Alkan Avcıoğlu’nun yönettiği Gerçek Ötesi, tamamı yapay zeka ile tasarlanmış ilk belgesel film olarak vizyona girdi.
Sinema dünyasında yeni bir dönemin kapılarını aralayan, Alkan Avcıoğlu’nun ürettiği Gerçek Ötesi (Post Truth), tamamı yapay zeka ile üretilen ilk uzun metrajlı belgesel film olarak dikkat çekiyor. Gerçek dünyayı sahte bir anlatıyla perdeye taşıyan film, onlarca yıla yayılan bir anlatı zinciri kurarak hakikat ve gerçeklik kavramlarının nasıl anlamını yitirdiğini gözler önüne seriyor. Bilgi çağında sürekli bir enformasyon akışıyla şekillenen insan algısını sorgulayan Gerçek Ötesi, izleyicileri kendi gerçeklik tanımlarını sorgulamaya davet ediyor. Kopyaların, yapay gündemlerin ve manipüle edilmiş imgelerin hakim olduğu modern dünyayı eleştirel bir bakışla incelerken, teknolojinin hayatımızdaki etkilerini benzersiz bir görsel deneyimle yansıtıyor.
Yapım süreci de filmin içeriği kadar etkileyici. 15 aydan uzun sürede tamamlanan Gerçek Ötesi, 200 bin saniyeyi aşkın görüntüden oluşan devasa bir havuzdan yaratıldı. Sadece görselleri değil, ses tasarımı, müziği ve anlatıcı sesi de tamamen yapay zeka araçlarıyla üretildi. Belgesel, sinema tarihinde yapay zekanın yaratıcı bir güç olarak nasıl kullanılabileceğine dair çarpıcı bir örnek sunarak, hikaye anlatıcılığında yeni bir çağın öncüsü olma iddiası taşıyor.
Mars Prodüksiyon ve Spongeworthy Studio imzası taşıyan yapım, Başka Sinema dağıtımıyla Türkiye’de izleyiciyle buluşuyor. Gerçeklik ile kurgu arasındaki çizgiyi silikleştiren bu deneyim, özellikle çağımızın bilgi kirliliğine sanatsal bir yanıt arayanlar için kaçırılmayacak bir yapım olarak öne çıkıyor.
Alkan Avcıoğlu ile Sinemanın Yeni Dönemi
Gerçek Ötesi filminin arkasındaki isim, son yıllarda uluslararası arenada büyük ilgi gören yapay zeka sanatçısı Alkan Avcıoğlu. Yönetmen, yapay zeka sanatının öncülerinden biri olarak bilinse de kökleri güçlü bir sinema geçmişine dayanıyor. Uluslararası İlişkiler eğitiminin ardından sinema üzerine yüksek lisans yapan Avcıoğlu, yıllarca anlatıbilim ve göstergebilim üzerine akademik çalışmalar yürüttü. Sinema dünyasına ise eleştirmen kimliğiyle giriş yaptı.
15 yılı aşkın süre FIPRESCI üyesi olarak film eleştirileri yazdı, gazetelerde ve sanat dergilerinde köşe yazıları kaleme aldı. İstanbul Film Festivali’nde “Gizli Hazineler” bölümünü yıllarca kürate eden Avcıoğlu, kayıp veya sansürlenmiş filmleri gün yüzüne çıkarmasıyla da tanındı. Film dünyasındaki deneyimi yalnızca eleştirmenlikle sınırlı kalmadı, uzun yıllar film alımları ve dağıtımcılık alanında çalışarak dünya sinemasının nabzını sahadan takip etti.