Ege Üniversitesi İletişim Çalışmaları Topluluğu, 8’inci Ege Belgesel Film Günleri’nde insan hakları ve sorunlarına ilişkin çalışmaları izleyicilerle buluşturacak. Rektörlüğün tüm etkinlikleri yasaklamasından sonra imza kampanyası ve gösteriler ile etkinliği yapmak için çalışan öğrencilere izin çıkmayınca festival kampüs dışına çıktı.
14-17 Mayıs tarihleri arasında Fransız Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilecek etkinlikte toplam 27 belgesel film gösterilecek
Ege Üniversitesi İletişim Çalışmaları Topluluğu’nun 7 yıldır başarıyla düzenlediği Ege Belgesel Film Günleri 8’inci kez izleyicilerle buluşacak. 7 yıldır yurtiçi ve yurtdışında çekilmiş , insan haklarına ve sorunlarına ilişkin belgesellerin gösterimini ticari bir amaç gütmeden yapan İletişim Çalışmaları Topluluğu, bu yıl seçilen belgesellerde, insan haklarına ve insanın nasıl daha iyi yaşayabileceğine dair göndermelerin bulunmasına önem verdi.
Şubat ayında üniversite içerisinde çıkan kavgada bir öğrencinin yaşamını yitirmesinin ardından yaşanan olağanüstü hal gerekçe gösterilerek kampüs içinde yapılmasına bu yıl rektörlük tarafından izin verilmeyen festival bu yıl ilk kez kampüs dışında Fransız Kültür Merkezi’nde izleyicilerle buluşacak. Ege üniversitesi yönetimi bu yıl tüm kültürel, sportif ve bilimsel etkinlikerin kampüs içerisinde yapılmasını yasaklamış durumda.
Festival kapsamındaki belgesel filmler arasında dünyanın pek çok bölgesinden ve kültüründen beslenmiş yapımlar yer alıyor. 4 gün sürecek Ege Belgesel Film Günleri’nde Paris’te sokakta yaşayan 13 ana karakterin hikayelerinin anlatımıyla oluşan ve kartpostallarda olan Paris’ten farklı bir görüntüyü ulaştıran belgesel “Dünyanın Kenarında”, Mıgırdiç Margosyan’ın anlatımıyla, Diyarbakır’da yaşamış Ermenilerin yaşadıklarını ve Diyarbakır’ın geçmişte kalan, unutulan sosyal, kültürel dokusunu konu alan “Gavur Mahallesi”, Kürtçe isim edinememiş ve iki isimle yaşayan insanların trajikomik hikayelerine odaklanmış bir belgesel “Nave te Çiye?”, Uruguay eski Devlet Başkanı Pepe Mujica’nın hayatını anlatan “Pepe Mujica: Çiçek Bahçesinden Dersler”, Aitor Merıno ve Amaya Merıno’nun BASK sorununu dikkat çekici bir anlatımla ortaya koyduğu “Asier ve Ben”, sinema emekçilerinin sansür tüzüğü ve sosyal hakları nedeniyle Ankara’ya kadar süren 3 günlük yürüyüşünü perdeye taşıyan “Yollara Düştük” ve kendi kendini yetiştirmiş bir kameraman olan Filistinli köylü Emad Burnat’ın gözüyle Filistin’de yaşananların anlatıldığı “5 Kırık Kamera” gibi belgesel filmler yer alıyor.