Fil'm Hafızası
  • ANASAYFA
  • HAKKIMIZDA
    • BİZ KİMİZ?
    • EKİBİMİZ
    • GÖNÜLLÜLÜK İLANLARI
  • FİLM ÖNERİLERİ
    • Aksiyon / Macera
    • Animasyon
    • Belgesel
    • Bilim Kurgu / Fantastik
    • Biyografi / Tarih
    • Drama
    • Erotik
    • Komedi
    • Korku / Gerilim
    • LGBTİ
    • Müzik / Müzikal
    • Romantik
    • Savaş
    • Suç / Gizem
    • Western
    We Live in Time (2024)
    Drama

    We Live in Time (2024)

    Selin Tanyeri
    2 gün önce
    Aniara (2018)
    Film Önerileri

    Aniara (2018)

    Nesrin Karadağ
    6 gün önce
    Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku (2014)
    Film Önerileri

    Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku (2014)

    Büşra Soylu Küçükkaya
    6 gün önce
    Click (2006)
    Film Önerileri

    Click (2006)

    Merve Çolak
    1 hafta önce
    Bölük Pörçük: Bir Tuncel Kurtiz Biyografisi (2025)
    Film Önerileri

    Bölük Pörçük: Bir Tuncel Kurtiz Biyografisi (2025)

    Tuba Büdüş
    2 hafta önce
    Eddington (2025)
    Western

    Eddington (2025)

    Serkan Kalender
    2 hafta önce
  • SİNEMA YAZILARI
    • 44. İstanbul Film Festivali
    • 25. İzmir Kısa
    • 31. Altın Koza
    • Analiz
    • Eleştiri – İzlenim
    • Liste
    • Özel Dosya
    • Röportaj
    Yalnızlıktan Yakınlığa: Fallen Leaves (2023)
    Eleştiri - İzlenim

    Yalnızlıktan Yakınlığa: Fallen Leaves (2023)

    Selin Tanyeri
    2 gün önce
    Çürüyen Düzenin Aynası: New Order (2020)
    Sinema Yazıları

    Çürüyen Düzenin Aynası: New Order (2020)

    Nesrin Karadağ
    6 gün önce
    Polizei (1988): İki Coğrafya, Bir Beden
    Sinema Yazıları

    Polizei (1988): İki Coğrafya, Bir Beden

    Büşra Soylu Küçükkaya
    6 gün önce
  • HABERLER
    Edgar Wright İmzalı The Running Man’den Fragman Geldi
    Haberler

    Edgar Wright İmzalı The Running Man’den Fragman Geldi

    İrem Naz Güvel
    7 saat önce
    Adana Altın Koza’ya Başvurular Başladı
    Haberler

    Adana Altın Koza’ya Başvurular Başladı

    Nazlı Esen Albayrak
    21 saat önce
    Christopher Nolan’ın “The Odyssey” Uyarlamasının Vizyon Tarihi Belli Oldu
    Haberler

    Christopher Nolan’ın “The Odyssey” Uyarlamasının Vizyon Tarihi Belli Oldu

    Nazlı Esen Albayrak
    2 gün önce
  • KISA FİLMLER
    Mattia Ahmet Minguzzi Belgeseli (2025)
    Kısa Filmler

    Mattia Ahmet Minguzzi Belgeseli (2025)

    Deniz Tolga Güneysu
    2 ay önce
    Lucky Fish (2022)
    Kısa Filmler

    Lucky Fish (2022)

    Ayşe Şimal Gürdamar
    10 ay önce
    Sousaphone (2019)
    Kısa Filmler

    Sousaphone (2019)

    Yiğit Aksan
    10 ay önce
  • SPOTIFY
    • Playlists
    • Podcasts
  • ETKİNLİKLER
    • Dinner Talks
    • Fil’m Hafızası Akademi
    • Keşfetmenin Keyfi
  • GALERİLER
    • BiReplik
    • Bunları Biliyor Muydunuz?
    • Etkinlikler
    • Hafızadan Çıkmayanlar
  • İLETİŞİM
No Result
View All Result
  • ANASAYFA
  • HAKKIMIZDA
    • BİZ KİMİZ?
    • EKİBİMİZ
    • GÖNÜLLÜLÜK İLANLARI
  • FİLM ÖNERİLERİ
    • Aksiyon / Macera
    • Animasyon
    • Belgesel
    • Bilim Kurgu / Fantastik
    • Biyografi / Tarih
    • Drama
    • Erotik
    • Komedi
    • Korku / Gerilim
    • LGBTİ
    • Müzik / Müzikal
    • Romantik
    • Savaş
    • Suç / Gizem
    • Western
    We Live in Time (2024)
    Drama

    We Live in Time (2024)

    Selin Tanyeri
    2 gün önce
    Aniara (2018)
    Film Önerileri

    Aniara (2018)

    Nesrin Karadağ
    6 gün önce
    Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku (2014)
    Film Önerileri

    Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku (2014)

    Büşra Soylu Küçükkaya
    6 gün önce
    Click (2006)
    Film Önerileri

    Click (2006)

    Merve Çolak
    1 hafta önce
    Bölük Pörçük: Bir Tuncel Kurtiz Biyografisi (2025)
    Film Önerileri

    Bölük Pörçük: Bir Tuncel Kurtiz Biyografisi (2025)

    Tuba Büdüş
    2 hafta önce
    Eddington (2025)
    Western

    Eddington (2025)

    Serkan Kalender
    2 hafta önce
  • SİNEMA YAZILARI
    • 44. İstanbul Film Festivali
    • 25. İzmir Kısa
    • 31. Altın Koza
    • Analiz
    • Eleştiri – İzlenim
    • Liste
    • Özel Dosya
    • Röportaj
    Yalnızlıktan Yakınlığa: Fallen Leaves (2023)
    Eleştiri - İzlenim

    Yalnızlıktan Yakınlığa: Fallen Leaves (2023)

    Selin Tanyeri
    2 gün önce
    Çürüyen Düzenin Aynası: New Order (2020)
    Sinema Yazıları

    Çürüyen Düzenin Aynası: New Order (2020)

    Nesrin Karadağ
    6 gün önce
    Polizei (1988): İki Coğrafya, Bir Beden
    Sinema Yazıları

    Polizei (1988): İki Coğrafya, Bir Beden

    Büşra Soylu Küçükkaya
    6 gün önce
  • HABERLER
    Edgar Wright İmzalı The Running Man’den Fragman Geldi
    Haberler

    Edgar Wright İmzalı The Running Man’den Fragman Geldi

    İrem Naz Güvel
    7 saat önce
    Adana Altın Koza’ya Başvurular Başladı
    Haberler

    Adana Altın Koza’ya Başvurular Başladı

    Nazlı Esen Albayrak
    21 saat önce
    Christopher Nolan’ın “The Odyssey” Uyarlamasının Vizyon Tarihi Belli Oldu
    Haberler

    Christopher Nolan’ın “The Odyssey” Uyarlamasının Vizyon Tarihi Belli Oldu

    Nazlı Esen Albayrak
    2 gün önce
  • KISA FİLMLER
    Mattia Ahmet Minguzzi Belgeseli (2025)
    Kısa Filmler

    Mattia Ahmet Minguzzi Belgeseli (2025)

    Deniz Tolga Güneysu
    2 ay önce
    Lucky Fish (2022)
    Kısa Filmler

    Lucky Fish (2022)

    Ayşe Şimal Gürdamar
    10 ay önce
    Sousaphone (2019)
    Kısa Filmler

    Sousaphone (2019)

    Yiğit Aksan
    10 ay önce
  • SPOTIFY
    • Playlists
    • Podcasts
  • ETKİNLİKLER
    • Dinner Talks
    • Fil’m Hafızası Akademi
    • Keşfetmenin Keyfi
  • GALERİLER
    • BiReplik
    • Bunları Biliyor Muydunuz?
    • Etkinlikler
    • Hafızadan Çıkmayanlar
  • İLETİŞİM
No Result
View All Result
Fil'm Hafızası
No Result
View All Result
Home Sinema Yazıları Röportaj

Ekibimizin Masalsı Kalemi ile Minik Bir Söyleşi: Rabia Elif Özcan

Nurbanu Gürsoy Nurbanu Gürsoy
8 yıl önce
Röportaj, Sinema Yazıları
Okuma Süresi: 7 min
0
0
Ekibimizin Masalsı Kalemi ile Minik Bir Söyleşi: Rabia Elif Özcan
Facebook'ta PaylaşTwitter'da PaylaşWhatsapp'ta Paylaş

­Yazı İşleri ekibinin ‘evvel zaman içinde, kalbur saman içinde…’ dokunuşlu kalemi Rabia Elif Özcan’a hakkında merak ettiklerim, kendisinin sinemaya bakış açısı, masallar  ve  umut ile ilgili birtakım sorular yönelttim. Bu güzel insanı biraz daha yakından tanımak için buyrunuz.

 

Merhaba Elif, malumun “öncelikle biraz kendinizden bahseder misiniz?” sorusu her röportajın başıdır. Buna istinaden, bize biraz hayatından kesitler anlatmak ister misin?  Nerede okuyorsun, hayatına hangi alanda yön vermek istiyorsun, FH ile yolun nasıl kesişti?

2013 yılında hayatımın en doğru kararlarından birini vererek sayısal alanlardan elimi eteğimi çektim ve ömrümün geri kalanında kendimi edebiyata adamak üzere 2014 yılında Boğaziçi Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü’ne başladım. O zamana kadar, bulduğum her vakitte, her fırsatta kendimi okumaya veren biriyken edebiyat bölümüne başlamamla birlikte okumaktan geriye kalan vaktinde biraz uyuyabilen, biraz da beslenebilen biri oldum. Ama hep derim, “Atın ölümü arpadan olsun.” J Okudukça yazdım, yazdıkça okudum; kelimeli, öykülü, masallı rüyalar kurdum. Hayatıma da bu rüyaların doğrultusunda yön vereceğim galiba. Fil’m Hafızası’yla, daha doğrusu ekibin kendisiyle yolumun kesişmesi de platformu takip eden çok yakın bir arkadaşımın, o dönemde yazarlık başvurularını görüp “Elif, hadi şimdi başvuruyoruz,” demesiyle oldu. Kabul edileceğime dair herhangi bir beklentiyle başvurmamıştım açıkçası, ama bir anda kendimi ekibin içinde buldum; üstelik herkesin, görev bilincine sahip olduğu, birbirini her konuda yönlendirip desteklediği, gönüllülüğün verdiği samimiyetle çok güzel arkadaşlıkların kurulduğu, oldukça başarılı bir ekip 🙂

Benim takip ettiğim ve bildiğim kadarıyla masal anlatıları yapıyorsun, aynı zamanda mitolojik ve zamansal filmlerle de aran iyi. Masal âlemi çok başka değil mi, seni onun içine çeken etkenler ne oldu?

İstanbul’un ve okulumun hakkını vermem gerek bu konuda, masal dinletileri ve masalın beden diliyle ilk burada tanıştım. Ben de daha ilk kelimede büyülendim tabii ve bu büyünün etkisinden çıkmayı da hiç düşünmedim bir daha. Çünkü hayal gücü ve düşler, gerçekliğin sınırlarına karşı çıkarak umuda aralanan, böylece hudutsuz bir dünyada dilediğimiz gibi dolaşmamıza izin veren iki kapı. Bu kapıların eşiğinden geçmedikçe de güzelleşmiyor hayat. Bu yüzden zamanı, mekânı kaybeden kelimelerle düşünmeyi, bu tür etkinliklerde bulunmayı ve bunun üzerine okuyup izlemeyi tercih ediyorum.

Yazılarını okurken bambaşka yerlere götürüyorsun insanı, bir filmi izlerken ya da o film hakkında yazı yazmaya karar verdiğinde nereden başlıyorsun, nelere dikkat ediyorsun?

Öncelikle kendimle ilgili şunu söylemeliyim ki söz konusu yazmak olunca çok “müşkülpesent” ve belki “takıntılı” biri hâline geliyorum, bu yüzden de oldum olası bereketli bir yazar değilim J Bereketli derken, bir yazıyı kaleme alabilmem için pek çok unsurun bir araya gelmesi gerekiyor. Bunun yanı sıra, kimi zaman saatleri bulan düşünüp tartma, kelimeleri eğip bükme aşaması var, ki benim gibi kendi yazılarını çok zor beğenen biri için bitmek bilmeyen bir süreç. O yüzden ben de hiç zorlamadan yalnızca beklemeyi tercih ediyorum; izlediğim bir sahne, zihnimde tekrar tekrar dönüp dolaşan bir cümle beni bir defa etkilediğinde anlarım, kalemi elime alma vakti gelmiştir. O kıvamı yakaladığımda içime bir tohumun düştüğünü ve hızla büyüdüğünü hissederim. Adeta bir doğum süreci yaşarım o an; kelimelerin, doğumu tamamlanmadan ne bir şey yiyebilirim ne uyku uyuyabilirim. Gecenin bir vakti yatağımdan fırlayıp hakkında sabaha kadar yazdığım, beni uyutmayan filmler oldu hatta J Yazı güzel olsun ya da olmasın, doğumu gerçekleştirene kadar huzur bulamam. Tüm bunlar başından sonuna kadar kendiliğinden ve doğaçlama olur. Bu yüzden hiçbir yazı için “Şu kısmından ele alırım, şurasından başlarım,” diyemem. Duygularımı yakalamışsa eğer, yazının kendisi başlatır her şeyi.

Konuştuğum herkese sormak istediğim bir sorudur bu, sen ilk olacaksın; neden sinema?

Sinema, müzikten edebiyata, resimden dramaya; görsel, işitsel pek çok sanat dalını tek bir bünyede bir araya getiren apayrı bir sanat. Bu bakımdan sinema, tek bir eserinde diğer birçok sanatın tadını da izleyiciye sunan zengin, doyurucu bir içeriğe sahip. Göze ve kulağa ayrı hitap ediyor, bunun yanında duygulara ve düşüncelere dokunuyor; kimi yerde cümleleri izleyicinin düş dünyasında kurduruyor, kimi yerde kelimeler bitiyor ve yalnız renkler, müzikler, hisler kalıyor. Sinema böyle bir harman işte, duyulara ve zihne bu kadar çok hitap eden unsur bir araya gelince etkilenmemek mümkün değil. Kaldı ki, bu etki altındayken “neden sinema” sorusunu kelimelerle açıklamak da pek mümkün görünmüyor 🙂

 

 

Peki, izledikten sonra hayatının değiştiği değil ama şu filmin şu sahnesini şu repliğini hiç unutmuyorum dediğin bir film var mı?

Bu sorunun cevabı benim için yıllardır değişmedi sanırım, Perfume: The Story of a Murderer (2006) filminin son sahnesi; Jean-Baptiste Granuoille’nün, herkesi tek bir damlasıyla bile büyüleme kudretine sahip, dünyanın en güzel kokusunu içeren o bir şişe parfümü, kendi ölümünü getireceğini bile bile sevgiyi bir nebze olsun tadabilmek, ilgi görebilmek uğruna başından aşağı döktüğü sahne… Herhangi bir empati kurduğum için beni etkiliyor diyemem, ama sahneyi izlerken iliklerime kadar hissettiğim duyguyu hiçbir zaman kelimelerle ifade edemedim. Acıma, parçalanma, üzüntü, sevgi, şefkat… O sahneyi ne zaman izlesem hepsi karışıp fırtınaya dönüşüyor sanırım içimde. Bunun yanında bir de birincilik sırasını Perfume’le paylaşan The Man From Earth (2007) var. Burada da 14000 yaşındaki kahramanımız John’un diğerlerine anlattığı, inanması güç hikâye karşısında Dan şöyle der: “John, bu anlattıklarını bize hiçbir koşulda kanıtlayamaz. Tıpkı bizim de aksini ispat edemeyeceğimiz gibi…” Kelimelerin, hikâyelerin, masalların, ayrıca görsel sanatların, yani iletişim aracı olan her şeyin yaptığı da bu zaten: bir kurgu oluşturmak, o kurguyu ifade edecek, karşıdakine iletecek bir araç hâline gelmek ve ne doğruluğu kanıtlanabilen ne de aksi ispatlanabilen bir dünya yaratmak. İşte bu, anlatma sanatının gücünden, büyüsünden başka bir şey değil galiba.

Filmlerin beslendiği en büyük kaynağın ne olduğunu düşünüyorsun?

Kelimenin tam anlamıyla “bakış açısı” diyebilirim. Hayal gücü, anlatma ihtiyacı, değişik iletişim yollarıyla kendini ifade etme çabası, insan olarak hepimizin tabiatında yer alan özellikler. Ancak bunlar için ve bunların yoluyla ortaya koyduğumuz ürünleri birer eser hâline getiren, etrafımızı, doğayı, yaşadıklarımızı, tanık olduğumuz durumları, özgün bakış açısıyla yorumlayarak yeniden yansıtışımız. Bu nedenle bir filmi değerlendirirken farkında olmadan –ister istemez- hepimiz, söylenme/işlenme biçimi farklı olanı beğenmeye, bir yandan da his dünyamızı en çok kuşatana ve etkileyene meylediyoruz. Demek ki ana kaynak insanî hisler ve bunun özgün yansıtılma biçimi.

Muazzam derecede fikir ayrılıklarının ve ayrıştırmaların olduğu bir ülkede yaşıyoruz ve sanata dair olan şeylere ulaşım günden güne zorlaşacak gibi hissediyor insan bir süre sonra. Bu noktada biraz distopik düşünecek olursak; hiç film çekilmeyen ve sinema salonlarının kaldırıldığı bir yerde hayatta kalırdık belki ama yaşamak ne denli mümkün olurdu sence?

Bugüne kadar sinemanın teknik yönüne dâhil olan çoğu unsur –görüntüleme, ışık vb.- belki kasıtlı olmadan, rastlantılar sonucunda icat edildi; ama fotoğrafın statik yapısını hareketle birleştirmek, yani hareketi kaydetmek, XIX. yüzyılın sonlarında özel ve titiz çalışmalar sonucunda gerçekleştirildi. Bu anlamda sinema, bir talebi karşılamak üzere icat edilen bir teknik. Talepten söz ediyorsak eğer, demek ki eksikliği hissedilen bir şey var ortada, ki bu da yalnız sinemanın sağladığı, kendine özgü gösterme-iletişim biçimi. Sinemanın olmadığı bir dünyada insanlar yüzyıllar boyunca yaşamışlar; ama sonunda göstererek kendini ifade etme ihtiyacını bir şekilde karşılamak üzere çözüm arayışına girmişler. Lumiere kardeşler ilk film çekim tekniğini icat etmemiş olsalardı muhtemelen bugün onun yerine görsel alanda alternatif bir teknik geliştirilirdi. Bunun adı sinema olmazdı belki ama yine görüntüyü, sesi ve hareketi birleştiren başka bir teknikle, benzer bir sistem geliştirilirdi. Çünkü ister edebiyat olsun, ister resim, müzik, heykel ya da sahne sanatları; hepsi de insanın “kendini ifade etme ihtiyacı”ndan ileri gelen, kaçınılmaz birer sonuç.

Biraz da ütopik düşünüp konuyu tatlıya bağlayalım; senin için umut hep var mıdır?

Umut, benim için hayal gücüyle eşdeğer. Ancak bunun da ötesinde, suskunluğunda da konuşmalarında da hiç durmadan paralel bir hayal dünyasında yaşayan biri olarak aynı zamanda nefes almaya, suya, yaşamaya bedel. Hayatımızda her şey çok karamsar, her yolun sonu tıkanmış gibi görünüyorsa eğer, demek ki umudun durduğu açıdan bakmamışız, henüz o açıyı keşfetmemişizdir. Yalnızca elindeki gerçeklerle kendilerini sınırlayanlar, bir adım ötesine gitmekten çok uzaktırlar. Onların karşı çıktıklarının aksine hayal etmek, damağımıza bal çalmak değil; onu beslemek, iyileştirmek, bir bebeğin doğumu gibi ona can bahşetmek ve böylelikle bir adım ötesine kapı aralamak çünkü. Başka türlü nefes alabilmek de mümkün değil zaten.

 

 

Nurbanu Gürsoy

1993 yılının mart ayında İstanbul'da çıktığı bu garip yolculuk, ismini bir avuç içinde bulunan kağıtlar arasından kendi eliyle seçerek başladı. Lise hayatının son senesinde sinemanın büyülü dünyasını fark etti ve 2011 yılında sinema okumaya başlayarak farkındalığını resmiyete döktü. O gün bugündür okur, izler, keşfeder ve yazar. Artık yolda yürürken kafasında çektiği klipleri kameraya dökebiliyor. Bir de içi durmadan seyahatler çekiyor.

Etiketler: anasayfaPerfume: The Story of a Murdererrabia elif özcan
Nurbanu Gürsoy

Nurbanu Gürsoy

1993 yılının mart ayında İstanbul'da çıktığı bu garip yolculuk, ismini bir avuç içinde bulunan kağıtlar arasından kendi eliyle seçerek başladı. Lise hayatının son senesinde sinemanın büyülü dünyasını fark etti ve 2011 yılında sinema okumaya başlayarak farkındalığını resmiyete döktü. O gün bugündür okur, izler, keşfeder ve yazar. Artık yolda yürürken kafasında çektiği klipleri kameraya dökebiliyor. Bir de içi durmadan seyahatler çekiyor.

YazarınDiğer Yazıları

    Seni Burada Kimse Duyamaz: Berlin Syndrome

    Seni Burada Kimse Duyamaz: Berlin Syndrome

    22 Haziran 2017
    Karakterlere Tutkularının Yön Verdiği Filmler

    Karakterlere Tutkularının Yön Verdiği Filmler

    2 Haziran 2017
    Bir Fragman: Hayat, seçimlerindir – L’avenir

    Bir Fragman: Hayat, seçimlerindir – L’avenir

    24 Nisan 2017
Sonraki Yazı
Aronofsky’nin Yeni Filmi ”Mother” Korku Türünde Karşımıza Çıkıyor

Aronofsky'nin Yeni Filmi ''Mother'' Korku Türünde Karşımıza Çıkıyor

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Editörün Seçtikleri

Ölümü İmgelemek: The Shrouds (2024)

Ölümü İmgelemek: The Shrouds (2024)

İpek Ömercikli
1 Haziran 2025

All Quiet On The Western Front (2022)

Psycho Therapy: The Shallow Tale of a Writer Who Decided to Write About a Serial Killer (2025) Üzerine

Nesrin Karadağ
17 Mayıs 2025

Zamansız, Yersiz, Ama Bize Dair: David Lynch’in Ardından

Zamansız, Yersiz, Ama Bize Dair: David Lynch’in Ardından

Fil'm Hafızası
2 Nisan 2025

81. Venedik Film Festivali’nden İzlenimler

Hegemonyayı Öldürmek: Hemme’nin Öldüğü Günlerden Biri (2024)

Tülay Işık Kalafat
8 Mart 2025

Foucault’un Biyo-İktidar* Perspektifinden Atwood’un Feminist Üstopyası: The Handmaid’s Tale (2017-…) -1

Foucault’un Biyo-İktidar* Perspektifinden Atwood’un Feminist Üstopyası: The Handmaid’s Tale (2017-…) -1

Tuba Büdüş
21 Temmuz 2024

  • Biz Kimiz?
  • Gizlilik Politikası
  • KVKK
  • Çerez Politikası
  • İletişim

Fil'm Hafızası © 2023

No Result
View All Result
  • Anasayfa
  • Hakkımızda
    • Biz Kimiz?
    • Ekibimiz
    • Gönüllülük İlanları
  • Film Önerileri
    • Aksiyon / Macera
    • Animasyon
    • Belgesel
    • Bilim Kurgu / Fantastik
    • Biyografi / Tarih
    • Drama
    • Erotik
    • Komedi
    • Korku / Gerilim
    • LGBTİ
    • Müzik / Müzikal
    • Romantik
    • Savaş
    • Suç / Gizem
    • Western
  • Sinema Yazıları
    • 44. İstanbul Film Festivali
    • 25. İzmir Kısa
    • 31. Altın Koza
    • Analiz
    • Eleştiri – İzlenim
    • Liste
    • Özel Dosya
    • Röportaj
  • Haberler
  • Kısa Filmler
  • Spotify
    • Podcasts
    • Playlists
  • Etkinlikler
    • Dinner Talks
    • Fil’m Hafızası Akademi
    • Keşfetmenin Keyfi
  • Galeri
    • BiReplik
    • Bunları Biliyor Muydunuz?
    • Etkinlikler
    • Hafızadan Çıkmayanlar
  • İletişim

Fil'm Hafızası © 2023

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Create New Account!

Fill the forms below to register

All fields are required. Log In

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In