Steve McQueen, savaş zamanı Amsterdam’ı ile günümüzün aşırılığını harmanlıyor.
12 Years a Slave ile 2014 yılında En İyi Film Oscar’ına layık görülen yönetmen Steve McQueen bu sefer seyirciye çapraz bir portre sunuyor: Bir yandan Hollanda’nın başkenti Amsterdam’ın Nazi işgali altındaki geçmişine ışık tutarken bir yandan da pandemi ve toplumsal hareketlerin de etkisiyle son yılların yoğunluğu ve karmaşıklığını inceliyor. Hollandalı yönetmen ve McQueen’in eşi Bianca Stigte’ın işgal altındaki Amsterdam’ı mercek altına alan kitabı Atlas of an Occupied City (Amsterdam 1940-1945), bu dört saatlik belgeselin temel ilham kaynağı.
Fragman Yayınlandı
Nazi dönemi Amsterdam’ının korkunç tarihi günümüzün tehditkar aşırılığı ile birleşiyor. A24 tarafından Salı günü yayınlanan fragman, McQueen’in kendi şehri olan Amsterdam’da modern zamanın günlük yaşamına odaklanıyor. Kamera, şehirde yerel halkın yürüyüş yapmasını, koşmasını, kayak yapmasını, dans etmesini ve hatta evlenmesini kayda alıyor, günlük yaşamlarına devam eden insanlar gözleniyor.
Ancak bu görseller, anlatıcı Melanie Hyams‘ın 1940’ların başında Amsterdam’ı saran; Nazilerin, Yahudi topluluğuna zulmettiği korkunç hikayeleri hatırlattığı bir anlatı ile birleşiyor; cinayetler, intiharlar, direniş ve ihanetler.
Amsterdam’ın bugününü şık bir şekilde betimleyen McQueen’in bu yaklaşımı, belgeselin yapımcılığını da üstlenen Stigter’ın metninin yardımıyla, Holokost’un günümüzdeki aşırılığın habercisi olması açısından 1940’ler ve şimdi arasında bir bağ kuruyor.
Bununla birlikte fragmanda zaman zaman Amsterdam’da günümüz polisini, kalabalıkları dağıtmak için atlı, helikopterle veya zırhlı araçlarla hareket ederken görüyoruz. COVID dönemi sıkı denetimlere karşı düzenlenen protestolar ayrıca dikkat çekiyor.
Cannes‘da gösterilen, Telluride ve New York Film Festivali‘nde yer alan Occupied City’nin Türkiye vizyon tarihi henüz belli değil. Belgeselin yapımcıları arasında A24, New Regency ve Film4 yer alıyor. Belgeselin fragmanını aşağıdaki bağlantıdan izleyebilirsiniz.