O şehirde iki şey çok meşhurdu; reisin bahçesi ve reisin kızları.
2001 yılında Vizontele filmi ile beyazperdeye merhaba diyen Yılmaz Erdoğan, son olarak 2013 yılında çektiği Kelebeğin Rüyası filmi ile karşımıza gelmiştir. Sanat dünyasına adım attığı günden bu yana üstüne koyarak ilerleyen Yılmaz Erdoğan’ın çoğunlukla güldürürken düşündüren bir sinema anlayışı olduğu herkesçe bilinir. 2011 yılında Nuri Bilge Ceylan ile Bir Zamanlar Anadolu’da çalıştıktan sonra Erdoğan’ın sinema anlayışının da bir nebze olsun değişeceği öngörülüyordu. Nitekim beklenen oldu ve Kelebeğin Rüyası ile alıştığımız anlatısının oldukça dışına çıkarak ciddi ve bir o kadar da hüzünlü bir hikâye ile beyazperdede yerini almıştır.
Takvimler Ağustos 2016’yı gösterdiğinde ise Yılmaz Erdoğan, bu kez uzun yıllardır üzerine çalıştığı Ekşi Elmalar filmi ile tekrar gündemde. Yayınlanan fragman; Yılmaz Erdoğan sinemasının özüne geri döndüğünün sinyallerini vermektedir. Taşra yaşantısının mizahi bir dille ele alındığı film, Hakkâri’den Antalya’ya uzanan 30 yıllık bir süreci ele almaktadır.
Vizontele tadında bir film ile karşımıza gelmeye hazırlanan Yılmaz Erdoğan, izleyenlerine büyük bir güldürü vadederken, bir yandan da dönemin siyasi yapısına dokundurmayı da ihmal etmiyor. Keza onun filmlerinde sıkça görmeye alışık olduğumuz bu durum bir sürpriz değil. Ayrıca Nuri Bilge Ceylan sonrası değişen sinema anlayışı ile kendi özünü harmanlandığında ortaya çıkacak anlatı tarzı ise bir hayli merak konusu.
Filmin oyuncu kadrosunda ise son dönemin popüler oyuncularına rastlamak mümkün. Behzat Ç. ile hatırı sayılır bir hayran kitlesi yakalayan Fatih Artman, BKM’nin parlayan yıldızı Ersin Korkut ve son dönemin öne çıkan yakışıklı aktörlerinden Şükrü Özyıldız filmin beyefendilerini oluşturmaktadır. Onlara Reis Bey’in en az bahçeleri kadar değerli olan kızları rolünde eşlik eden isimler ise Farah Zeynep Abdullah, Songül Öden ve Şükran Ovalı.
Filmin dikkat çeken bir başka önemli noktası ile görüntü yönetimi. Kelebeğin Rüyası’nda ilk defa birlikte çalışan Gökhan Tiryaki ve Yılmaz Erdoğan Ekşi Elmalar için bir kez daha kamera arkasında. Gökhan Tiryaki’nin görüntü yönetmenliği konusundaki ustalığından söz etmeye gerek yok. Ancak onun kamera arkasındaki becerisi ve Yılmaz Erdoğan’ın kendine has üslubu birleştiğinde ortaya çıkacak sinematografinin de harikulade olacağı aşikâr.
Vizontele Tuuba’dan (2004) sonra taşradan uzak kalan Yılmaz Erdoğan’ın, çorak topraklarda kamera arkasına dönüşünü simgeleyen Ekşi Elmalar; aile olabilmeni önemini, aşkı, dönemin siyasi yapısını ve mizahi bir potada eriten, bu yıla damgasını vurabilecek filmlerden biri. Fragmanın bize vadettiği en büyük detay ise çok da spesifik olmayan bir hikâyenin, daha şiirsel bir anlatıyla ve en az Vizontele kadar mizahı yüksek bir şekilde karşımıza geleceği.
[tooplay file=”https://filmhafizasi.ams3.digitaloceanspaces.com/eksielmalar.mp4″ type=”mp4″]