Renklerinin yanı sıra, baharın en güzel yanlarından bir diğeri de filmlerle şenlenen günlerin geliyor olmasıdır. Bu yıl 34.’sü düzenlenen İstanbul Film Festivali yine birbirinden şahane filmlerle festival izleyicisini sevindirmeye devam ediyor. Yeni Bir Bakış kategorisinden Carlos Vermut’un yönetmenliğini yaptığı Sihirli Kız – Magical Girl (2014) İspanyol sineması takipçilerinin izlenecekler listesinde ilk sıralarda yerini almalı şüphesiz.
Carlos Vermut’un ikinci uzun metraj filmi olan Sihirli Kız, hayatları bir noktada kesişen ve değişen üç farklı insanın öyküsünü anlatıyor. 12 yaşında kanser hastası bir kızı olan babanın, onun dileklerini yazdığı defteri bulmasının ardından çıktığı yolda, tek niyeti kızını kaybetmeden önce onun mutlu olduğunu görmektir. Maddi olarak bu dileği yerine getirecek bir konuma sahip olmadığından ötürü bir çıkış yolu aramaya koyulur. Tasarladığı plan dâhilinde başına gelen beklenmedik bir kazanın ardından tamamıyla babalık duygusu ve içgüdüsünden kaynaklı sürüklendiği bambaşka bir planın içinde buluverir kendisini.
Bu esnada şaşıran seyirci daha yolun başında olduğunun farkında bile değildir. Böylelikle hikâyeye dâhil olan bir üçüncü kişi çıkar karşımıza. Bu kişinin öyküsünden yola çıkarak, onun çocukluğundan getirdiği bir başka kişi de kurguya dâhil olur. Bir noktada buluşan bu hayatların temsil ettikleri yelpaze masumdan suçluya, acımasıza, fedakâra, korumacıya açılacak kadar da geniştir.
Bir nevi iyi ile kötü arasındaki o ince çizgi üzerinde, görünenin gerçekle ilişkisini sorgulatan ve yürekleri cız ettiren bir film Sihirli Kız. İyi niyetten maraz doğarmış dedirten, zaaflarımızın hayatımızı ne kadar yönlendirdiğini bir kez daha akla getiren, ayrıntıda gizlediği, siyasetten psikolojiye sayısız göndermeyi barındıran ve kendisine hayran bırakan bir drama. Müzikleriyle ise izlerken yaşanan hislere tercüman olmayı bilen bu film, hiç şüphe yok ki festivalin neden dört gözle beklendiğinin bir kanıtı niteliğinde sayılabilir.