– Bence yeterince süt parası oldu.
– Kevin, bazı şeyler sütten daha önemlidir değil mi?
Sinem Dinçer
Melanie Griffith ve Ed Harris’in başrollerini paylaştıkları Milk Money’i (1994) yazarken John Mattson, hedef kitlesini nasıl tasarlamıştı bilinmez; bu filmin çocuk filmi olup olmadığı konusunda bizi düşündürürken, gözümüzün önünden ayırmadığının süt olduğu aşikar.
Peki üç kafadar Brad, Kevin ve filmin esas oğlanı Frank’in sütten daha önemli buldukları ne olabilir? Elbette kadınlar! Onlu yaşlarının henüz başında olan bu üç arkadaş, karşı cinsle olan farklılıklarına ve onları keşfetmeye yönelik meraklarını giderme derdindedirler. Ancak bunu yaparken öyle uçuk cümleler kurarlar ve yöntemler geliştirirler ki film akarken, üçünün de çocuk olduğunu yönetmenin vurguladığı anlar bir bardak ya da şişe süt ile gerçekleşir.
Yıl 1994; iletişimin şimdiki gibi gelişkin olmadığı, yeni bir takım şeylerin hala kitaplar ve dergilerden öğrenilmeye çalışıldığı zamanlar… Durum bu olunca, gerçeğin peşinde koşarken çocuk zekasının yaratıcı gücünü vurgulamaya gerek yok tabii ki.
Filmin ana çocuk kahramanı Frank, annesini doğum sırasında kaybetmiştir ve babasıyla birlikte oldukça geleneksel bir mahallede yaşar. Baba oğul oldukça keyifli bir iletişimleri vardır. Frank, hiç tanımadığı annesiyle ilgili herhangi bir özlemini dile getirmese de, V. (Melanie Griffith) karakteriyle tanışmasından itibaren beliren anne ihtiyacını gözlemlemeye başlarız. Öyle ki kadın bedenine olan merakları sebebiyle üç arkadaş para biriktirip, temel ihtiyaçları olan sütü almak yerine bu parayı gittikleri şehir merkezinde tanıştıkları ve hayat kadınlığı yapan V.’ye verirler. Oldukça detaylı ilerleyen filmde Frank (Michael Patrick Carter) için V., babasıyla birbirlerine aşık olmaları sonucu, ‘süt’ parasına karşılık kazandığı ‘anne’ olarak yerini belirler.