V For Vendetta (James McTeigue, 2005)
“Hatırla, Kasım’ın 5’ini hatırla.” cümlesi ile başlar ve devam eder; “Bize insanları değil fikirleri hatırlamamız söylendi. Çünkü bir adam yenilebilir, yakalanabilir, öldürülebilir, unutulabilir. Fakat bir fikir dört yüz yıl sonra bile hala dünyayı değiştirebilir. Fikirlerin gücüne ilk elden tanık oldum. Fikirler uğruna ölen ve öldüren insanlar gördüm. Ama bir fikre dokunamaz, tutamaz hatta öpemezsiniz. Fikirler kanamaz, acı çekmez ve sevmezler ve özlediğim şey bir fikir değil, bir adam. 5 Kasım’ı bana hatırlatan adam… Asla unutmayacağım adam…”
Birleşik Krallıkta yaşayanlara 5 Kasım’ı hatırlatan adam Guy Fawkes’dir. Hikayesi ise 17. yüzyıla dayanmaktadır. 5 Kasım 1605’te, bir grup muhafazakâr Katolik, çok büyük çaplı bir terörist eyleme kalkışmıştır. Parlamentonun altına döşedikleri barut fıçıları ile parlamentoyu ve Protestan kralı havaya uçurmaya niyetlenmişler ancak Guy Fawkes’in yakalanması, tüm plan suya düşmüştür. Başarısızlıkla sonuçlanan bu eylem, “Barut Komplosu” adı ile anılmış ve dört yüz yıldır 5 Kasım tarihi Birleşik Krallıkta “Guy Fawkes Gecesi” olarak havai fişekler ve büyük şenlik ateşleri eşliğinde, komplonun başarısızlığa uğramasının yıldönümü olarak kutlanmaya başlanmıştır.
V For Vendetta gibi anarşizmi savunan (filmde ne kadar anarşizm propagandası yapılmıştır tartışılır ancak filmin uyarlandığı çizgi roman bunun peşindedir) bir filme konu edilen hikâyenin temelinde, muhafazakâr bir Katolik’in ilerici bir Protestan kralı öldürmeye kalkması eleştirilse de son tahlilde, gerici de olsa bu eylem iktidara karşı gelişin sembolü bir olaya dönüşmüştür. Bu neden ile Guy Fawkes’in ideolojisinden çok, kalkıştığı eylemin tarih içinde edindiği yeni anlam üstünde düşünüp, filmin değerlendirilmesi gerektiği kanaatindeyim. Çizgi roman ve arkasından filmle birlikte, dünyadaki bütün hükumet ve sistem karşıtı protestolarda Guy Fawkes maskesi kullanılmaya başlanmış ve Guy Fawkes popüler ve protest kültürün ögesi haline gelmiştir. Tarihin garip bir cilvesi olarak; terörist eylemleri lanetlemek için kutlanan 5 Kasım, günümüzde baskı rejimlerine karşı protest bir duruşun sembol tarihi haline gelmiştir. Guy Fawkes, dört yüz yıldır terörist olarak anıldıktan sonra bugün filmin de etkisi ile ötekilerin birliğinin, birleşmenin, adil ve özgür dünya isteğinin simgesi ve direnişçilerin yüzü olmuştur.
V For Vendetta, filmin yapımcılığını üstlenen Wachowski kardeşler tarafından, Alan Moore’nin yazıp David Lloyd’un çizdiği aynı isimli çizgi romandan sinemaya uyarlanmıştır. Yönetmen ise James McTeigue’dir. Filmin başrollerini Hugo Weaving ve Natalie Portman paylaşırlar. Olay, İngiltere’de ve yakın bir gelecekte geçmektedir. Filmde, diktatör bir rejime karşı başlayan bireysel bir başkaldırının nasıl toplumsal hale geldiği gösterilir.
Nükleer savaşın ardından baskıcı bir rejim iktidara gelmiştir ve hükumet deyim yerinde ise buldozer gibi halkın üstünden geçmekte ve onu sindirmektedir. İktidardakiler manipülasyonla ülkeyi istedikleri gibi yönetmeye başlamışlardır. Gece belli bir saatten sonra sokağa çıkmak yasaktır ve sözüm ona şehrin güvenliğinden sorumlu olan Kolcular görevlerini suiistimal etmeyi kendilerinde beis görmezler. Kendini kurtarıcı gibi gösterip halkın sevgisini kazanan Başkan Adam Sutler ise propaganda yöntemleri ve nefret söylemleriyle tıpatıp bir Adolf Hitler göndermesidir. Böyle bir düzende adalet ve özgürlük için savaşan tek kişi ise V’dir ve bir gün televizyon kanalında çalışan Evey ile yolları kesişir.
Bir 5 Kasım gecesi V, ülkenin kapalı devre yayım yapan tek televizyon kanalını ele geçirir ve halka seslenir. V, bu akşam yapacağı eylemin arkasından asıl büyük eylemini bir yıl sonra gerçekleştirmek üzere halktan destek ister. Bir sonraki yıl yine 5 Kasım’da bu kez parlamento binasının önünde buluşmak üzere diyerek yayını terk eder ve Tchaikovsky’nin 1812 uvertürü eşliğinde adalet sarayı olan Old Bailey’i havaya uçurur.
V, göçmenler, Müslümanlar, eşcinseller ve terörist olarak ilan edilen kimselerin toplandığı bir toplama kampından sağ olarak kurtulmayı başarmış, ona ve onun gibilere yapılan zulmü ödetmeye ant içmiş bir kahramandır. Ancak mücadelesini kişisellikten çıkararak halkın direnişine dönüştürmeyi hedeflemektedir. Bu neden ile bir yıl sonra buluşmak üzere halkı ile randevulaşır.
“İnsanlar hükümetlerinden değil, hükümetler insanlarından korkmalıdırlar.” V For Vendetta, tam da bu fikir üzerine kurar hikayesini. “Dans edemediğim devrim, devrim değildir” repliğiyle Emma Goldman’a selam çakmayı da ihmal etmez.
Son sözünü ise kötü adamlarla giriştiği kavganın sonunda söyleyecektir V. Defalarca kez vurulmasına karşın ölmemesine şaşıran Bay Creedy’e, “Bu maskenin altında etten fazlası var. Bu maskenin altında bir fikir var ve fikirlere kurşun işlemez.” der ve isyan ateşini yakar. İyi seyirler…
Ezgi Ulukoca