ortaya çıktığı Fernando León de Aranoa filmi, hayli akışkan, şiirsellikle sarmalanmış diyaloglarıyla övgüyü hak ediyor. Üslubuna eşlik eden solgun renkler, içerikte yarattığı zenginliği tamamlıyor. Görevini bu noktada tamamlayan yönetmenin ardından, onun bu düzen karşısında aldığı tavrı sorgulamak, irdelemek, hayatımıza olan izdüşümlerini eşelemek görevi ise biz izleyicilere kalıyor.

Murat Gürgen

Tohumu, toprağı, ormanı özlemekte, nihai hedefi söz gelimi domates yetiştirmek ve olabildiğince sıradan bir hayat yaşamaktır. Atları çok sevmekle birlikte hep bisiklete binmektedir. Bir insanın siyasete ilgi duyuyor diye Siyaset Bilimi okuması gerekmediğini Yıldız Teknik Üniversitesi, Siyaset Bilimi bölümünden mezun olduktan sonra anlamıştır. Toplumsal olanı didik didik etme sevdası onu sinemayla daha çok ilgilenmeye itmiş, edebiyattan, müzikten, resimden ve daha birçok güzellikten olma bu deryadan bir daha kendini alamamıştır…

Etiketler: 2002aida folchanalizanasayfacelso bugalloeleştirienrque villenfernando leon de aranoagüneşli pazartesilerişsizlikjavier bardemjoaquin climentkapitalizmlos lunes al solluis tosarmondays in the sunmurat gürgennieve de medinasinema yazılarıüretim araçları
Murat Gürgen

Murat Gürgen

Tohumu, toprağı, ormanı özlemekte, nihai hedefi söz gelimi domates yetiştirmek ve olabildiğince sıradan bir hayat yaşamaktır. Atları çok sevmekle birlikte hep bisiklete binmektedir. Bir insanın siyasete ilgi duyuyor diye Siyaset Bilimi okuması gerekmediğini Yıldız Teknik Üniversitesi, Siyaset Bilimi bölümünden mezun olduktan sonra anlamıştır. Toplumsal olanı didik didik etme sevdası onu sinemayla daha çok ilgilenmeye itmiş, edebiyattan, müzikten, resimden ve daha birçok güzellikten olma bu deryadan bir daha kendini alamamıştır…

YazarınDiğer Yazıları

    Bir İnsan Ömrünü Neye Vermeli?: Spring, Summer, Fall, Winter… and Spring

    6 Haziran 2014
    19 Mayıs Gençlik Filmleri

    19 Mayıs Gençlik Filmleri

    19 Mayıs 2014
    Hoşçakal Yarın (1998)

    Hoşçakal Yarın (1998)

    5 Mayıs 2014
Sonraki Yazı
The Hole (1998)

The Hole (1998)

Yorumlar 1

  1. Songül Ulusoy says:
    5 yıl önce

    Filmin anlatımı muhtesemmm
    izlemek sabırsızliğına itti,
    Filmi izlemeden de sizin anlatıminizla izlemiş ve donemi yaşamış gibi oldum
    Çok teşekkürler Murat Gürgen

    Yanıtla

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Editörün Seçtikleri

Alkan Avcıoğlu ile Post Truth (2025) Hakkında Söyleşi

Alkan Avcıoğlu ile Post Truth (2025) Hakkında Söyleşi

Tuba Büdüş
4 Aralık 2025

Bir Başka Yas Anlatısı: En Güzel Cenaze Şarkıları (2025)

Bir Başka Yas Anlatısı: En Güzel Cenaze Şarkıları (2025)

Büşra Soylu
28 Kasım 2025

Tüketim Kültürüne Alternatif Bir Bakış

Tüketim Kültürüne Alternatif Bir Bakış

İrem Yavuzer
24 Kasım 2025

Evliliklerde Güç ve İktidar: The Roses (2025)

Evliliklerde Güç ve İktidar: The Roses (2025)

Yaşar Gülveren
20 Kasım 2025

Eddington (2025)

Eddington (2025)

Serkan Kalender
19 Haziran 2025

  • Hakkımızda
  • Gizlilik Politikası
  • KVKK
  • Çerez Politikası
  • İletişim

Fil'm Hafızası © 2023

No Result
View All Result
  • Fil’m Hafızası – Keşfetmenin Keyfi
  • Hakkımızda
    • Hakkımızda
    • Ekibimiz
    • Gönüllülük İlanları
  • Film Önerileri
    • Aksiyon – Macera
    • Animasyon
    • Belgesel
    • Bilim Kurgu – Fantastik
    • Biyografi – Tarih
    • Drama
    • Erotik
    • Komedi
    • Korku – Gerilim
    • LGBTİ
    • Müzik – Müzikal
    • Romantik
    • Savaş
    • Suç – Gizem
    • Western
  • Sinema Yazıları
    • Ayvalık Film Festivali 2025
    • 32. Altın Koza
    • 44. İstanbul Film Festivali
    • 25. İzmir Kısa
    • Film Analizleri
    • Eleştiri – İzlenim
    • Liste
    • Özel Dosyalar
    • Röportajlar
  • Haberler
  • Kısa Filmler
  • Spotify
    • Podcasts
    • Playlists
  • Etkinlikler
    • Dinner Talks
    • Film Hafızası Akademi
    • Keşfetmenin Keyfi
  • Galeri
    • BiReplik
    • Bunları Biliyor Muydunuz?
    • Etkinlikler
    • Hafızadan Çıkmayanlar
  • İletişim

Fil'm Hafızası © 2023

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Create New Account!

Fill the forms below to register

All fields are required. Log In

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In