93. Akademi Ödülleri’nin sahiplerini bulmasına günler kala En İyi Kısa Film Kategorisinde yarışan Elvira Lind’in yönetmen koltuğunda oturduğu The Letter Room, Türkiyeli Yönetmen Serhat Karaaslan’ın 2018 yapımı filmi Görülmüştür ile olan benzerliği ile dikkat çekiyor.
Uluslararası prömiyerini Karlovy Vary Film Festivali‘nde yapan, 30. Ankara Uluslararası Film Festivali – En İyi Senaryo, En İyi Erkek Oyuncu, En İyi Kadın Oyuncu ve SİYAD En İyi Film ödüllerinin sahibi Görülmüştür, fotoğrafını gördüğü bir kadını takıntı haline getiren genç bir adamın hikâyesini konu ediniyor. Cezaevinde mektup okuma komisyonunda çalışan Zakir hayatını mahkumların arasında geçirmektedir. Onun görevi hükümlülere gelen mektupları okumaktır. Mahkumlara gelen her mektup önce Zakir’in kontrolünden geçer. Mektupları kontrol ettiği sıradan günlerden birinde zarfın içinden çıkan bir fotoğraf Zakir’in dikkatini çeker. Selma isimli genç bir kadına ait olan fotoğraf onu çok etkiler ve fotoğrafı saklamaya karar verir. Zaman içinde sakladığı fotoğraftaki kadın Zakir için bir takıntı halini alır. Pek çok ulusal ve uluslararası festivalde gösterimi yapılan film, 2018’in beğenilen yapımlarından biriydi. Filmin başrollerinde Berkay Ateş, Saadet Işıl Aksoy yer alıyordu.
The Letter Room ve Görülmüştür Arasındaki Benzerlikler
93. Akademi Ödülleri‘nin adaylarının açıklanmasından sonra bazı filmler eleştirmenler tarafından favori olarak gösterilmeye başlandı. En İyi Kısa Film Kategorisinde yarışan The Letter Room da bu senenin iddialı filmleri arasında çoğunlukla yerini aldı. Konusu, geçtiği mekân, hikâye örgüsü ve karakterleri karşılaştırıldığında Görülmüştür ile büyük benzerlikler taşıyan film, sinemaseverlerin dikkatini çekmiş durumda.
Zakir ve Richard’ın Farkı Ne?
Elvira Lind‘in 30 dakikalık filmi The Letter Room, mektup odasına transfer edilen bir cezaevi memurunun kısa bir süre sonra kendini bir mahkumun özel hayatının ortasında bulmasını konu ediniyor. Filmin başrollerinde Oscar Isaac ve Alia Shawkat yer alıyor.
Filmler incelendiğinde ana karakterin mesleğinin, mesleği yapış tarzlarının, melankolik ruh hallerinin, fiziksel görünüşlerinin neredeyse bire bir aynı olduğu fark ediliyor. Obsesif bir biçimde işlerini yapmaları ve diğer iş arkadaşlarıyla sınırlı ilişki kurmaları yine birebir benzeşen bir diğer özellik. Görülmüştür‘ün başrolünde olan Berkay Ateş ve The Letter Room‘un başrol oyuncusu Oscar Isaac‘in fiziki özellikleri, bakışları, hal ve tavırları, jest ve mimikleri neredeyse birbirinin kopyası. Her iki gardiyan da yalnız, melankolik ve hayatlarını iş-ev arasında monoton geçiyorlar.
Filmlerdeki hikâyelerin gelişimi incelendiğinde iki filmde de tüm hikâyenin aynı akışta gitmesi dikkat çekiyor. Başlangıçtaki eğitim sahneleri, gardiyanların mektupları aynı ilgi ve özenle okumaları, çevrelerindeki insanlarla kurdukları ilişkiler, mektup gönderen kadının film içindeki konumlandırılışı ve yarattığı merak aynı şekilde işleniyor. Karakterlerin film içinde yaşadıkları gerilimler arasında da neredeyse hiçbir fark yok.
The Letter Room Sinematografik Olarak Farklı Bir Dünyaya Sahip mi?
Görülmüştür ve The Letter Room‘un sinematografik dilleri arasında herhangi bir fark görmek pek mümkün değil. Kamera hareketleri, kadraj seçimleri birbirine çok yakın. The Letter Room‘da ve Görülmüştür‘de izlediğimiz bazı planlar birebir uygulanmış gibi görünüyor.
Filmler Üzerindeki Tartışmalar Devam Ediyor
Sosyal medya üzerinden başlayan benzerlik tartışmaları konuşulmaya devam ediyor. Oscar Ödülleri’nin sahiplerini bulmasına az günler kala pek çok sosyal medya kullanıcısı bu dikkat çekici benzerliklerin tesadüfi olmadığını dile getiriyorlar.
Aldığımız bilgiler doğrultusunda Görülmüştür‘ün yönetmeni Serhat Karaaslan ve yapımcısı Serkan Çakarer’de bu durumdan çok rahatsız. İkilinin haklarını hukuki yollardan aramaya başladıkları gelen haberler arasında.