Bir Zamanlar Anadolu’da (2011)
“Samanlıkta iğne arar gibi çekilen onca saatlik görüntünün içinden daha önce bulamadığım bir görüntü parçası her şeyi değiştirebilir.” Nuri Bilge Ceylan
Nuri Bilge Ceylan’a Cannes Film Festivali’nde Jüri Büyük Ödül’ünü kazandıran Bir Zamanlar Anadolu’da (2011) bozkırın ortasında, gecenin karanlığında saatler süren bir ceset arayış hikayesi. Aslında çok daha fazlası, savcının, komiserin, doktorun katilin, cinayeti araştıran herkesin, ruhlarındaki karanlığın hikayesi.
Hayran olduğumuz yönetmenlerin nasıl çalıştıkları, çekim sırasında neler yaşadıkları, neler hissettikleri hepimizin kapısını aralayıp, keşfetmek istediğimiz sorular. Nuri Bilge Ceylan’ın kurgu sürecinde kaleme aldığı Bir Zamanlar Anadolu’da Kurgu Günlüğü, bizi Türkiye sinemasının en değerli yapımlarından birinin doğum sürecini keşfettir.
Filmin en can alıcı sahnelerinden biri olan; muhtarın evi sahnesindeki elektrik kesintisi ve kızın yüzüne yakınlaşma, senaryoda olmayan çekim sırasında Nuri Bilge’nin aklına gelen bir fikirdir. Karakterler mola vermek için muhtarın evinde gider ve yemekler yenirken elektrikler kesilir. Herkes sessizlik içinde karanlıkta otururken filmin nadir kadın karakterlerinden olan muhtarın kızı içeriye girer. Nuri Bilge Ceylan, çekim esnasında elektrik kesintisine ve kızın masum yüzüne bağlamaya karar verir. “Aslında çekime girmeden önce senaryo aşamasında kızın yüzünü göstermeme niyetindeydim. Ama çekimde bulduğum fikirler ve kızı oynayan oyuncunun güzelliği beni bir şekilde kızın yüzünü gösterme fikrine doğru kaydırdı. Kızın yüzünü önce odaya girdiği ilk anda, sonra da doktora çay vermek için eğildiğinde görecek şekilde çekimler yaptım. Bir de bu çekimleri hem 50 hem de 35 mm’lik objektifler ile çektik. (…) Yakın planda yürek parçalayıcı bir masumiyet ve tazelik var.” (Bir Zamanlar Anadolu’da Kurgu Günlüğü s. 5-6)
Yağmur Karagöz