Fil'm Hafızası
  • ANASAYFA
  • HAKKIMIZDA
    • BİZ KİMİZ?
    • EKİBİMİZ
    • GÖNÜLLÜLÜK İLANLARI
  • FİLM ÖNERİLERİ
    • Aksiyon / Macera
    • Animasyon
    • Belgesel
    • Bilim Kurgu / Fantastik
    • Biyografi / Tarih
    • Drama
    • Erotik
    • Komedi
    • Korku / Gerilim
    • LGBTİ
    • Müzik / Müzikal
    • Romantik
    • Savaş
    • Suç / Gizem
    • Western
    The Power of the Dog (2021)
    Film Önerileri

    The Power of the Dog (2021)

    Rabia Elif Özcan
    19 saat önce
    Altın Lale’nin Peşinde: 44. İstanbul Film Festivali Yarışma Seçkisi
    Drama

    O Da Bir Şey Mi (2024)

    Tuba Büdüş
    2 gün önce
    Tchaikovsky’s Wife (2022)
    Biyografi / Tarih

    Tchaikovsky’s Wife (2022)

    Ayşe Ekin Sağıroğlu
    2 ay önce
    Io Capitano (2023)
    Drama

    Io Capitano (2023)

    Selin Tanyeri
    2 ay önce
    Flow (2024)
    Animasyon

    Flow (2024)

    Büşra Soylu Küçükkaya
    3 ay önce
    Leo (2023)
    Film Önerileri

    Leo (2023)

    Rabia Elif Özcan
    3 ay önce
  • SİNEMA YAZILARI
    • 44. İstanbul Film Festivali
    • 25. İzmir Kısa
    • 31. Altın Koza
    • Analiz
    • Eleştiri – İzlenim
    • Liste
    • Özel Dosya
    • Röportaj
    44. İstanbul Film Festivali Günlükleri-9
    Eleştiri - İzlenim

    Gitmek ya da Kalamamak: Gündüz Apollon, Gece Athena (2024)

    Tuba Büdüş
    2 gün önce
    Düş mü, Gerçek mi?: Black Mirror (2011-…)
    Analiz

    Düş mü, Gerçek mi?: Black Mirror (2011-…)

    Selin Tanyeri
    4 gün önce
    Kimlik ve Öz Arayışı: A Complete Unknown (2024)
    Analiz

    Kimlik ve Öz Arayışı: A Complete Unknown (2024)

    Burakhan Yanık
    1 hafta önce
  • HABERLER
    İkonik Romantik Komedinin 26 Yıl Sonra Devam Filmi Geliyor!
    Haberler

    İkonik Romantik Komedinin 26 Yıl Sonra Devam Filmi Geliyor!

    Can Turbay
    22 saat önce
    28. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali’nin Ödülleri Açıklandı!
    Haberler

    28. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali’nin Ödülleri Açıklandı!

    Seher Kızılırmak
    1 gün önce
    Fotokopi Günlükleri Avrupa’nın Sundance’i ECU’da
    Haberler

    Fotokopi Günlükleri Avrupa’nın Sundance’i ECU’da

    İrem Naz Güvel
    2 gün önce
  • KISA FİLMLER
    Lucky Fish (2022)
    Kısa Filmler

    Lucky Fish (2022)

    Ayşe Şimal Gürdamar
    8 ay önce
    Sousaphone (2019)
    Kısa Filmler

    Sousaphone (2019)

    Yiğit Aksan
    8 ay önce
    Hikayeci (2005)
    Kısa Filmler

    Hikayeci (2005)

    Ayşe Şimal Gürdamar
    10 ay önce
  • SPOTIFY
    • Playlists
    • Podcasts
  • ETKİNLİKLER
    • Dinner Talks
    • Fil’m Hafızası Akademi
    • Keşfetmenin Keyfi
  • GALERİLER
    • BiReplik
    • Bunları Biliyor Muydunuz?
    • Etkinlikler
    • Hafızadan Çıkmayanlar
  • İLETİŞİM
No Result
View All Result
  • ANASAYFA
  • HAKKIMIZDA
    • BİZ KİMİZ?
    • EKİBİMİZ
    • GÖNÜLLÜLÜK İLANLARI
  • FİLM ÖNERİLERİ
    • Aksiyon / Macera
    • Animasyon
    • Belgesel
    • Bilim Kurgu / Fantastik
    • Biyografi / Tarih
    • Drama
    • Erotik
    • Komedi
    • Korku / Gerilim
    • LGBTİ
    • Müzik / Müzikal
    • Romantik
    • Savaş
    • Suç / Gizem
    • Western
    The Power of the Dog (2021)
    Film Önerileri

    The Power of the Dog (2021)

    Rabia Elif Özcan
    19 saat önce
    Altın Lale’nin Peşinde: 44. İstanbul Film Festivali Yarışma Seçkisi
    Drama

    O Da Bir Şey Mi (2024)

    Tuba Büdüş
    2 gün önce
    Tchaikovsky’s Wife (2022)
    Biyografi / Tarih

    Tchaikovsky’s Wife (2022)

    Ayşe Ekin Sağıroğlu
    2 ay önce
    Io Capitano (2023)
    Drama

    Io Capitano (2023)

    Selin Tanyeri
    2 ay önce
    Flow (2024)
    Animasyon

    Flow (2024)

    Büşra Soylu Küçükkaya
    3 ay önce
    Leo (2023)
    Film Önerileri

    Leo (2023)

    Rabia Elif Özcan
    3 ay önce
  • SİNEMA YAZILARI
    • 44. İstanbul Film Festivali
    • 25. İzmir Kısa
    • 31. Altın Koza
    • Analiz
    • Eleştiri – İzlenim
    • Liste
    • Özel Dosya
    • Röportaj
    44. İstanbul Film Festivali Günlükleri-9
    Eleştiri - İzlenim

    Gitmek ya da Kalamamak: Gündüz Apollon, Gece Athena (2024)

    Tuba Büdüş
    2 gün önce
    Düş mü, Gerçek mi?: Black Mirror (2011-…)
    Analiz

    Düş mü, Gerçek mi?: Black Mirror (2011-…)

    Selin Tanyeri
    4 gün önce
    Kimlik ve Öz Arayışı: A Complete Unknown (2024)
    Analiz

    Kimlik ve Öz Arayışı: A Complete Unknown (2024)

    Burakhan Yanık
    1 hafta önce
  • HABERLER
    İkonik Romantik Komedinin 26 Yıl Sonra Devam Filmi Geliyor!
    Haberler

    İkonik Romantik Komedinin 26 Yıl Sonra Devam Filmi Geliyor!

    Can Turbay
    22 saat önce
    28. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali’nin Ödülleri Açıklandı!
    Haberler

    28. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali’nin Ödülleri Açıklandı!

    Seher Kızılırmak
    1 gün önce
    Fotokopi Günlükleri Avrupa’nın Sundance’i ECU’da
    Haberler

    Fotokopi Günlükleri Avrupa’nın Sundance’i ECU’da

    İrem Naz Güvel
    2 gün önce
  • KISA FİLMLER
    Lucky Fish (2022)
    Kısa Filmler

    Lucky Fish (2022)

    Ayşe Şimal Gürdamar
    8 ay önce
    Sousaphone (2019)
    Kısa Filmler

    Sousaphone (2019)

    Yiğit Aksan
    8 ay önce
    Hikayeci (2005)
    Kısa Filmler

    Hikayeci (2005)

    Ayşe Şimal Gürdamar
    10 ay önce
  • SPOTIFY
    • Playlists
    • Podcasts
  • ETKİNLİKLER
    • Dinner Talks
    • Fil’m Hafızası Akademi
    • Keşfetmenin Keyfi
  • GALERİLER
    • BiReplik
    • Bunları Biliyor Muydunuz?
    • Etkinlikler
    • Hafızadan Çıkmayanlar
  • İLETİŞİM
No Result
View All Result
Fil'm Hafızası
No Result
View All Result
Home Sinema Yazıları Röportaj

Umut Vaat Eden Bir Kalem: Koray Soylu

Ezgi Ulukoca Ezgi Ulukoca
6 yıl önce
Röportaj, Sinema Yazıları
Okuma Süresi: 6 min
0
0
Umut Vaat Eden Bir Kalem: Koray Soylu
Facebook'ta PaylaşTwitter'da PaylaşWhatsapp'ta Paylaş

Ekibimizin en genç yazarlarından olan Koray Soylu’yu bu ay sizlerle tanıştırmak istedim. Çünkü Koray sohbet ettikçe insanda kendiyle ilgili merak duygusu uyandıran çok ilginç biri. Et yemeyi neden bıraktığını anlatması bile onu sevmeniz için yeterli. Bu nedenle lafı daha fazla uzatmadan onunla gerçekleştirdiğimiz hoş sohbeti paylaşıyorum.

E.U.    Merhaba Koray, biliyorsun söyleşiler “Öncelikle biraz kendinizden bahseder misiniz?” sorusu ile başlar. Biz de bu rutinden kopmayalım, bize biraz hayatından kesitler anlatmak ister misin?  Nerede okuyorsun, hayatına hangi alanda yön vermek istiyorsun, FH ile yolun nasıl kesişti?

K.S.     Istanbul’da doğdum, burada büyüdüm. Tüm okul hayatım da burada geçti, geçiyor. Koç Üniversitesi Medya ve Görsel Sanatlar Fakültesi son sınıf öğrencisiyim. Ancak sanırım birçoğumuz gibi bölümümle en azından doğrudan ilintili bir meslek icra etmeyeceğim gibi duruyor. Planlarımı da bölümümün bana kazandırdıklardan biraz uzağa konumlandırdım; etnomüzikoloji, müzik tarihi ya da müzik sosyolojisi çalışabileceğim bir akademik kariyer istiyorum şu anda. Ama her şey havada maalesef, bakalım zaman ne gösterecek.

FH ile yolum üniversiteden bir arkadaşım aracılığyla kesişti, kendisi keşif ekibinde çalışıyordu, yazı ekibinde boşluk olduğunu söyleyince de başvurdum.

E.U.    Sinemayla ilgilenmeye ne zaman başladın?

K.S.    2012’nin sonunda yazmaya başladım. Önce IMDB 250’den filmler ayıklayarak onları izlemeye başladım, sonrasında da popüler sinemanın uzağında araştırmalara giriştim. Öncesinde film izlemek tek başıma yaptığım bir şeyden uzak, eğlencelik bir şeydi. Bu süreçle birlikte biraz daha yalnız kalabilmeyi, daha kişisel zevkler geliştirmeyi başardım.

E.U.    Ne zamandan beri yazıyorsun? Yazma süreci sende nasıl gelişti?

K.S.    2012’in sonları karakterim ve zevklerim için çok kurucu bir dönemin başlangıcı oldu.     Öncesinde kendimi kültür-sanat bağlamında çok fakir hissettiğimden, bu dönemle birlikte izlemeye, okumaya, araştırmaya ve de yazmaya başladım. Uzun bir süre şiir, kısa hikâye, mütevazı denemeler yazmaya çabaladım. Sonra kurgudan uzaklaştım, birkaç arkadaşımla ‘Hıyarsızcacık’ (bu isimden kimse gurur duymuyor) adını koyduğumuz bir blogda politika, ancak daha çok sinema yazıları yazdım. Ardından da ‘Hateisred’ adlı kişisel bloğumda sinema yazıları yazmaya başladım ve manifold gibi internet mag’lerine yine deneme/araştırma yazıları gönderdim. Sanırım araştırma sürecini çok sevdiğimden ve araştırdıklarımı bir anlamda daha iyi görüp, anlayıp hafızama yerleştirebileceğime inandığımdan deneme-araştırma yazmaya yoğunlaştım. Üniversitede de teorik sinema dersleri alıp blog/makale yazmaya devam edince yazı türü odağım belli olmuş oldu.

E.U.    Blog yazılarından hiç haberim yoktu doğrusu. Hemen açıp okuyacağım yazdıklarını. Peki bir filmi izlerken ya da o film hakkında yazı yazmaya karar verdiğinde nereden başlıyorsun, nelere dikkat ediyorsun?

K.S.     Gerçekten belli bir noktadan yola çıkıyor ya da filmin belli kriterleri sağlamasını umuyor muyum emin değilim. Sanırım yalnızca bir filmin ya da tükettiğim herhangi bir sanat formunun bana bir şekilde dokunmasını bekliyorum. Sinemayla da böyle, çok kişisel, biraz da romantik bir ilişkim oldu. Belki kendi hayatımdan, gerçekliğimden ya da ideallerimden kesitler gördüğüm filmler daha çok ilgimi çekiyor; biraz kıyıda köşede kalmış, gözümüzden ve zamanımızdan uzaktaki hikayeler, anti-kahramanlar, bir anlamda yoksunlaştırılmış hayatlar.

E.U.    Hangi sinema türünü daha çok seversin?

K.S.    Bunu ne zaman düşünsem aklıma No Wave sinema sahnesi geliyor. Jim Jarmusch’un çıkış    yaptığı 70’li yılların sonunda ortaya çıkan bir sahne bu, aynı zamanda Steve Buscemi ve Vincent Gallo gibi oyuncuların da ilk deneyimlerini yaşadıkları zaman. Bir hayli marjinalize edilmiş bir grup insanın sinemayla sıra dışı deney yaptıkları çok ilginç bir dönem. Filmleri de en az onları yapanlar kadar radikal ve bazan da korkutucu oluyor. Bunun yanında ama belki No Wave sahnesine kenarda-köşedeliğiyle benzer olan hikayelerin işlendiği, benim metin filmleri dediğim Mike Leigh, Lynne Ramsay Ken Loach, Shane Meadows gibi yönetmenlerin Birleşik Krallık işçi/emekçi drama-komedilerini garip bir biçimde çok huzur verici buluyorum. Son olarak ve belki tüm bunların aksine, metropol dramalarına karşı da bir zaafım var; Wong Kar Wai, Noah Baumbach, Safdie Kardeşler ve Woody Allen gibi birinci dünya ülkelerinin birinci dünya sorunlarını izlemek benim için bir suçlu zevki maalesef.

E.U.    Peki, izledikten sonra aklından çıkaramadın bir sahne veya replik var mı?

K.S.    Jim Jarmusch’un Down by Law filminde Roberto Benigni’nin karakterinin “I scream, you scream, we all scream for ice cream!” diye bağırmaya başladığı sahne. Jim Jarmusch’u biraz fazla seviyorum ve özellikle erken dönem filmlerinin beni birçok anlamda değiştirdiğini düşünüyorum.

E.U.    O replik benim de favorilerimden biridir. Özellikle neredeyse her gün özlü hayat mottolarıyla karşılaştığımız şu sıralar bu repliği daha çok tekrar ediyorum. Madem unutamadığın repliği sorduk, senin için özel olan filmlerden ve yönetmenlerden bahsedelim biraz da. Türk sinemasından ve dünya sinemasından senin için listenin başında olan filmler nelerdir?

K.S.     Doğrudan Jim Jarmusch ilk dönem filmlerini saymalıyım, Permanent Vacation’dan Night on Earth’e değin çektiği her film benim için çok kıymetli. Jim Jarmusch’un yakın bir arkadaşı olan Aki Kaurismaki’nin filmografisinin yerini tarif etmek de çok güç, ondan özellikle La Viede Boheme ve Proleterya üçlemesini çok seviyorum. Wong Kar Wai de ilk aklıma gelenlerden, onun Chungking Express, Fallen Angels, Happy Together filmlerini büyüleyici buluyorum.

Türk sinemasında beni dünya sinemasından örnekler kadar etkileyen bir film izleyemedim         henüz, ama dediğim gibi, bu onları iyi ve başarılı bulmamakla değil, bir şekilde yakın    hissetmememle alakalı. Ama Metin Erksan’ın Sevmek Zamanı’nını, Emin Alper’in Abluka’sını, Tolga Kareçelik’in Sarmaşık filmini, Derviş Zaim’in Tabutta Rövaşatası’nı, Nuri Bilge’nin tüm filmlerini ve Zeki Demirkubuz’un özellikle İtiraf filmini çok seviyorum. 

 

E.U.    Anladığım kadarıyla Jim Jarmusch hayranısın. Peki onun dışında hangi yönetmenleri seversin?

K.S.     Asghar Farhadi, David Lynch, Jonas Mekas, Chantal Akerman, Spike Jonze, Adam Elliot,       Wim Wenders, Lynne Ramsay, Jacques Auidiard, Robert Weine, Terry Gilliam, Andrew Bujalski ve umurlarında olmayacak olsa da özür dilediğim aklıma gelmeyen diğerleri.

E.U.    Dünya sinemasına baktığımız zaman kendini hangi coğrafyanın filmlerine yakın hissediyorsun?

K.S.     Dediğim gibi Birleşik Krallık işçi/emekçi sınıfı coğrafyası bunlardan biri, Amerikan bağımsız sinemasının habitatı; Kelly Reichardt, Safdie Kardeşler ve Vincent Gallo’nun öte Amerikası. Aki Kaurismaki’nin Finlandiyası, erken 1920’ler Almanyası, Wong Kar Wai’nin Hong Kong’u. Aklıma ilk gelenler bunlar oldu.

E.U.   Bundan sonraki planların nelerdir?

K.S.    Daha fazla yazmak, yazdığım konuların çeşitliliğini genişletmek istiyorum. Bloğumu     genişletmek ve daha fazla yerde yayımlanmak. Bir novella sayılabilecek öykümü de    kitaplaştırabilirim diye umuyorum. Ancak bunların dışında, en önemli önceliğim akademik kariyerim. Okulumun Sanat Tarihi Bölümü’nden çift anadal kabulü aldıktan sonra mezun        olmak, ardından da akademide en genel anlamıyla müzik çalışabileceğim bir kariyer planını denemek istiyorum.

E.U.    Hoş sohbetin için çok teşekkür ederim Koray. Seni daha yakından tanıdığıma çok memnun oldum. Hayatın daha çok başındasın. O yüzden her şeyin gönlünce olmasını ve kariyerin için planladığın hedeflere ulaşabilmeni dilerim. Son olarak seninle ilgili giriş yazımda belirteceğim ve büyük bir ihtimalle okuyucuda merak uyandıracak vejetaryen olma hikâyeni alabilir miyiz?

K.S.     Aslında burada uyanan beklentiyi karşılayacak kadar ilginç bir hikâyesi yok. Hem feminist hem de hayvan hakları aktivizminin başucu kitaplarından sayılan Carol J. Adams’ın “Etin Cinsel Politikası: Feminist-Vejeteryan Eleştirel Kuram” kitabını okumamla gerçekleşti her şey. Tabii bu kitabı okumak istememde biraz vejeteryan-vegan aktivizminin görünürlük kazanmaya başlaması etkili oldu. Hem vegan-vejeteryan yaşayanları gözlemlemeniz, onları dinlemeniz ve tabii büyüyüp normalleştirilen birçok şeye biraz daha eleştirel bakabilecek bir olgunluk geliştirmeniz önemli oluyor. Kitap da sanırım hazırlıklı olduğum bu dönüşüm için gerekli altyapıyı, inancı ve motivasyonu sağlamış oldu. Sanırım böyle bir kararın sürerli olması için de en önemli şey yaptığınıza inanmanız, bu kararı vicdanınız ve mantığınızla tek başınıza en sağlıklı şekilde vermeniz. Son olarak ekleyeyim, veganlığın üzerine neredeyse hiç düşmedim, kendimi bu anlamda eksik hissediyorum. Ama sanırım bu bir süreç, ve umarım bu süreç beni vicdanen ve mantıken ikna olabileceğim, inanabileceğim daha güzel kararlara götürür.

Ezgi Ulukoca

15 Şubat 1984’te Eskişehir’de doğdu. Ertesi gün hava çok soğuktu, evden çıkmadı. Istanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu, avukattır. Sinema ve edebiyat ile ilgilenir. Seyahat etmeyi, bir de çillerini çok sever. Ayaklarının altından gıdıklanır, viskiyle arası yoktur. Kerevize bayılır.

Etiketler: koray soylu
Ezgi Ulukoca

Ezgi Ulukoca

15 Şubat 1984’te Eskişehir’de doğdu. Ertesi gün hava çok soğuktu, evden çıkmadı. Istanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu, avukattır. Sinema ve edebiyat ile ilgilenir. Seyahat etmeyi, bir de çillerini çok sever. Ayaklarının altından gıdıklanır, viskiyle arası yoktur. Kerevize bayılır.

YazarınDiğer Yazıları

    Onur Doğan ile Son Kısa Filmi Bomba (2024) ve Korku Sineması Üzerine Söyleşi

    Onur Doğan ile Son Kısa Filmi Bomba (2024) ve Korku Sineması Üzerine Söyleşi

    13 Ocak 2025
    Los Niños Perdidos (2024)

    Los Niños Perdidos (2024)

    12 Ocak 2025
    Beyaz Perdenin İkonikleşen Dedektifleri

    Beyaz Perdenin İkonikleşen Dedektifleri

    23 Kasım 2024
Sonraki Yazı
Romanya Yapımı ‘’The Whistlers’’ Gösterime Girmeye Hazırlanıyor!

Romanya Yapımı ‘’The Whistlers’’ Gösterime Girmeye Hazırlanıyor!

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Editörün Seçtikleri

Av Ya Da Avcı Olmak, İşte Bütün Mesele Bu!: İnsanlar İkiye Ayrılır (2020)

Av Ya Da Avcı Olmak, İşte Bütün Mesele Bu!: İnsanlar İkiye Ayrılır (2020)

Tuba Büdüş
5 Ekim 2021

Bir İçerik Üreticisinin (Gerçek) Anıları: Sweat (2020)

Bir İçerik Üreticisinin (Gerçek) Anıları: Sweat (2020)

Selin Tanyeri
29 Eylül 2021

Sorry We Missed You (2019): Haksızlığa Öfkelenmiyorsan Nasıl Bir İnsansın?

Sorry We Missed You (2019): Haksızlığa Öfkelenmiyorsan Nasıl Bir İnsansın?

Büşra Soylu Küçükkaya
17 Temmuz 2021

Mafya Filmleri

Mafya Filmleri

Fil'm Hafızası
28 Haziran 2021

Bugün Dünün Aynısıydı: Zamansal Döngü Filmleri

Bugün Dünün Aynısıydı: Zamansal Döngü Filmleri

Burakhan Yanık
25 Haziran 2021

  • Biz Kimiz?
  • Gizlilik Politikası
  • KVKK
  • Çerez Politikası
  • İletişim

Fil'm Hafızası © 2023

No Result
View All Result
  • Anasayfa
  • Hakkımızda
    • Biz Kimiz?
    • Ekibimiz
    • Gönüllülük İlanları
  • Film Önerileri
    • Aksiyon / Macera
    • Animasyon
    • Belgesel
    • Bilim Kurgu / Fantastik
    • Biyografi / Tarih
    • Drama
    • Erotik
    • Komedi
    • Korku / Gerilim
    • LGBTİ
    • Müzik / Müzikal
    • Romantik
    • Savaş
    • Suç / Gizem
    • Western
  • Sinema Yazıları
    • 44. İstanbul Film Festivali
    • 25. İzmir Kısa
    • 31. Altın Koza
    • Analiz
    • Eleştiri – İzlenim
    • Liste
    • Özel Dosya
    • Röportaj
  • Haberler
  • Kısa Filmler
  • Spotify
    • Podcasts
    • Playlists
  • Etkinlikler
    • Dinner Talks
    • Fil’m Hafızası Akademi
    • Keşfetmenin Keyfi
  • Galeri
    • BiReplik
    • Bunları Biliyor Muydunuz?
    • Etkinlikler
    • Hafızadan Çıkmayanlar
  • İletişim

Fil'm Hafızası © 2023

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Create New Account!

Fill the forms below to register

All fields are required. Log In

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In