Çınar Ünal
They Live (1988, Yön: John Carpenter)
Amerikan sinemasının başına buyruk ismi John Carpenter’dan bilimkurgu fonlu bir kapitalizm ‘’sövgüsü.’’ Sırtına çantasını alan John Nada, Los Angeles’ın yolunu tutmuştur. Bir inşaatta iş bulan Nada, iş arkadaşı Frank’in yardımıyla bir baraka ‘’komününde’’ kalacak yer bulur. Barakaların karşısındaki terk edilmiş kiliseye yapılan polis baskınının ardından burada yüzlerce gözlük bulan Nada, filmin en belirgin motifi gözlüğü takmasıyla ‘’uykudan’’ uyanır. Dünyayı uzaylıların istila ettiğini ve tüm insanlığı tüketim uykusuna yatırdığını fark eden Nada, başta Frank olmak üzere tüm insanlığı uykudan uyandırma savaşına girer. They Live için ‘’Hollywood sol kanadının unutulmuş başyapıtı’’ ifadelerini kullanan Slavoj Zizek, John’la dakikalarca süren kavgasına rağmen gözlüğü takıp uykusundan uyanmayı reddeden Frank için şu tespiti yapar: “Özgürlük acıtır!”
Filmin oyunculuk ve görsel efektlerinin amatörce olduğu eleştirilerinin bittiği yerde, geriye filmin çıkış noktası; kapitalizm eleştirisi kalır. Filmin kendini oyunculuk ya da teknik yönden çok ciddiye almamasının asıl amacı da belki de budur. Zira filmde dramatik tansiyonun en yüksek olduğu, kendimizi olay örgüsüne kaptırdığımız anlarda karakterlerin yaptığı bir espriyle ya da bir absürdlükle ciddiyeti birden kırar Carpenter. Bu yönüyle Hollywood yapımı türdeşlerine de yollar taşını. Filmlerinin müziklerini de yapan Carpenter’in vurucu bas tonlarıyla açılan They Live, Carpenter’ın kendini değil meramını ciddiye alan bir alametifarikası.