Bu yıl 40. İstanbul Film Festivali Haziran gösterimlerinde izleme şansı yakaladığım filmlerden biri 2021 yapımı Madalena oldu. Uluslararası Yarışma kapsamında izleyici ile buluşturulan film Brezilyalı yönetmen Madina Marcheti’nin imzasını taşıyor.
Film Madalena’nın beyazlar içindeki cesedinin, devekuşları ve ucu bucağı olmayan bir soya plantasyonunun içinde görülmesiyle başlıyor. Film, üç farklı karakterin olağan hayatlarından birer kesit sunuyor. Birbirini tanımayan bu üç karakterin tek ortak noktası ise filme adını da veren Madalena. Parasızlık ile boğuşan kulüp çalışanı Luziane; annesinin siyasi kimliği ve babasının beklentileri arasında sıkışmış Cristiano ve Madalena’nın yakın arkadaşı Bianca. Madalena, Luziane, Cristiano ve Bianca’nın hikâyesi dışında anlatısını uçsuz bir soya plantasyonunun etrafında şekillendiriyor. Film üç farklı karakter ile Brezilya’nın bir trans cinayeti karşısında verdiği tepkiyi sorunsallaştırıyor ve bu tepkisizliği eleştiriyor.
Madalena “Brezilya dünyanın en çok transeksüel cinayetinin işlendiği ülkedir” notuyla son buluyor. Filmin sondaki bu söylemi sadece filmi daha da çarpıcı kılmakla kalmıyor, aynı zamanda filmin anlatım diline de bir açıklık getiriyor. Film boyunca Madalena’nın faili meçhul gibi gözüken cinayeti herhangi bir açıklığa kavuşturulmuyor. Cinayet ya da Madalena’nın başına neler gelmiş olabileceği karakterler arasında tartışılan ya da sorunsallaştırılan bir mesele olmuyor. Farklı sosyal sınıflara ait Luziane, Cristiano ve Bianca olay karşısında sadece tepkisizler. Film her ne kadar Cristiano’nun cinayet ile bir bağlantısı olabileceği ipuçlarını verse de, Bianca ve Madalena’nın diğer arkadaşları Madalena’nın eşyalarını paylaşmak için bir araya gelse de, Luziane çalıştığı barda Madalena’nın ruhunu gördüğünü düşünse de cinayet günlük yaşantının bir parçası olmaktan ileri gidemiyor.
Brezilya plantasyon toplumlarının klasik örneklerinden biri. Filmin anlatısında bir soya plantasyonuna yer vermesi manidar. Çünkü Madalena’nın cesedinin bulunduğu (belki de öldürüldüğü) yer, kadınların karşısında spor yaptığı, Luziane’nin klip çekimine gittiği, Bianca ve arkadaşlarının nehirde serinledikleri ve Cristiano ve ailesinin sahip olduğu bir türlü aşılamayan ve bitmek bilmeyen plantasyon Brezilya’nın toplumsal yaşantısı aynı zamanda.