İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi tarafından düzenlenen ayrımcılık temalı 5. Suç ve Ceza Film Festivali’nde çarpıcı bir film ve konu işlendi: “Çember” ve “Çemberin içine sıkışmış yeni kimlikler”
Beyoğlu Atlas Sineması’nda konuyu işleyen ‘Çember’ adlı filmin gösteriminden sonra düzenlenen Panelin adı “Toplumsal Algıdan Sinemaya: Cinsel Yönelim ve Kimlik”. Prof. Dr. Bengi Semerci tarafından yönetilen panele ‘Çember’ adlı filmin senaristi Ivan Madeo, sinema eleştirmeni Alin Taşçıyan, oyuncu Ayta Sözeri, avukat Fırat Söyle ile Friborg Üniversitesi’nden Prof. Dr. Walter Stoffel katıldı.
Panelde farklı cinsel tercih kullananlara yönelik ayrımcılık’ teması işlendi panelden satırbaşları:
“-Psikiyatrist Prof. Dr. Bengi Semerci, “Bu paneli düzenlediğimiz için bazı tepkiler aldım. Onaylamayacağın görüşler ve tercihler de olsa önemli olan ayrımcılığa karşı durabilmek. Bunu karşıtırmayalım, bu ayrı bir konu. Onlara saygı duymalıyız. Biz sinemayı tartışıyoruz, biliyoruz ki sinema toplumun aynası. Bizim festivalin düzenleme amacı da. Vermek istediğimiz mesaj da şu: “Farklılıklarına, seçimlerine katılmasak da her konudaki ayrımcılığa karşı çıkmalı, ayrımcılığı savunurken ayrımcılık yapmak”.,
-Oyuncu Ayta Sözeri: Sinema yaparken kimliğimi asla saklamadım. Neysem oyum dedim. Elbette zor günler geçirdim. Sıkıntılı ve mücadele içinde geçen bir ömür. Dileğim, ‘nefret söylemi olmadan seçimlerimize saygı duyulan bir dünya”. Peki nasıl yapacağız. Önce önyargılı kırmalıyız. Bir sanatçı olarak şunu fark ettim, bu kimlikteki kişiler ya cezaevine giren, ya da kendisine fiziksel şiddet uygulayan bir karakter olarak gösteriliyorlar. Sanırım daha iyi filmlere ihtiyaç var. Sanırım sevmeyi, birbirimizi sevmeyi öğrenmemiz gerekiyor. Nefrete söyleminden uzak, farklılıklara saygı duymayı öğrenen bir toplum olabilmek. Sanırım sonrasında güzel filmler de gelecektir.,
-Sinema Eleştirmeni Alin Taşçıyan: Türkiye’de çekilen filmlerde farklı cinsel kimliği kullananlar mizah unsuru ya da bir filmin içine renk olarak serpiştirilmiş bir tema olarak kullanılıyor. Kısacası Türk Sinemasında ‘Çember’ filmindeki gibi soruna ve duygulara dokuman mutlu sonla biten bir hikaye yok.Önce bu algının kırılması gerekiyor.
-Avukat Fırat Söyle: Adalet sürecinde de mağdur oluyorlar. Farklı cinsel tercih kullananların öldürüldüğü cinayet davalarında sanığın savunmaları benzer: “namusumu korumak istedim”. Bu tür davalarda mağdur fail, fail mağdur oluyro. Kısacası onların öldürülmesi hakmış gibi bir mantık var. Sanıklar benzer söylemlerle ağır tahrik unsurundan yararlanmak istiyorlar. Ve maalesef cezalar da ölenin yakınlarının yüreğine su serpmiyor.
-Senarist Ivan Madeo: Çember adlı filmi yaparken bütçeyi bulmakta bile zorlandık. Bener önyargılar benim ülkemde de var. Zor da olsa filmi yaptık. Farklı cinsel kimlikle yaşamak zorunda kalan insanların yaşadıkları ‘ikilemleri’ belgesel-kurmaca tekniğiyle anlattık yapılmasını istemiyorlar. “ Sizden farklı değiliz diyorlar. Hayat planlarımız aynı, aynı haklara sahibiz ve seçim yaptığımız kimliklerimize saygı bekliyoruz” diyorlar. Filmde de bu mesajı vermeye çalıştık.
Kaynak: Tülay ACAR / HaberTürk