Mayıs ayında SineBU’da Karl Marx’tan, araştırmacı Kaptan Kusto’ya; Müzisyen Yavuz Çetin ve Kerim Çaplı’dan, şarkıcı Dalida’ya biyografik anlatılar hâkim. 8 filmin gösterimde olacağı seçkide Fransa, Almanya ve Türkiye’den yapımlar bulunuyor.
ODYSSEY: Jacques-Yves Cousteau, nam-ı diğer Kaptan Cousteau’nun gerçek hikâyesini konu alıyor. Bilim insanı, çevreci ve yönetmen yönüyle tanınan Cousteau, unutulmaz anlatısı SESSİZ DÜNYA ile Oscar ve Altın Palmiye ödüllerini beraber almış ve “uçmak” olarak tanımladığı su altında oluşu tüm dünyaya resmetmişti.
KAYGI: Son yılın en dikkat çeken Türkiye sineması filmi, 2017 Berlin Film Festivali’ne kabul edilen tek yerli yapım oldu. Psiko-gerilim altyapısı üzerine inşa edilen bir anlatısı olan KAYGI, Yeni Türkiye sinemasından politik konumlanışı ile farklılaşıyor.
BLUE: Hiç kayıt yayınlamayan bir gurup düşünün: Blue Blues Band. 90’larda Türkiye sahnelerinde sadece cover yaparak “ciddi bir hayran kitlesi”ne ulaşıyorlar. Toplum, müzik, endüstri ve kendi zihinleri ile kavgalı müzisyenler Yavuz Çetin ve Kerim Çaplı BLUE filminin merkezindeler.
UMUT: Yılmaz Güney sineması diye tabir edilen sinema dilinin ilk filmi olarak kabul edilir. Yönetmenin deyimi ile “umut umutsuzluğun ürünü; umutsuzluk ise umudun bir sonucudur.” 1970 yılında gösterilen film, 2. Altın Koza Film Festivali’nde en iyi film ödülünü aldıktan sonra sistematik engellemelere rağmen günümüze kadar geçerliliğini yitirmemiş; hatta ironik bir şekilde kültür bakanlığı tarafından 2015 yılında restore edilmişti.
DALIDA: 60’lar ve 70’ler Fransa’sında albümleri 150 milyondan fazla satan şarkıcı Dalida’nın hayatını konu alıyor. Bir başarı hikayesi gibi kulağa gelen anlatı şarkıcının inişli çıkışlı içsel dünyasını; arka arkaya intihar eden sevgililerinden sonra hayatın anlamını arayışa çıktığı ve trajik bir şekilde hayatını noktalayışını da resmediyor.
Mayısta SineBU’da sesli betimleme seçeneği ile gösterilecek olan THINGS TO COME, henüz ikinci uzun metrajı olmasına rağmen yöentmeni Mia Hansen-Løve’ın epey olgun bir anlatısı olarak göze çarpıyor. Film konfor alanı derin yaralar alan orta yaş sonlarındaki karakterinin hayata ve özgürlüğe dair korkutucu aydınlanmalarını sekteye uğramayan bir ritim ile ele alıyor. Filmin 2016 Berlin FF’nde yönetmenine gümüş ayı kazandırdığını da hatırlatalım.
ENGELSİZ FİLMLER FESTİVALİ
Türkiye ve dünya sinemasının en iyi örneklerinden oluşan film programı ile yan etkinliklerini görme, işitme engelli bireyler için erişilebilir bir formatta sunan ve tüm etkinliklerini erişilebilir mekanlarda gerçekleştiren Engelsiz Filmler Festivali’nin İstanbul ayağı 12-14 Mayıs tarihleri arasında SineBU’da gerçekleşecek.
Festival’de bu sene uzun, kısa ve belgesel toplam 34 film, “Engelsiz Yarışma”, “Türkiye Sineması”, “Dünyadan”, “Engel Tanımayan Filmler”, “Uzun Lafın Kısası”, “Çocuklar İçin”, “Sinema Tarihinden” ve “Otizm Dostu Gösterim” tematik başlıkları altında toplandı.
Festival’deki tüm filmler göremeyenler için sesli betimleme, duyamayanlar içinse işaret dili ve ayrıntılı altyazı ile gösteriliyor. Festivalde gösterimler ve yan etkinlikler ücretsiz olacak. Daha fazlası için buraya bakabilirsiniz.