Fil'm Hafızası
  • ANASAYFA
  • HAKKIMIZDA
    • BİZ KİMİZ?
    • EKİBİMİZ
    • GÖNÜLLÜLÜK İLANLARI
  • FİLM ÖNERİLERİ
    • Aksiyon – Macera
    • Animasyon
    • Belgesel
    • Bilim Kurgu – Fantastik
    • Biyografi – Tarih
    • Drama
    • Erotik
    • Komedi
    • Korku – Gerilim
    • LGBTİ
    • Müzik – Müzikal
    • Romantik
    • Savaş
    • Suç – Gizem
    • Western
    The Things You Kill (2025)
    Suç - Gizem

    The Things You Kill (2025)

    Rabia Elif Özcan
    1 saat önce
    Ben Is Back (2018)
    Film Önerileri

    Ben Is Back (2018)

    Merve Çolak
    3 gün önce
    Dünya Yaşlanıyor, Sinema Yaşlılara ve Geleceğimize Bakıyor
    Savaş

    Ivan’s Childhood (1962)

    Nesrin Karadağ
    5 gün önce
    Love, Rosie (2014)
    Romantik

    Love, Rosie (2014)

    Zeynep İlay Yalçın
    1 hafta önce
    One of Them Days (2025)
    Komedi

    One of Them Days (2025)

    Yaşar Gülveren
    2 hafta önce
    Bone Tomahawk (2015)
    Western

    Bone Tomahawk (2015)

    Serkan Kalender
    2 hafta önce
  • SİNEMA YAZILARI
    • Ayvalık Film Festivali 2025
    • 32. Altın Koza
    • 44. İstanbul Film Festivali
    • 25. İzmir Kısa
    • Film Analizleri
    • Eleştiri – İzlenim
    • Liste
    • Özel Dosyalar
    • Röportajlar
    Ayvalık Film Festivali Günlükleri -5
    Ayvalık Film Festivali 2025

    Ayvalık Film Festivali Günlükleri -5

    Tuba Büdüş
    57 dakika önce
    The Things You Kill (2025)
    Film Analizleri

    “Bir de Baktım Yoksun”: Amour (2012)

    Rabia Elif Özcan
    1 saat önce
    Ayvalık Film Festivali Günlükleri -4
    Ayvalık Film Festivali 2025

    Ayvalık Film Festivali Günlükleri -4

    Tuba Büdüş
    21 saat önce
  • HABERLER
    Kör Eros Filminin Çekimleri Tamamlandı
    Haberler

    Kör Eros Filminin Çekimleri Tamamlandı

    İrem Naz Güvel
    2 dakika önce
    Haluk Bilginer ve Feyyaz Yiğit’li Yan Yana Filminden İlk Fragman Geldi!
    Haberler

    Haluk Bilginer ve Feyyaz Yiğit’li Yan Yana Filminden İlk Fragman Geldi!

    Can Turbay
    1 gün önce
    Martin Scorsese’nin Yeni Projesi: “What Happens at Night”
    Haberler

    Martin Scorsese’nin Yeni Projesi: “What Happens at Night”

    Ahmet Ege Çakırel
    1 gün önce
  • KISA FİLMLER
    Adisyon (2025)
    Kısa Filmler

    Adisyon (2025)

    Günsu Akçatepe
    3 gün önce
    Teamül (2023)
    Kısa Filmler

    Teamül (2023)

    Günsu Akçatepe
    2 hafta önce
    Pyskessa (2011)
    Kısa Filmler

    Pyskessa (2011)

    Zeynep Özaydın
    1 ay önce
  • SPOTIFY
    • Playlists
    • Podcasts
  • ETKİNLİKLER
    • Dinner Talks
    • Film Hafızası Akademi
    • Keşfetmenin Keyfi
  • GALERİLER
    • BiReplik
    • Bunları Biliyor Muydunuz?
    • Etkinlikler
    • Hafızadan Çıkmayanlar
  • İLETİŞİM
No Result
View All Result
  • ANASAYFA
  • HAKKIMIZDA
    • BİZ KİMİZ?
    • EKİBİMİZ
    • GÖNÜLLÜLÜK İLANLARI
  • FİLM ÖNERİLERİ
    • Aksiyon – Macera
    • Animasyon
    • Belgesel
    • Bilim Kurgu – Fantastik
    • Biyografi – Tarih
    • Drama
    • Erotik
    • Komedi
    • Korku – Gerilim
    • LGBTİ
    • Müzik – Müzikal
    • Romantik
    • Savaş
    • Suç – Gizem
    • Western
    The Things You Kill (2025)
    Suç - Gizem

    The Things You Kill (2025)

    Rabia Elif Özcan
    1 saat önce
    Ben Is Back (2018)
    Film Önerileri

    Ben Is Back (2018)

    Merve Çolak
    3 gün önce
    Dünya Yaşlanıyor, Sinema Yaşlılara ve Geleceğimize Bakıyor
    Savaş

    Ivan’s Childhood (1962)

    Nesrin Karadağ
    5 gün önce
    Love, Rosie (2014)
    Romantik

    Love, Rosie (2014)

    Zeynep İlay Yalçın
    1 hafta önce
    One of Them Days (2025)
    Komedi

    One of Them Days (2025)

    Yaşar Gülveren
    2 hafta önce
    Bone Tomahawk (2015)
    Western

    Bone Tomahawk (2015)

    Serkan Kalender
    2 hafta önce
  • SİNEMA YAZILARI
    • Ayvalık Film Festivali 2025
    • 32. Altın Koza
    • 44. İstanbul Film Festivali
    • 25. İzmir Kısa
    • Film Analizleri
    • Eleştiri – İzlenim
    • Liste
    • Özel Dosyalar
    • Röportajlar
    Ayvalık Film Festivali Günlükleri -5
    Ayvalık Film Festivali 2025

    Ayvalık Film Festivali Günlükleri -5

    Tuba Büdüş
    57 dakika önce
    The Things You Kill (2025)
    Film Analizleri

    “Bir de Baktım Yoksun”: Amour (2012)

    Rabia Elif Özcan
    1 saat önce
    Ayvalık Film Festivali Günlükleri -4
    Ayvalık Film Festivali 2025

    Ayvalık Film Festivali Günlükleri -4

    Tuba Büdüş
    21 saat önce
  • HABERLER
    Kör Eros Filminin Çekimleri Tamamlandı
    Haberler

    Kör Eros Filminin Çekimleri Tamamlandı

    İrem Naz Güvel
    2 dakika önce
    Haluk Bilginer ve Feyyaz Yiğit’li Yan Yana Filminden İlk Fragman Geldi!
    Haberler

    Haluk Bilginer ve Feyyaz Yiğit’li Yan Yana Filminden İlk Fragman Geldi!

    Can Turbay
    1 gün önce
    Martin Scorsese’nin Yeni Projesi: “What Happens at Night”
    Haberler

    Martin Scorsese’nin Yeni Projesi: “What Happens at Night”

    Ahmet Ege Çakırel
    1 gün önce
  • KISA FİLMLER
    Adisyon (2025)
    Kısa Filmler

    Adisyon (2025)

    Günsu Akçatepe
    3 gün önce
    Teamül (2023)
    Kısa Filmler

    Teamül (2023)

    Günsu Akçatepe
    2 hafta önce
    Pyskessa (2011)
    Kısa Filmler

    Pyskessa (2011)

    Zeynep Özaydın
    1 ay önce
  • SPOTIFY
    • Playlists
    • Podcasts
  • ETKİNLİKLER
    • Dinner Talks
    • Film Hafızası Akademi
    • Keşfetmenin Keyfi
  • GALERİLER
    • BiReplik
    • Bunları Biliyor Muydunuz?
    • Etkinlikler
    • Hafızadan Çıkmayanlar
  • İLETİŞİM
No Result
View All Result
Fil'm Hafızası
No Result
View All Result
Home Sinema Yazıları Film Analizleri

“Bir de Baktım Yoksun”: Amour (2012)

Rabia Elif Özcan Rabia Elif Özcan
1 saat önce
Film Analizleri, Sinema Yazıları
Okuma Süresi: 9 min
0
0
The Things You Kill (2025)
Facebook'ta PaylaşTwitter'da PaylaşWhatsapp'ta Paylaş

Nefes alan her canlı için yaşamak, ölüme doğru ve ölümle kol kola ilerleyen bir süreçtir. Bu sondan kaçınmak ne kadar mümkün değilse onu kabullenmek, onunla yüzleşmek, onu anlamak ve anlamlandırmak da insan için bir o kadar mümkündür. Nitekim insanı diğer canlılardan ayıran nüans da bu farkındalık ile ölüm kavramını anlamlandırabilme yetisidir. Ne var ki psikoloji biliminin, başlangıcından bu yana insana dair en sık mücadele ettiği durumlardan biri, ölümle karşılaşma hâlidir. İnsan; ölüm karşısındaki acziyetinin farkında olsa dahi yok olma düşüncesi, geride bıraktığı yaşantı ve ilişkilerinin son bulması fikri, kimi zaman başa çıkabileceğinden çok daha şiddetli bir duygu durumuna dönüşmektedir. İşte bu noktada gelişen ölüm kaygısı hem bir yaşam motivasyonu hem de mütemadiyen zihnimizin bir köşesini kemiren bir korku olarak karşımıza çıkmaktadır.

Michael Haneke’nin 2012 yılında imza attığı Amour, ölüme yaklaşımın farklı perspektiflerini sunarken ölüm kaygısının nasıl geliştiğini de takip etmektedir. Yaşlı bir çift olan Georges ve Anne’in hikâyesi üzerinden yaşamın, bu en hüzünlü gerçeğini ele alan film, varoluşçu psikoterapinin önde gelen isimlerinden Irvin Yalom’un ölüm kaygısı kavramının dört başlığını örneklendirmektedir: ölüm farkındalığı, bağlılık ve iz bırakma, yaşlılıkla birlikte kaybolan güç, sevgi ve bağ kurma. Bu analizde, Yalom’un sınıflandırdığı ölüm kaygısının farklı türlerinin, yaşamla başlayıp ölüme doğru ilerleyen bir hikâyede nasıl geliştiği incelenecektir.

Ölümün Öyküsü

Amour; ömürlerinin hemen her ânını birlikte geçirmiş, kaçınılmaz sona da el ele gitmekte olan, bu süreçte birbirlerini tutkuyla sevmekten bir an olsun vazgeçmemiş bir çiftin öyküsüdür. Ne var ki birbirine böylesine bağlı çiftin arasına ayrılık rüzgârı, bir sabah kahvaltı sofrasında Anne’in donup kalması ve bir süreliğine bilincini kaybetmesiyle esmeye başlamaktadır. Bu olay üzerine felç geçiren Anne, sağlığını giderek kaybetmektedir. Eşine fazlasıyla bağlı olan Georges, ne onu evde bırakmayı aklından geçirir ne de bir huzurevine göndermeye razı olmaktadır. Fakat Anne’in acılarının artmasıyla beraber bakım ihtiyacı da ağırlaşmaktadır.

Zaman ilerledikçe yaşlı kadın yaşamdan tamamen kopmakta; yemek yemeyi reddetmekte, sık sık öfke ve hüzün patlamaları yaşamaktadır. Georges ise ona olan sevgisine tutunarak eşinin her ihtiyacını sabırla karşılamaktadır. Ancak bir noktada Anne’in bu acı dolu hâlini daha fazla görmeye dayanamaz, çaresizlik duygusuyla iyiden iyiye tanışır. Artık Anne’in varlığı, eli kulağında bir ölüm gerçeğiyle bütünleşmiştir. Georges’u ise bunu kabullenmekten çok daha zor bir karar beklemektedir: Eşinin acı çekmesine göz yumarak nefes almasını sağlamak mı, yoksa tüm bu acılara son verme sorumluluğunu üstlenmek mi? Her iki durum da Georges’a bir tür kahramanlık bahşederek vicdanını teselli edecektir. Zira bir tarafta karısını hayatta tutarak ölüme direnmesine yardımcı olacak, diğer tarafta ise biricik sevgilisinin acı çekmesine müsaade etmemek üzere altından kalkılmaz bir sorumluluğa rıza gösterecektir. Haneke, yaşlı adamı böylesi bir açmaz içine koyarken her iki sonucun da vicdanî kahramanlık yönüne vurgu yapmaktadır. Nitekim bu his; bir başkasının ölümüyle yüzleşme sürecinde bireylerin, kendilerini rahatlatmak ve ölen kişiye karşı sorumluluklarını yerine getirdiklerinden emin olmak için geliştirdikleri bir tür baş etme mekanizmasıdır [1]. Dolayısıyla Georges’un kararı ne olursa olsun, haklı bir tarafı muhakkak bulunacaktır. Bu şekilde izleyicinin sempatisini kazanan kurgu, Anne’in ölüm hikâyesini anlatırken ölüme tanıklık eden Georges üzerinden de ölüm kaygısının aşamalarını somutlaştırmaktadır.

 

Ölüme Hazırlık ve Yas Kontrolü

Psikoterapi ve özellikle ölüm kaygısı üzerine çalışmalarıyla bilinen Yalom, Güneşe Bakmak ve Varoluşçu Psikoterapi adlı eserlerinde ölüme ilişkin dört temayı öne çıkarmıştır [2]. Bunlardan ilki, “ölümün farkındalığı”dır. İnsan, ölümün bilincinde olan tek varlıktır ve bu bilinç, doğal bir kaygı yaratmaktadır. Yalom’a göre hemen her insanda farklı semptomlarla da olsa belirgin olan ölüm kaygısı, aynı zamanda yaşamı anlamlandırmanın da kaynağıdır. Bir diğer tema olan “bağlılık ve iz bırakma”ya göre insanlar ölüm korkusuna karşı temel olarak ömürlerini ölümsüzlük arayışı üzerine inşa etmektedirler. Yaşama karşı bağlılığın bir neticesi olarak ölümsüzlüğü; biyolojik (çocuk), yaratıcı (eser), ruhsal (öte dünya inancı) ya da ilişkisel (sevdiklerinin belleğinde yaşama) yollarla aramaktadır [3]. Arayış sürecinde ise ortaya, kendilerinden sonra ayakta kalacak bir iz bırakma çabası içindedirler. Ancak yaşları ilerledikçe kaybolan güç, daha kuvvetli ve sıhhatli olan “bir başkası”na bağımlılığı beraberinde getirmektedir. Bu, her ne kadar vefa ve vicdanî sorumluluk duygularıyla yumuşatılmaya çalışılsa da kişinin özgürlüğünü tümden tehdit eden bir durumdur. Gücünü, gençliğini ve bağımsızlığını kaybetmeye başlayan birey ise artık ölüm karşısında direnişini sonlandırmaktadır; bunun yerine Yalom’un ortaya koyduğu son tema olan sevgiye ve bağ kurmaya teslim olmaktadır. Ölümle yüzleşmeyi kolaylaştıran bu son aşama, bireyin sağlıklı ve huzurlu bir şekilde dünyadan ayrılmasını kolaylaştırmaktadır. Georges ile Anne arasındaki aşkın hüzünlü sonunda, Yalom’un açıkladığı bu ölüm kaygısı aşamalarının her biri tezahür etmektedir.

Film, daha açılış sahnesinde seyirciyi ölümle yüz yüze bırakmaktadır: Polislerin kapıyı kırarak içeri girmesi ve Anne’in yatağında ölü bulunması, filmin sonunda yaşanacak olanın peşin verilmesidir. Haneke bu tercihiyle ölümün ertelenemezliğini vurgulamaktadır. Yalom’un düşüncelerinde de ölüm, bastırılıp ertelenen bir kaygı değil, varlığımızı şekillendiren temel bir bilinçtir. Seyircinin daha ilk dakikada bu gerçekle karşılaşması, filmi bir “ölümün gölgesinde yaşama” hikâyesine dönüştürmektedir.

Georges ve Anne’in konserden dönüşü ve gündelik ev hayatlarına devam edişi, sıradanlığın kırılma anına zemin hazırlamaktadır. Mutfağa geçip kahvaltı ederlerken Anne’in aniden donup kalması, yaşlılığın ve ölümün günlük yaşamın tam ortasına, habersizce sızabileceğini göstermektedir. Georges panik içinde eşine defalarca seslenmesine rağmen yanıt alamaz. Anne, sanki tüm hayatı kendisiyle beraber dondurmuş, erişilmez bir boyuta geçmiştir ve bu erişilmezlik, Georges’ya olduğu kadar seyirciye de yoğun bir çaresizlik duygusu yaratmaktadır. Yalom’un tanımıyla bu an, ölüm kaygısının en çıplak hâliyle açığa çıkışıdır: Bedenin kontrolünü kaybetme, insanın varoluşunu tehdit eden en sert yüzleşmelerden biridir.

Anne’in felç sonrası eve dönüşü, Georges’un “Bir daha seni hastaneye göndermeyeceğim,” sözüyle her ikisi için de ağır bir sürecin başlangıcıdır. Bu sahnede Georges, özgürlüğünü kullanarak bir seçim yaparken büyük bir sorumluluğu üstlendiğinin pekâlâ farkındadır. Yalom’a göre özgürlük, bireyin seçim kapasitesini ifade eder; fakat her seçim, beraberinde yaşamın nasıl sürüleceğine dair insan psikolojisinin sınırlarını zorlayan sorumluluklar getirmektedir. Georges’un kararı, ölümün eve alınması ve onunla birlikte yaşamanın kabulüdür.

Felç geçirmesinin üzerine Anne’in aynayla ilk defa karşılaştığı sahne, fiziksel güç kaybıyla birlikte benliğin erozyonunu da görünür kılmaktadır. Haneke, bu sahnede kamerayı aynadaki yansımadan çok Anne’in yüzüne sabitlemiştir; bu yöntemle kadının kendilik algısının yıkılışını izleyiciye “yansıtmaktadır”. Nitekim Yalom’un vurguladığı gibi ölüm yalnızca biyolojik son değildir; aynı zamanda kişinin “benlik” algısının çözülmesidir. Aynada çaresizliğine ve ölüme teslimiyetin yansıma ânı, bu çözülüşün sembolik bir sahnesidir.

Georges’un evine giren güvercini yakalayıp ellerinde tutması ve sonra serbest bırakması, filmin en metaforik anlarından biridir. Çoğu yakın okumaya göre güvercin, ruhu veya özgürlüğü simgeleyen bir motiftir. Georges’un onu bırakışı, Anne’in de bir gün acılarından kurtulacağına dair bilinçaltının bir tür telkinidir. Bu da Yalom’un ileri sürdüğü sevgi temasını temsil etmektedir: Sevgi, ölüm kaygısının birey üzerindeki dönüştürücü gücünü tetiklemektedir. Ölümden kaçış yoktur  ama sevgi duygusunun bu etkisi sayesinde katlanılır hâle gelmektedir.

Filmin sonlarına doğru Anne’in konuşmalarının bozulduğu, çığlıklarının arttığı sahneler, Georges’un sabır sınırlarını da ortaya koymaktadır. Eşine ne kadar şefkatle yaklaşmaya çalışsa da zaman zaman öfkesini dile getirmesi, ölüm sürecinin insanî ağırlığını açığa çıkarmaktadır. Yalom’un dediği gibi sevgi, ölümü ortadan kaldırmasa da onu daha dayanılır hâle getirmektedir. Georges burada bir insan olarak kırılır, ama yine de sevgide ısrarını sürdürerek Anne ile olan tutkulu bağını koparmamaktadır. Çok geçmeden Georges’un, Anne’in yaşamı üzerine vermek zorunda kaldığı karar ânı, filmin doruk noktasını teşkil etmektedir. Burada kamera özellikle sabit kalmış, seyirciyi olayın ağırlığıyla baş başa bırakmak için herhangi bir müzik kullanılmamıştır. Bu an ne salt bir cinayet ne de sadece merhamettir; ikisinin iç içe geçtiği, sevginin yön verdiği bir karar ânıdır. Yalom’un varoluşçu düşüncesinde özgürlük en ağır sorumluluklarla birleşmektedir; Georges’un seçimi de özgün ve yegâne ilişkilerinin zirvesidir. Zira verdiği karar, ancak ve ancak Anne ile paylaştıkları sevgi ve bağlılık üzerinden anlam kazanmaktadır.

Son sahnede Georges, Anne’in onu çağırdığını görür ve birlikte evi terk etmektedirler. Bunun bir halüsinasyon mu, anı mı, yoksa metafor mu olduğu belirsizdir. Fakat anlam açıktır: Anne, Georges’un belleğinde yaşamaya devam etmektedir. Yalom’a göre insanlar ölümsüzlüğü eserleriyle, çocuklarıyla ya da sevdiklerinin belleğinde bıraktıkları izlerle bulurlar. Georges’un hayali de bu iz bırakmanın kanıtıdır.

Mutlu Son

Bu örnekler üzerinden yaşlılık ve hastalığın getirdiği fiziksel ve psikolojik zorluklarla birlikte yaşamın son evresindeki varoluşsal sorgulamalar, izleyicinin deneyimlemesini sağlamıştır. Yalom’un perspektifinden bakıldığında, filmdeki karakterlerin ölümle yüzleşmesi, aslında yaşamın anlamını yeniden değerlendirme ve varoluşsal kabullenmeye ulaşma sürecidir. Neticede yaşlılığın getirdiği değişimleri ve ölüme yaklaşmayı kabul etme veya reddetme arasındaki gerilim, Yalom’un vurguladığı gibi yaşamın sonlu doğasıyla yüzleşmenin önemli bir yönünü oluşturmaktadır. Bu süreçte bireylerin kendi sonluluklarını idrak etmeleri, çoğu zaman yaşamın anlamını sorgulamaya iten varoluşsal krizle sonuçlanabilmektedir. İşte bu noktada Georges’un vermek zorunda kaldığı karar gibi birey, ölümle yüzleşebilmek için bir savunma mekanizması olarak kendi kahramanlık hikâyesini biçimlendirmektedir. Böylece ölüm de kalım da kendini haklı çıkardıkları bir öykünün başrolünü paylaşmaktadır. Bu bütünleşmeyle film, ölümün yalnızca bir kayıp değil, aynı zamanda sevgiyle kurulan bağların kalıcılığı üzerinden anlam kazanan bir deneyim olduğunu göstermektedir.

 

*Yazının başlığı, Yekta Kopan’ın aynı adlı romanından (2014) alınmıştır.

[1] Wong, P. & Tomer, A. “Beyond Terror and Denial :The Positive Psychology of Death Acceptance.” Death Studies 35.2 (2011)

[2] Atabay Gazioğlu, F. S., “Psikolojik Belirtilerin Yordayıcıları olarak Ölüm Kaygısı.” Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 2023.

 

 

Rabia Elif Özcan

1995 yılının temmuz ayında, Konya’da doğdu. Bir elinde kalem, bir elinde kitap; okuyarak ve yazarak büyüdü. Ömrüne kelimelerden bir yol çizmek üzere 2014’te Boğaziçi Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümüne başladı. Yürürken, yerken, yaşarken okudu; kelimeleri nefes gibi tüketti, bir bir içindeki mürekkebe doldurdu. Ve gün geldi, bir film şeridinin üzerinde, mürekkep akmaya başladı.

Etiketler: amouraşkIrvin yalommichael hanekeölüm anksiyetesiölüm kaygısıvaroluşculuk
Rabia Elif Özcan

Rabia Elif Özcan

1995 yılının temmuz ayında, Konya’da doğdu. Bir elinde kalem, bir elinde kitap; okuyarak ve yazarak büyüdü. Ömrüne kelimelerden bir yol çizmek üzere 2014’te Boğaziçi Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümüne başladı. Yürürken, yerken, yaşarken okudu; kelimeleri nefes gibi tüketti, bir bir içindeki mürekkebe doldurdu. Ve gün geldi, bir film şeridinin üzerinde, mürekkep akmaya başladı.

YazarınDiğer Yazıları

    The Things You Kill (2025)

    The Things You Kill (2025)

    22 Eylül 2025
    Mekânın Dili Olsa: Bağlamla Konuşan Filmler

    Mekânın Dili Olsa: Bağlamla Konuşan Filmler

    22 Ağustos 2025
    Yazsam Şiir Olur: İşe Yarar Bir Şey (2017)

    Yazsam Şiir Olur: İşe Yarar Bir Şey (2017)

    22 Temmuz 2025
Sonraki Yazı
Ayvalık Film Festivali Günlükleri -5

Ayvalık Film Festivali Günlükleri -5

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Editörün Seçtikleri

Bir Masalın Gölgesinde: En Değerli Hediye (2024)

Bir Masalın Gölgesinde: En Değerli Hediye (2024)

Tuba Büdüş
28 Ağustos 2025

Anıl Eraslan ile Sound Dreams of Istanbul (2025) Üzerine Bir Söyleşi

Anıl Eraslan ile Sound Dreams of Istanbul (2025) Üzerine Bir Söyleşi

İrem Yavuzer
7 Temmuz 2025

All Quiet On The Western Front (2022)

Psycho Therapy: The Shallow Tale of a Writer Who Decided to Write About a Serial Killer (2025) Üzerine

Nesrin Karadağ
17 Mayıs 2025

Sinemanın Dokuz Canı: Yalnızlar, Cadılar, Mafyalar ve Kediler

Sinemanın Dokuz Canı: Yalnızlar, Cadılar, Mafyalar ve Kediler

Ayşe Ekin Sağıroğlu
28 Kasım 2024

Dünden Bugüne: Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali En İyi Film Ödülünün Sahipleri

Dünden Bugüne: Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali En İyi Film Ödülünün Sahipleri

Fil'm Hafızası
18 Eylül 2024

  • Hakkımızda
  • Gizlilik Politikası
  • KVKK
  • Çerez Politikası
  • İletişim

Fil'm Hafızası © 2023

No Result
View All Result
  • Fil’m Hafızası – Keşfetmenin Keyfi
  • Hakkımızda
    • Hakkımızda
    • Ekibimiz
    • Gönüllülük İlanları
  • Film Önerileri
    • Aksiyon – Macera
    • Animasyon
    • Belgesel
    • Bilim Kurgu – Fantastik
    • Biyografi – Tarih
    • Drama
    • Erotik
    • Komedi
    • Korku – Gerilim
    • LGBTİ
    • Müzik – Müzikal
    • Romantik
    • Savaş
    • Suç – Gizem
    • Western
  • Sinema Yazıları
    • Ayvalık Film Festivali 2025
    • 32. Altın Koza
    • 44. İstanbul Film Festivali
    • 25. İzmir Kısa
    • Film Analizleri
    • Eleştiri – İzlenim
    • Liste
    • Özel Dosyalar
    • Röportajlar
  • Haberler
  • Kısa Filmler
  • Spotify
    • Podcasts
    • Playlists
  • Etkinlikler
    • Dinner Talks
    • Film Hafızası Akademi
    • Keşfetmenin Keyfi
  • Galeri
    • BiReplik
    • Bunları Biliyor Muydunuz?
    • Etkinlikler
    • Hafızadan Çıkmayanlar
  • İletişim

Fil'm Hafızası © 2023

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Create New Account!

Fill the forms below to register

All fields are required. Log In

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In