Avangart Belgeseller
Koyaanisqatsi (1982, yönetmen: Godfrey Reggio)
Filmin adı Hopi dilinden gelen Koyaanis ve Qatsi kelimelerinin birleşimi. Koyaanis, “karışıklık” anlamına gelirken, Qatsi ise “hayat” demek. İsmi “yabancı” olan filmin kendisi de yabancı, insanlığa ve sinemaya.
Doğanın durgunluğundan, insanlığın düzensizliğine; geçmişimiz, şimdimiz ve geleceğimiz. Koyaanisqatsi, insan ile doğa arasında bir köprü mü oluşturuyor, yoksa yıkılmış bir köprüyü gözler önüne mi seriyor; hepsi, ya da hiçbiri. Film yalnızca bize bizi gösteriyor ve dünyada yaşayan uzaylılara sesleniyor: “Bakın, bir zamanlar siz de bu doğanın bir parçasıydınız.”
Blue (1993, yönetmen: Derek Jarman)
“Hayatla ya da ölümle ilgili ne varsa içimde olup biterken dışarıdaki dünyadan gelen onca habere ne gerek var? İnsan bütün dünyayı bilebilir, yerinden bile kımıldamadan.”
Blue (1993) ise tek bir insanın her şeyine odaklanıyor, ya da hiçbir şeyine, yitirdiklerine: Derek Jarman. Bir yönetmensiniz. AIDS hastasısınız ve görme duyunuzun büyük bir kısmını kaybettiniz. Yaptığınız en iyi işi yaparak, film çekerek, kendinizi ölümsüzleştirmek istiyorsunuz. Nasıl bir film çekerdiniz?
Avangart yönetmen 79 dakika boyunca, bize tek bir kare sunuyor. Mavi bir kare. 79 dakikalığına da olsa, hayata onun gözünden bakmamızı sağlıyor. Onun içine giriyoruz, dışarıya onun gözleriyle bakıyoruz ve kendi sesimizi duyuyoruz, başkalarının sesi dışarıda yankılanırken.
Basit bir mavi değil bu mavi; acının mavisi, korkunun mavisi ve küçük sevinçlerin mavisi. Yaşamın ve ölümün mavisi.
Sonuç olarak, yaklaşık 10 yıl arayla çekilen iki film de insanı baz alıyor. Koyaanisqatsi, tüm insanlığı çok geniş bir zaman ve mekan ölçeğinden aktarırken; Blue bizi küçülttükçe küçülterek tek bir insanı anlamamızı sağlıyor. Biri, minimalliği büyüleyici Philip Glass müzikleri ve time-lapse çekimleri ile sağlıyor, diğeri ise tek bir mavi kareye sonsuz anlamlar yükleyerek.
Atakan Özkan