Maskenin ardına gizlenmiş bir hırsızlık hikâyesi The Wicked Lady. Leslie Arliss’in gözünden perdeye yansıyan bu hikâye, XIIV. yüzyıl İngiltere’sinin şaşaası içinde seyre davet ediyor bizleri. Genç ve oldukça güzel bir kadın olan Barbara Worth (Margaret Lockwood), içinde saklı tutamadığı elde etme arzusunu, kuzeni Caroline’in (Patricia Roc) düğününde açığa vurur. Caroline’in müstakbel kocası Sir Ralph Skelton’a (Sir Ralph Skelton) âşık olduğunu söyleyen Barbara’nın karşısında, kuzeni evlilikten vazgeçer. İptal edilen düğünün ardından birlikteliğe başlayan Sir Ralph Skelton ve Barbara Worth cephesinde mutluluk fazla uzun sürmeyecektir. Barbara’nın içindeki bitmeyen istek ve arzular, elde ettiklerinden sıkılmasına yol açıp ona yeni maceralar sunacak; kumar tutkusu ise bu maceralara zemin hazırlayacaktır. Yüzünü gizleyerek şehirde bir Maskeli Leydi efsanesi yaratan genç kadın, arzunun sınırlarında korkusuzca ilerlerken, bizlere de ancak sinemayla elde edebileceğimiz bir seyir zevki sunuyor. 1945 yapımı The Wicked Lady, insanoğlunun temel dürtülerini en çıplak hâliyle gözlemleyebileceğimiz bir tablo gibi karşımıza çıkıyor.