The Element of Crime (Forbrydelsens element), zamanımızın en kışkırtıcı ve tutarlı yönetmenlerinden biri olarak kabul edilen Lars Von Trier’in, prömiyeri Cannes Film Festivali’nde yapılan ilk uzun metrajlı çalışmasıdır. Çoğu filminde izlerini gösterdiği gizemi ve zekasıyla hayranlık uyandırmanın yanı sıra sonrasında da pek çok tartışmayı başlatan film, Kahire’de sürgünde olan dedektif Fisher’in bir hipnoz sonucu geçmişe dönerek “loto katili” olarak bilinen bir seri katilin izini sürmesi ile ilgilidir. Dedektif Fisher, başarısızlıkla sonuçlanmış bu davayı çözebilmek için akıl hocası Osborne’nun izinde kendini psikolojik olarak seri katilin yerine koyarak tehlikeli bir araştırma yöntemini uygular. Trier, kullandığı semboller ve imalar ile savaş sonrası çürümeye başlayan Avrupa’ya göndermeler yaparak çarpıcı bir seyir sağlasa da belirsizlikler ve çelişkilerle dolu hikayesi ile filmi yorumlamak da bir o kadar zorlaşmaktadır.