Ödüllü Türk yapımcı Mustafa Kaymak’ın pandemi konulu kısa filmi Leylak, dünya prömiyerini Tribeca Film Festivali’nde yapacak.
Mustafa Kaymak‘ın yazdığı, Scott Aharoni ve Dennis Latos‘un yönettiği kısa film Leylak, dünya prömiyerini Haziran ayında Tribeca Film Festivali‘nde yapacak. Sarmaşık ve Kış Uykusu filmleriyle bilinen ödüllü oyuncu Nadir Sarıbacak, kısa filmin başrollerini ilk sinema deneyimini yaşayan 13 yaşındaki genç oyuncu Isabella Haddock ile paylaşıyor. Sarıbacak, pandemide eşini kaybeden mezar işçisi Yusuf karakterini canlandırırken, Haddock Yusuf’un kızı Renk rolünde. Leylak, New York’ta yaşayan göçmen bir ailenin Coronavirüs yüzünden dağılmasını, hastalığın ve kaybın travmasını işliyor. Filmde, Yusuf’un salgın nedeniyle başına gelen talihsiz olayı kabullenme sürecini ve 11 yaşındaki kızı Renk’le birlikte her şeye rağmen hayata yeniden sarılma yolculuğunu izliyoruz.
Salgın sebebiyle uzun süredir sanal ortamda düzenlenen festivallerin ardından, Haziran ayında Tribeca Film Festivali, kapılarını izleyicilere açmayı planlıyor. Senarist ve yapımcı Mustafa Kaymak, dünya prömiyerini saygın festivalde yapacak olmanın mutluluğunu yaşadıklarını ve bu yıl yüz yüze gerçekleşeceği için festivalin daha büyük önem taşıdığını belirtti.
61. Gün
Kaymak, hikayeyi yazma sürecinden de bahsetti: “Hikaye, pandemide en ağır kayıpları veren eyaletlerin başında gelen New York’ta geçiyor. New York, bir dönem kapanmıştı ve Central Park da dahil olmak üzere,
pek çok açık alanda çadırlar kurularak geçici hastaneler oluşturulmuştu. Biz de zamanın ruhunu yakalamak istedik böyle bir hikaye anlatarak. Sinemanın böyle bir gücü var. Olayın ciddiyetini göstermek ve bunu boyutlandırmak amacıyla da Upstate New York’ta görkemli bir mezarlık oluşturduk. 61 tane mezar kazdık.
61 sembolik bir rakamdı. Bu hikayeyi yazmaya başladığım zaman pandeminin 61. günüydü ve olayın ciddiyetini yeni yeni fark etmeye başlıyorduk.”
Göçmenler Ön Saflarda
Mustafa Kaymak‘ın sık sık işlemeyi tercih ettiği bir konu olan göçmen olmanın zorlukları, Leylak filminde de büyük önem taşıyor. Film, salgın döneminde göçmenlerin, sağlık çalışanlarıyla beraber ön saflarda risk altında çalıştıklarına dikkat çekiyor. Kaymak, ailesini geçindirmek için salgın sürecinde çalışmaktan başka çaresi olmayan yasal ya da kaçak pek çok göçmenin, virüs yüzünden hayatını kaybettiği vurguladı: “Bu hikaye, bu
göçmenlerden sadece bir tanesinin hikayesi ve biz de zaten hikayemizi tüm sağlık çalışanlarına, hayatını kaybedenlere ve onların yakınlarına adadık.”
Leylak, aynı zamanda pandeminin farklılaştırdığı kayıp ve yas sürecini işliyor. Kaymak ve ekibi, film ile beraber ölüm ile yüzleşme hep çok zorken, salgın döneminde insanların sevdiklerine veda dahi edememesinin trajikliğini vurguluyorlar.
Ayrıca Mustafa Kaymak, daha önce birçok festivalde ödül alan Green filminde New York’ta göçmen olmanın zorluklarını perdeye yansıtmıştı.
2001 yazında İzmir’de doğdu. İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü’ne devam ederken Psikoloji ile de çap yapma mücadelesi veriyor. Sık sık dünyadaki tüm kitapları okuyamayıp tüm filmleri izleyemeyeceğini fark edip derin bir boşluğa düşer ama sonra denemeye devam eder. Ayda bir "Kendine Ait Bir Oda”yı okuyup yazılarının basıldığını hayal etmek en büyük hobilerinden.